Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temliken tescil isteyen davacılar, tescile konu taşınmazlarının kadastro tespitinden önceki bir tarihte davalı taşınmazına taşkın olarak inşa edildiğini ileri sürerek bu davayı açmış, tanıklar da ev ve ahırın 1962-1963 yıllarında yapıldığını beyan etmişlerdir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi gereğince; kadastro sırasında düzenlenen tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Davacılar tarafından 07.06.2010 tarihinde kadastro tespitinden on yıllık süre geçtikten sonra bu dava açıldığından Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayanarak ev ve ahır sebebiyle temliken tescil istemlerinin hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir. Davacıların Türk Medeni Kanununun 729. maddesine dayanarak araziye dikilen fidanlar sebebiyle temliken tescil istemleri hakkında ise, uzman bilirkişi ......

    Anılan yönetmeliğe uygun izin alınmaksızın ve yönetmeliğin belirlediği koşullara uygun olmayarak meydana getirilen bina 3194 sayılı Kanuna aykırı ve yıkımı gereken bina sayılır. Yasaya aykırı yapılmış bina sebebiyle bir taşınmaz için irtifak hakkı tesisi yasalara aykırılığın devamı sonucu meydana getireceğinden, imar mevzuatına uygun yapılmamış binalarda irtifak hakkı tesisi olanağı yoktur. (Yargıtay 14....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 12.06.2002 gününde verilen dilekçe ile Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.10.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacıların tapu ile malik olduğu 342 ada 67 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan binanın davalı adına kayıtlı 342 ada 23 parsele taşan kısmının Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayanılarak temliken tescil istemiyle açılmıştır. Davalı davanın reddini savunmuştur....

      Davada temliken tescil koşullarının oluşmadığı gözetilmek suretiyle tapu iptal ve tescil talebinin reddinde isabetsizlik yoktur. 3. Yukarıda açıklandığı üzere bina arzın mütemmim cüzü olup, arzın mülkiyetine tâbi olduğundan, davalı ...'nin taşınmazdaki payını davalı ...’a devrederken üzerindeki bina ile beraber sattığı, davalı ...'ın da üzerindeki bina ile beraber taşınmazı satın alarak dava konusu taşınmazda paydaş olduğu anlaşılmaktadır. 4. Olayın meydana gelişi dikkate alındığında, davacının yaptığı bina nedeniyle sebepsiz zenginleşen davalı ...’dir. Davalı ...’nin 13.06.2016 tarihinde vefat ettiği ve tek mirasçısının ... olduğu ve muris Suphi’nin külli halefi olduğundan tazminattan da ...'ın sorumlu tutulması gerekir. 5. Açıklanan sebeplerle tazminat istemi yönünden davalı ... aleyhine davanın kabulü doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. V....

        Taşkın yapı nedeni ile yapı sahibi yıkım ve el atmanın önlenmesine karşılık temliken tescil isteğini savunma yolu ile ileri sürebileceği gibi ayrıca temliken tescil davası açmış ise çelişkili karar çıkmaması için her iki davanın birleştirilmesi veya temliken tescil davasının bekletici sorun sayılması gerekir. Haksız inşaattan (TMK mad. 724) kaynaklanan temliken tescil isteklerinin müstakil davaya konu olacağı sabit iken taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteklerinin (TMK mad. 725) savunma yoluyla da ileri sürülebileceği gerek yargısal uygulamada, gerekse öğretide benimsenen kuraldır. Somut durumda, davalı vekili istinaf yasa yoluna başvuru dilekçesi ile temliken tescil davası açmış olduğunu bildirmiş olmakla, bu davanın eldeki davaya doğrudan etki ettiği nazara alınarak davaların birleştirilmesi veyahut temliken tescil davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekmektedir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle Temliken Tescil istemine ilişkindir. Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nin 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. TMK’nin 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır....

        Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir....

          Hiç kuşkusuz, yasanın öngördüğü bütün koşullar gerçekleşse bile bir taşınmazın üzerindeki yapı sebebiyle bağımsız bir taşınmaz olarak tescili yani temliken tescil davasının kabulü için yasalara göre ifrazın olanaklı bulunması da gerekir. Eldeki davada, yetkili mercii olan Belediye 13.12.2004 tarihli yanıtında, taşınmazın 1500 m2’den az olmamak kaydıyla ifraz olanağı bulunduğunu belirttiğinden oysa temliken tescil davasına konu taşınmaz bölümü 1500 m2’den az olduğundan Türk Medeni Kanunu’nun 724. maddesine dayalı temliken tescil davasının kabulüne olanak yoktur. O yüzden davacının mülkiyet aktarım istemine yönelik temyiz itirazları yerinde değildir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... Mahalle çalışma alanında bulunan 604 ada 3 parsel sayılı 5.133,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı şirket, adına kayıtlı 604 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu 604 ada 3 parsel sayılı taşınmazın sınırının yanlış belirlenmesi nedeniyle 604 ada 2 sayılı parselin yüzölçümünün eksik ölçüldüğü iddiasına dayanarak 604 ada 3 parsele karşı tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda derdest dava bulunması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, .......

              Mahkemece davacıların temliken tescil istemleri oluşması zorunlu sübjektif koşul yerine gelmediğinden, ikinci kademedeki istek olan yapı bedelinin tahsili talebi de davacıların iyiniyetli olmamaları nedeniyle reddedilmiş, hükmü davacılar temyiz etmiştir. Davacılar, imar uygulaması sonucu 26398 ada 2 parsel sayısını alan 21.1.2002 günlü krokide yeşil ve ... ile boyalı olarak gösterilen yapı yerlerini davalı ...’nin eşinden haricen satın aldıklarını buraya yapılan yapıların zemini olan arsadan daha değerli olduğunu iddia ederek Türk Medeni Kanunun 724. maddesine dayanıp temliken tescil talebinde bulunmuştur. Gerçekten, Türk Medeni Kanunun 724. maddesiyle mülkiyet hakkını düzenleyen yasanın 718. maddesine bir istisna getirilmiş ve zemin ile üzerindeki yapı arasındaki bağlantı kesilerek bazı koşulların varlığı halinde binanın yer aldığı zeminin bina maliki adına tesciline olanak sağlanmıştır....

                UYAP Entegrasyonu