WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı kooperatif, dava konusu taşınmazı alabalık çiftliği kurmak amacıyla taşınmazın o tarihteki maliki..... kiralamış olup taşınmaz üzerinde iyiniyetli olarak balık üretim tesisleri inşa ettiklerini ileri sürmüş ise de kiralama işleminin kiracıya şahsi hak sağladığı, kiracılık sıfatı nedeniyle taşınmaz üzerine yapılan tesis nedeniyle iyi niyet iddiasında bulunmanın mümkün olmadığı bu haliyle temliken tescil koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davanın temliken tescil koşulları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle davanın konusuz kaldığından bahisle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir....

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delilere göre davacı karşı davalının maliki olduğu 295 ada 4 parsel sayılı taşınmazda inşa edilen yapının A harfi ile gösterilen 63,98 m2'lik bölümünün davalı karşı davacının malik olduğu 3229 parsel sayılı taşınmaza taşkın olduğu, taşkın yapının taşınmazın çapa bağlanmasından sonra yapıldığı, bu nedenle iyiniyet iddiasının dinlenmesinin mümkün olmadığı gibi kişisel hak niteliğindeki temliken tescil isteğinin inşaatın yapımı sırasında malik olan dava dışı Hazine'den satın alan davalı karşı davacıya karşı ileri sürülme olanağının bulunmadığı, davacı karşı davalı tarafından mülkiyet hakkına veya şahsi hakka dayalı üstün hakkın varlığının kanıtlanmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından yazılı şekilde mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım talebinin kabulüne ve temliken tescil davasının reddine karar verilmesi doğru olduğundan davacı birleştirilen...

      Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davaya konu taşınmazın bölgede yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 1975-1979 yılları arasında tescil harici bırakıldığı, daha sonra 06.05.2009 tarihinde... adına tapu oluşturulduğu, davacı ... ’nin 1999 ve 2009 yıllarında; davacı ...’ın 2008 yılında, davacı ...’nin 2009 yılında binalarını yaptıklarını ileri sürdükleri ancak Hazine adına ihdasen tapu oluşturulmasından önce davacılar yararına TMK’nin 713. maddesi uyarınca zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır. Öte yandan, temliken tescile ilişkin yukarıda değinilen ilkelere göre davacılar yararına temliken tescil koşullarının oluştuğundan da sözedilemez. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şeklide hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

        Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer şartlar da mevcutsa, malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. 2. TMK’nın 724 üncü maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. 3. Malzeme sahibinin TMK’nın 724 üncü maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. TMK’nın 724 üncü maddesi hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere, taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir....

          Davalı-birleştirilen davada davacı vekili; davalının iyiniyetli olarak kendisine ait 160 ada 14 parsel sayılı taşınmaza inşa ettiği binanın, davacılara ait 160 ada 13 parsel sayılı taşınmaza taştığını belirterek, binanın komşu parsele taşan kısmının bedeli karşılığı tapu iptali ve temliken tescili, mümkün olmaması durumunda irtifak hakkı tesisi isteklerinde bulunmuşlardır. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleştirilen davada temliken tescil talebinin reddine, 2. kademede talep edilen irtifak hakkı tesisinin kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir....

            tescil talebinde bulunduklarını, raporların çelişkili olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, TMK 725. maddesi uyarınca temliken tescil yada irtifak hakkı tesis edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.04.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal savunma yolu ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi kal talebinin reddine, tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne dair verilen 21.09.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, maliki olduğu 6241 parsel sayılı taşınmazına, davalının 6242 parsel sayılı taşınmazında yaptığı binanın taşkın olması nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal istemiştir. Davalı, savunma yoluyla iyiniyetli olduğunu ileri sürerek, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı temliken tescil talebinde bulunmuştur....

              Davalı vekili imar uygulaması ile oluşan taşkınlık nedeniyle temliken tescil istenemeyeceği, ayrıca davacının ilave yapısının 1974 yılında yapılmış olup kısmen yıkımının mümkün olduğu, ayrıca kaim bedel değil maliyet bedeli üzerinden depo kararı verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddini, birleştirilen 2011/21 Esas sayılı dosyada davalı vekili 26.01.2011 tarihli dilekçesi ile 114 ada 14 parseldeki taşınmazına yapılan müdahalenin men'ine, tecavüzlü yapıların yıkımına ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir....

                Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....

                  Maddesine göre yapılan incelemede davacının satın aldığı yer üzerine bina yapması nedeniyle iyiniyetli olduğu, objektif unsurunda gerçekleştiği ancak belediye yazı cevabına göre fen bilirkişisinin krokisine göre dava konusu yapılan taşınmazın ifrazının mümkün olmadığı anlaşıldığından Temliken tescil isteminin reddine, ıslah ile yapmış olduğu ikinci kademedeki yapının ve bahçesinin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tapu kaydının beyanlar hanesine işlenmesi talebinin ise davacının hukuki yararı bulunmaması nedeniyle reddine, sonuç olarak tüm taleplerin reddine karar verilmiştir. Temliken tescil isteminin de söz konusu olduğu hallerde tüm müşterek maliklerin karşılıklı olarak davada yer almaları gereklidir. Paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda inşa edilen bina arzın tamamlayıcı parçasıdır (mütemim cüzüdür). Kural olarak bina, üzerinde bulunduğu ana gayrimenkule tabidir....

                  UYAP Entegrasyonu