Birleştirilen dosya davacıları dava konusu yere ilişkin temliken tescil talebinde bulunmuş ise de, inşaat yaptıkları yerin kendilerine ait olmadığını bilmektedirler. Tapu maliki Belediye bu yerin davalı-karşı davacılara kiralandığına dair kira sözleşmesini delil olarak dosyaya sunduğu gibi temliken tescil davacıları vekili 14.12.1982 tarihli duruşmada "müvekkillerimin kiracı olduğunu kabul ediyoruz" şeklinde beyanda bulunmuştur. Arsa sahibinin inşaat yapımı sırasında karşı koymamış olması temlik vaadinde bulunduğu anlamına gelmez. Bu itibarla, birleştirilen davada temliken tescil davacıları iyi niyetli olmayıp, lehlerine sübjektif şart gerçekleşmemiştir. Burada önemli olan husus öncelikle sübjektif koşulun gerçekleşmiş olmasıdır. Bu koşulun bulunmadığı hallerde diğer koşulların gerçekleşmiş olması davanın kabulü için yeterli değildir....
Davacı, dava konusu 4140 parsel sayılı taşınmazı 1983 yılında köy tüzel kişiliğinden haricen satın almak suretiyle 110 m2 kısmına yaptığını, bina değerinin arsa değerinden fazla olduğunu belirterek temliken tescil istemiş ise de dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında önce senetsizden Kırka köyü tüzel kişiliği adına tespit ve tescil edildiği, daha sonra satış suretiyle Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tescil edildiği anlaşılmıştır.Dosyaya getirtilen tapu kaydına göre dava konusu sayılı taşınmazın Vakıflar idaresi adına kayıtlı "kargir hamam ve avlusu" vasıflı vakıf taşınmazı olduğu anlaşılmaktadır.Kamu malı niteliğindeki vakıf taşınmazları temliken tescile konu edilemeyeceğinden davacının talebinin reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....
Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olması, b) İkinci koşul ise yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olması, c) Üçüncü koşul, yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. Somut olaya gelince; davacıların murisinin davalı annesine ait olan taşınmazın üzerinde bulunan binaya yaptığı ilave katın değerinin alt kattan ve arsanın değerinden fazla olduğu gerekçesiyle TMK’nın 724. maddesi gereğince temliken tescil, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istenmiş ise de kat ilavesi suretiyle bina yapılması halinde temliken tescil istenemez. Kaldı ki, dava konusu edilen bina üzerindeki ilave katın davacıların murisi tarafından yapıldığı da kanıtlanamamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 22/02/2011 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07/10/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, temliken tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, ... kaydında davalıya ait gözüken 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın geldisinin müvekkilinin kök mirasbırakanına ait olduğunu, davalıya bu arsanın nasıl geçtiğini anlayamadığını, bu arsanın kendisine ait olduğunu düşünerek üzerine bina yaptığını, binanın değerinin arsadan daha fazla olduğunu, taşınmazın tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2713 KARAR NO : 2022/2943 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TOKAT 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/234 ESAS, 2021/156 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil (Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Tokat 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/234 esas, 2021/156 karar sayılı dava dosyasında verilen tapu iptali ve tescil (başkasının taşınmazına bina yapımı nedeniyle) talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Tokat Merkez Kızık Köyü 1893 nolu parselin maliki olup davalıya ait olan 1894 nolu parselle sınır komşusu olduğunu, müvekkilinin sınır komşusu olan davalıya ait taşınmazın bir kısmını uzun yıllardır kendisine ait olduğunu bilip buna binaen temelli kullanmak...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil, olmazsa İrtifak Hakkı Tesisi istemine ilişkindir. Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nin 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. TMK’nin 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.07.2013 gününde verilen dilekçe ile temliken tescile dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davanın reddine dair verilen 24.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, temliken tescil isteğine ilişkindir....
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; 30 ada 9 sayılı parsel, 03.05.1984 tarihinde yapılan kadastro tespiti sonrası 25.07.1990 tarihinde hükmen davalı adına tescil edilmiştir. Taşınmazın kadastro tutanağında üzerindeki kargir dükkanın ... ...’a ait olduğuna dair beyanlar hanesine şerh verilmiştir. Davacı da dava dışı ... ... isimli kişiden dava konusu dükkanı satın aldığını ileri sürerek temliken tescil isteminde bulunmuştur. TMK’nun 724. maddesi gereğince temliken tescil isteme hakkına sahip kişi iyiniyetli yapı maliki olup bu hak binayı bizzat yapan kişiye tanınan bir haktır. Binayı haricen satın alan davacının bu kişisel haktan yararlanması söz konusu olamaz. Ayrıca taşınmazda muhdesat şerhi sahibi ... ...’ın bu yolda Yavuzeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/168 esas, 2008/21 karar sayılı dosyasında açmış olduğu dava da reddedilerek 09.05.2008 tarihinde kesinleşmiştir....
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; 30 ada 8 sayılı parsel, 3.5.1984 tarihinde yapılan kadastro tespitinin 20.12.1984 tarihinde kesinleşmesi üzerine davalı adına tescil edilmiştir. Taşınmazın kadastro tutanağında üzerindeki kargir dükkanın ... ...’ya ait olduğuna dair beyanlar hanesine şerh verilmiştir. Davacı da dava dışı ... ... isimli kişiden dava konusu dükkanı satın aldığını ileri sürerek temliken tescil isteminde bulunmuştur. TMK’nun 724. maddesi gereğince temliken tescil isteme hakkına sahip kişi iyiniyetli yapı maliki olup bu hak binayı bizzat yapan kişiye tanınan bir haktır. Binayı haricen satın alan davacının bu kişisel haktan yararlanması söz konusu olamaz. Ayrıca, taşınmazda muhdesat şerhi sahibi ...’nın bu yolda açtığı Yavuzeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/53 esas, 2008/20 karar sayılı dosyasında açmış olduğu dava ise reddedilerek 09.05.2008 tarihinde kesinleşmiştir....
Sübjektif koşul olan iyiniyetin kanıtlanamaması halinde diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesine gerek olmadığından davacının TMK'nın 724. maddesi gereğince açmış bulunduğu tapu iptali ve tescil davasının reddedilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davacının tazminat talebine gelince; Başkasının taşınmazına temelli ve kalıcı nitelikte yapı inşa edilmesi durumunda, TMK'nın 684. ve 718. maddelerinin hükümleri gereğince yapı üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Bu konumdaki taşınmazın maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişki TMK'nın 722, 723. ve 724. maddelerinde düzenlenmiştir. Davacının temliken tescil talebi reddedildiğine göre yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme sahibine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerekir....