Bilindiği üzere; başkasının taşınmazına, temelli ve kalıcı nitelikte yapı yapılması durumunda, Medeni Kanunun 684 ve 718. madde hükümleri gereğince yapı üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası(mütemmim cüzü) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Yasa koyucu bu konumdaki taşınmaz maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi genel hükümlere bırakmamış Medeni Kanunun 722, 723, 724. maddelerinin özel hükümleri ile düzenlemeyi uygun bulmuştur. Bir kimse kendi malzemesi ile başkasının taşınmazına sürekli esaslı ve tamamlayıcı (mütemmim cüz) nitelikte yapı yapmışsa ve (Medeni Kanunun 724. maddesine göre) "yapının değeri açıkça arazinin değerinden fazlaysa iyiniyetli taraf uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini isteyebilir." Söz konusu madde hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere taşınmazın mülkiyetinin yapı malikine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir....
Davacı, mirasbırakanı ...’dan intikal eden dava konusu 631 ada 51 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve mirasbırakan tarafından yapılan evin aralarında herhangi bir anlaşma olmaksızın davalı kooperatif tarafından yıkılıp yerine bina yapıldığını ileri sürerek, haksız elatmanın önlenmesini, binanın yıkımını, davalı tarafından yıkılan ev için şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminat ile elatma tarihinden itibaren şimdilik 5.000,00 TL ecrimisilin yasal faiziyle tahsilini istemiştir. Yargılama sırasında elatmanın önlenmesi ve yıkım istemlerinden vazgeçmiştir. Davalı, iyiniyetli olarak bina yapıldığını belirtip davanın reddini savunmuştur....
Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir.Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....
* 4721 sayılı TMK'nin 729. maddesine göre, bir kimse başkasının fidanını kendi arazisine ya da kendisinin veya bir üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikerse, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümler bunlar hakkında da uygulanır. Bilindiği üzere, haksız inşaattan (TMK mad. 724) kaynaklanan temliken tescil isteklerinin müstakil davaya konu olacağı sabit iken taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteklerinin (TMK mad. 725) savunma yoluyla da ileri sürülebileceği gerek yargısal uygulamada, gerekse öğretide benimsenen kuraldır. * 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin; tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğu belirtildikten sonra, bu talepten fazlasına veya başkasına karar veremeyeceği hükme bağlanmıştır. Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez." şeklindedir....
ın davacı taşınmazına tecavüzü imar uygulaması ile oluştuğundan bina bedelinin davalıya ödenmesi suretiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulüne, ecrimisil istemi ile davalının temliken tescil talebinin de reddine karar verilmiştir. Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava ve birleşen dava, imar parseline elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup mahkemece, bina bedelinin davalıya ödenmesi suretiyle elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi doğrudur. davalı ...'nin sair temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak, çekişme konusu parsel içinde kalan, bilirkişi rapor ve krokisinde B harfi ile gösterilen bölüm yönünden yıkım kararı verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, dava konusu 23 sayılı parsel dışında kalan bölümler yönünden de yıkım kararı verilmiş olması doğru değildir....
DAVA KONUSU : Tazminat (Kamulaştırmasız El Koymadan Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle, dava konusu Durağan İlçesi, Hacıoğlan köyü 1595 parsel sayılı taşınmazın 19/09/2016 tarihinden bu yana maliki olduklarını, kamulaştırma kanununun ilgili maddeleri uyarınca usulüne uygun kamulaştırma yapılmadan DSİ tarafından müvekkillerinin taşınmazına el atıldığını, 16100 m²' alanlı olan taşınmazın yaklaşık 1471,83 m²'lik alanına davalı kurum tarafından kanal yapıldığını, ayrıca yaklaşık 966,32 m²''lik kısmından da yol geçtiğini, kanal ve yol yapımı çalışmaları sırasında tarlanın bir bölümü de taş, beton, moloz gibi döküntüler nedeniyle kullanılamaz hale geldiğini, açıklanan nedenlerle Durağan ilçesi, Hacıoğlan köyü, 1595 parsel sayılı taşınmaza davalı DSİ tarafından kanal ve yol yapılmak suretiyle kamulaştırmasız el atılmış olduğundan, dava tarihindeki değere göre belirlenecek el atılan...
Medeni kanunun 725. maddesi uyarınca tescile karar verilebilmesi için, az yukarıda açıklandığı üzere taşkın yapı sahibinin tecavüz ettiği taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesi ya da bütün dikkat ve özeni göstermesine rağmen bilebilecek durumda olmaması veya 5.7.1944 tarih 12/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı gibi mülkiyetin ileride kendisine geçirileceği inancıyla hareket etmesi gerekir. Davacı, taşınmaz çapa bağlandıktan sonra bina yapmıştır. Davacı taşkın yapıyı taşınmaz çapa bağlandıktan sonra yaptığından ve inşaatın yapıldığı tarihte mülkiyetin ileride kendine geçirileceği inancıyla hareket ettiğini de kanıtlayamadığından olayda iyiniyet koşulu gerçekleşmemiştir. Kaldı ki, Anılan maddede bina sahibine tanınan hak kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir....
Noterliğinde düzenlenen 05/09/1985 gün 35919 yevmiye nolu taahhütnameyle borçlu şirketin tahakkuk etmiş ve edecek KDV borçları için dava konusu taşınmaz üzerine haciz konulmasını kabul ve taahhüt ettiğinden BK’nın 110. maddesinde düzenlenen başkasının fiilini taahhüt hükümleri uyarınca borçtan sorumlu olması nedeniyle davalılardan ...’nın taşınmazına haciz konulmasında yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, bu durumda haczi şerhi mevcut olup devam ettiğinden davalı belediyenin taşınmazın kamulaştırma bedelini haczi koyduran tahsil dairesine depo etmesi gerekirken tapu kayıt malikine vermesi nedeniyle kusurlu olduğu, verdiği taahhütname nedeniyle KDV alacağından dolayı dava dışı borçlu şirketin borcunu üstlenen davalı ...’nın da borçtan sorumlu olduğu, davalı ...’ya ödendiği uyuşmazlık konusu olmayan bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir....
Asıl davada; davacı vekili, müvekkilinin 885 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, komşu 884 parsel maliki olan davalının kötüniyetli olarak müvekkilinin taşınmazına taşırarak inşaat yaptığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine, inşaatin kal’ine, bunlar mümkün olmazsa arsa bedelinin ve arsanın bütünlüğünün bozulması nedeniyle kaybettiği değerin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
mahkemesi kararında bina bedelinin tahsiline yönelik terditli talebin reddine karar verilmiş iken hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretleri yönünden yapılan hesaplamanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece davacının bina değerinin ödenmesi yönündeki talebinin reddi nedeniyle bina değeri üzerinden müvekkili lehine vekalet ücretine hükmetmesi ve yargılama giderlerinin de aynı şekilde kabul ve ret oranına göre belirlenmesi gerekirken buna aykırı olarak hüküm kurulması nedeniyle de kararın kaldırılması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....