süresinin ihyasının yapılarak borç tahakkuk cetvelinin çıkartılması, müvekkilinin Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti gerektiğinin açıkça ortada olduğunu, müvekkilinin 7256 sayılı Kanunu hükümlerinden faydalanabilmek için yasal süresi içerisinde yazılı başvuruda bulunduğunu ancak kendisine 7256 sayılı Kanuna göre ihya ödeme planı çıkarılmadığını beyanla; davalı Kurumun usule ve yasaya aykırı 21/01/2021 tarihli ve E-82643745- 201.02.03- 18731331 sayılı işleminin iptaline, 01.07.1997- 31.12.2000 ve 15.05.2001- 30.07.2001 tarihleri arasındaki çalışılan toplam 3 yıl 8 ay 15 gün (1335 gün) sigortalılık süresinin ihyasının yapılarak borç tahakkuk cetvelinin çıkartılmasına, müvekkilinin Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine ve 7256 sayılı Yasa kapsamında müvekkilinin aftan yararlandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddesinin uygulanması gerektiği kabul edilerek, 01.01.2011- 24.05.2017 tarihleri arasındaki tarım Bağkur sigortalısı olduğunun tespitine karar vermek gerekmiştir. Davacının 01.01.2011-31.01.2017 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalılık kapsamında prim ödemeleri mevcut olup bu hususta, 5510 sayılı Kanunun sigortalılık hallerinin birleşmesi başlıklı 53. Maddesinde:"... (Ek fıkra:17/4/2008-5754/33 md.) İsteğe bağlı sigortalı olanların 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamına tabi olacak şekilde çalışmaya başlamaları halinde, bu Kanunun 51 inci maddesinin üçüncü fıkrası saklı kalmak kaydıyla isteğe bağlı sigortalılık hali sona erer.." düzenlemesi mevcuttur....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun işleminin hukuka uygun olduğunu, mahkemece eksik inceleme ve araştırmalara dayalı olarak hüküm kurulduğunu, kamu düzenini ilgilendiren sigortalılık tespiti davasının hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanması gerektiğini, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Dairemizce dosya üzerinde ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK'nın 355. Maddesi gereği re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesinde; Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan istinaf itirazları yerinde değildir. Dava, davacının 16/02/1990- 03/10/2020 tarihleri arasında zorunlu esnaf bağkur sigortalısı olduğunun tespiti davasıdır....
için 619 sayılı KHK gereğince bağkur kaydı 04.10.2000 öncesine çekilemeyeceği belirtilmiştir....
sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04/10/2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 04/10/2000 tarihinden itibaren başlar....
Davalı vekili dilekçesinde özetle; sigortalılık hallerinin çakışması halinde hangi sigortalılığın esas alınacağının yasada tarif edildiğini, son 7 yıllık sigortalılık süresinin fazla olması sebebi ile davacının 5510 sayılı yasanın 4. Maddesinin (b) fıkrası kapsamında zorunlu bağkur sigortalılığı sebebi ile oluşturulan hizmet ilişkin 17.316,141 Tl borç tahakkuk ettirilmesine ilişkin kurum işleminin hukuka aykırı bir hususun olmadığını savunmuştur....
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir." şeklinde olduğu, müvekkilinin 28/04/2005 girişi hakkında vergi dairesinde işe giriş kayıtları ve vergi kayıtlarının mevcut olduğu müvekkilinin işe giriş kaydı olan 28/04/2005 tarihi itibariyle bağkur kaydının tescilinin gerektiği, tescil için 01/02/2021 tarihinde Denizli SGK başkanlığına başvuru yapıldığı ancak E-69875490- 201.02.01- 19640714 sayılı cevap ile başvurunun reddedildiği ve özetle anlatılan tüm bu nedenlerle müvekkilinin işe başlangıç tarihinin "28/04/2005" ile "31/03/2007" arasında serbest esnaf olarak geçen çalışma süresinin zorunlu bağkur kaydı olarak sigortalılığı yönünden tespit ve tesciline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı kurum üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda, davacının talebi her ne kadar sigorta başlangıç tarihine ilişkin olsa da davacı farklı bağkur sicil numarasına yatırdığı primlerde dikkate alınarak oda ve vergi kayıtlarına dayalı olarak bağkur sigortalılığının tespiti ile kurumca kendisine ait olduğu kabul edilen bağkur sigortalılık numarasındaki hizmetleri ile birleştirilmesini amaçlamıştır. Davacının 01/06/1998 tarihinden itibaren prim ödemeleri bulunduğu anlaşıldığından ve bu prim ödemeleri sigortalılık iradesini ortaya koyduğundan dosyada yer alan ve faaliyetini gösteren belgelerine göre sigortalılılık sürelerinin tespit edilmesi gerektiği halde mahkemece infaza elverişsiz şekilde sadece davacının bağkur sigortalılık başlangıç tarihine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
200 gün SSK'lı hizmetinin bulunduğu, davacının ... bağkur nolu dosyaya 11.6.1997 tarihinde 6150000TL, ......
Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilemez ve bu sürelere ilişkin kurum alacakları takip edilmeyerek kurum alacakları arasında yer verilmez... " düzenlemesinden sigortalılık süresi " 5 " yıl'ın altında olduğu için yararlanamayacağı açık olup mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi doğru değil ise de; davacının 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılık tescil işlemi 4.8.2005 tarihinde 506 sayılı Yasa'ya tabi iken, geriye yönelik olarak 4.10.2000 tarihinden başlatılması karşısında davacının 7.11.2000 tarihinde başlayan SSK sigortalılığının önceden başlayan sigortalılık olarak kabulü gerekeceği bu halde de çakışma halinde önceden başlayan sigortalılığın geçerli olduğu ve davacının geriye yönelik olarak yapılan 1479 sayılı Yasa'ya tabi tescilinin geçersiz sayılacağı açık olmakla davalı kurum vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 21.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....