Eldeki davada, davacı tarafından 18.5.1982-25.11.2004 tarihleri arası bağkur sigortalılığının tespiti talepli ... . İş Mahkemesinden açılan davada 4.10.2000 tarihinden itibaren bağkur sigortalığının tespitine karar verildiği kararın Dairemizce onanarak kesinleştiği bu bağlamda bir kısım sigortalılık süresi yönünden daha önce verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı vardır. Davanın tarafları, konusu ve maddi vakıaları önceki dava ile aynı olup, kesin hükmün varlığı ortadadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın (belirtilen sigortalılık süresi ile sınırlı olarak) davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken 1479 sayılı Yasanın geçici 18. madde kapsamında reddi yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 10/07/2019 NUMARASI : 2016/468 2019/329 DAVA KONUSU : Tespiti KARAR : Taraflar arasındaki Bağ-Kur sigortalılık tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının 23/09/2002 tarihinde oda kaydı olmasına rağmen bu tarih itibarıyla kurumca bağkur sigorta tescilinin yapılmadığını, 01/10/2008 tarihinden itibaren bağkur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiğini, oysa 1479 sayılı yasaya göre oda kaydı başlangıç tarihi itibarıyla zorunlu bağkur sigortalısı sayılması gerektiğini, kurum işleminin yerinde olmadığını, bu nedenle 23/09/2002 oda kayıt başlangıç tarihi itibarıyla zorunlu Bağ- kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Dosyanın tetkikinden; davacının, 01.05.2008 tarihi itibariyle şirket ortaklığı nedeniyle Bağkur sigortalısı olduğunu, bu işi bilahare terk ettiğini, 01.07.2008 den itibaren hizmet akdine tabi çalışmasının başladığını, buna rağmen şirket ortaklığından kaynaklanan sigortalılığı nedeniyle mükerrer sigortalılık oluştuğunu ileri sürerek 01.05.2008 ile 01.03.2011 tarihleri arasındaki Bağkur sigortalılığının iptali, bu dönemde SSK lı olduğunun tespiti ile primlerin iadesi istemiyle eldeki davayı açtığı, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür....
İncelenen dosya kapsamına göre: Davalı tarafından kabul edilen sigortalılık süresi yönünden istinaf edilen kararda; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilmemiş olmasına, Dairemizin kaldırma kararı sonrası yapılan değerlendirmeye, ilk derece mahkemesince davacının başka sigortalılık sürelerinin dışlanması suretiyle sigortalılık süresinin tespit edilmesine göre yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilmiş ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Dava; kurum işleminin iptali, tarım bağkur sigortalılığının tespiti ve aylık bağlanması talebine ilişkindir....
Ancak, 1479 sayılı Kanunda sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin belirli tarihlerden başlatılmasını zorunlu kılan düzenlemelere yer verilmiş, bu kapsamda, 4956 sayılı Kanunun 47'nci maddesiyle, Bağ-Kur Kanununa eklenen Geçici 18'inci maddesine göre, 4956 sayılı Kanunun yürülüğe girdiği 02.08.2003 tarihinden önce Kurum kayıtlarına intikal eden bildirge, prim ödemesi ve sigortalılık talepleri bulunanlar yönünden 1479 sayılı Kanunun 24 ve 25'inci maddeleri çerçevesinde yapılacak değerlendirme ile 04.10.2000 tarihinden önceki döneme ilişkin sigortalılık nitelikleri belirlenirken, tescilin belirtilen tarihlerden sonra yapılması durumunda, Kanunda tanınan süreler içinde borçlanma hakkının kullananlar borçlanma şartlarına göre 04.10.2000 öncesinde sigortalı sayılacak ancak borçlanma hakkını süresinde kullanmayanlar yönünden artık geriye dönük olarak 04.10.2000 tarihi öncesine ilişkin herhangi bir sigortalılık tespiti ya da borçlanması söz konusu olamayacaktır. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe...
Dairemizin 2013/ 17262 – 19322 sayılı bozma ilamına uyulması sonrasında, yapılan yargılama sonunda, davacının sigortalılık sürelerinin belirlenmesine ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğine dair kabulü yerinde ise de; Mahkemelerce verilen hükümlerin Hukuk Muhakemeleri Yasasının 294 ve 297. maddelerinde tanımlanan unsurları taşıması ve “…taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi…” yönündeki hükümlerinin kararın yazımında dikkate alınması gerekli olup, infazda tereddüt yaratacak şekilde tarım bağkur sigortalılık süresinin başlangıç ve sonunun gösterilmemiş olması, yine 30.11.2012 tarihli tahsis talebine göre, yaşlılık aylığının hangi tarihten itibaren bağlandığının açıklanmamış bulunması isabetsizdir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili özetle, davacının 03/12/1992- 01/02/1995 tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğunu YHGK'nın 2009/52 emsal sayılı kararı gereği 2000 yılından önceki vergi kaydı, esnaf odası kaydı veya sicil odası kaydı bulunanların Bağkur borçlanması ile bağkur sigortalısı sayılacağını bu nedenle kararın yasaya, Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. UYUŞMAZLIK KONUSU : 1479 sayılı yasa kapsamında zorunlu Bağkur sigortalılık süresinin tespiti taraflar arasında uyuşmazlık konusudur....
Davacı her ne kadar hangi tarihler arasında Bağkurlu olduğunun tesipitini talep ettiğini açıklamamış ise de; 31/10/1986 tarihinden itibaren Bağkur sigortalılığının tespitini talep ettiği ve davacının 08/12/1995 tarihinde bağkur tescili yapıldığından davacının talebinin 31/10/1986- 08/12/1995 tarihi arasında bağkurlu olduğunun tespiti olduğu anlaşılmaktadır. Davacının Bağ-Kur sigortalısı olarak tescili yönünde 24/09/1997 tarihinde talepte bulunduğu ve ilk primi de 28/11/1997 tarihinde yatırdığı,davacının 08/12/1995 tarihinde Öncüoğlu şirket ortağı olmasından dolayı kurumca 08/12/1995 tarihinden itibaren Bağkur tescilin yapıldığı, davacının öncesine ait vergi kaydı ve şirket ortaklığı olmadığından mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İş Mahkemesi Davacı tarım Bağ-Kur sigortalılık süresinin tespiti için ilgili belgelerde düzeltme yapılmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. I-İSTEM: Davacı dava dilekçesinde tarım Bağ-Kur sigortalılık için sunulan belgelerden “tevkifat faturalarında isim değişikliği” talebinde bulunmuştur. II-CEVAP: Davalı Kurum vekili, davacının haksız ve yersiz davasının reddi gerektiğini savunmuştur....