WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, reddedilen tazminat talebi ile bağıştan rucü nteliğindeki reddedilen davası ile davacı davalı kadının kabul edilen ziynet alacağı davasını temyiz etmiştir....

    İlk derece mahkemesi tarafından "...davacının yaşı ve evlenme isteği, davalının ekonomik durumu, çalışmaması, taşınmazı alacak maddi gücünün bulunmaması ve taşınmaz satın alma nedeniyle ilgili herhangi bir beyanının bulunmaması birlikte değerlendirildiğinde, davacının taşınmazını davalının evlenmeyi kabul ettiğine dair beyanı ve hileli davranışı sonucu evliliğin gerçekleşeceği inancıyla verdiği, evliliğin gerçekleşmediği..." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacının dava dışı kişiye ait taşınmazın tapusunun bedelinin kendisi tarafından ödenerek, evliliği sağlama amacıyla davalı üzerine kaydedildiğinin iddia edildiği, bunun bağıştan rücu olarak değerlendirilebileceği anlaşıldığından ilk derece mahkemesi tarafından tarafların toplanmayan delilleri varsa bunların da dosya içine alınarak, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilerek, bağıştan rücu koşulunun oluşup oluşmadığı yönünde bir inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken belirtilen şekilde karar...

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/465 ESAS DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : İzmir 23. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 31/12/2021 tarih 2021/465 Esas sayılı ara kararına karşı, davacı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı olarak davaya konu taşınmazın davalı adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile, davacı adına kayıt ve tesciline ve dava konusu taşınmazın devir ve temlikinin önlenmesi için tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın usulden, olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İzmir 23....

    Dairenin 08.11.2016 tarih ve 2016/17371 Esas, 2016/14520 Karar sayılı kararı ile davacının tapu iptali ve tescil ile taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması talebine yönelik davada temyiz itirazlarının incelenmesinde; tapu iptal ve tescil talebi yönünden dava dilekçesinde taşınmazın değerinin 10.000,00 TL olarak gösterildiği, Mahkemece maktu harçla davanın görüldüğü; yapılan keşifle taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin 127.557,00 TL olarak belirlendiği, buna göre tapu iptal ve tescile konu taşınmazın dava tarihi itibariyle belirlenen değeri üzerinden hesaplanacak nispi peşin harcın eksik kalan kısmı tamamlatılmadan, yargılamaya devam edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu; davacının bağıştan rücu, olmazsa alacak istekli davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; davacı erkeğin birleşen davası bağıştan rücu niteliğinde olup davacı erkeğin bu talebi ile ilgili olarak Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik...

      Davacı ile davalı Kenan evlenirken mehir senedi düzenlendiği, senette belirtilen eşya ve altının gelin ve damadın babası tarafından taraflara düğün hediyesi olarak hibe edildiği, bunların davacı tarafça müşterek haneye getirildiği, ayrılık halinde ispat yükü davalılarda olmak koşulu ile 1/2'sinin davacıya iade edileceğinin davalılarca taahhüt edildiği, buna göre senedin %50'sinin davacının babası, %50'sinin davalı Mehmet tarafından hibe edildiği, kadının babasının bağışı olan %50'den tarafların hissesine %25'er hisse düştüğü, yine davalı Mehmet'in bağışı olan %50'den tarafların hissesine %25'er hisse düştüğü, buna göre davacının babasından bağış suretiyle aldığı %25 hisse için davalıların bağıştan rücu edemeyeceği ancak davacının, davalı Mehmet'ten aldığı %25 hisse için bağıştan rücunun mümkün olduğu, davalıların bağıştan rücu definde bulundukları gibi bağıştan rücu davasını da açtıkları, bunun bekletici mesele yapılmasını talep etmelerine rağmen mahkeme tarafından bağıştan rücu davası...

      a satış suretiyle temlik ettiğini, işlem satış olarak görünmekte ise de; gerçekte çekişmeli taşınmazı davalılara bağışladığını, devrin bedelsiz ve muvazaalı şekilde yapıldığını, ayrıca, bağıştan rücu şartlarının da oluştuğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı ...,davanın reddini savunmuş; diğer davalı ... ise; davacının çekişmeli taşınmazı davalılara bağışladığını belirterek, açılan davayı kabul ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, gerçek işlemin bağış olup taraf muvazaası nedeniyle görünürdeki satış işleminin geçersiz olacağı, davalılar arasında görülen boşanma davasında davalı ...'...

        Bir an için Yerel Mahkeme'nin davanın bağıştan rücu nedenine dayalı tapu iptali ve tescil nedenine dayalı olarak açıldığına ilişkin nitelemesi dikkate alınırsa; kural olarak öncesi tapusuz olan taşınmaz menkul mal nitelğinde olup; satış, bağış ve teslim ile mülkiyetin karşı tarafa geçeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, Borçlar Kanunu'nun 244. maddesinde düzenlenen bağıştan rücu iddia ve ispat şartları itibariyle birbirinden farklı hukuki düzenlemelerdir. Mahkemece, davacının tespit öncesi zilyetlik hukuki nedenine dayanarak kadastroda davalı oğulları adına yapılan hileli tespit ve tescil nedeniyle talepte bulunduğunun kabulü ile tarafların varsa tüm delilleri toplanarak değerlendirildikten sonra oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun olmayan niteleme yapılarak karar verilmesi doğru olmamıştır....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bağıştan rücu davasında görevli mahkemenin aile mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi olduğunu, bağıştan rücu davasına ilişkin ''Bağışlayan geri alma sebebini öğrendiği günden başlayarak 1 yıl içerisinde bağışlamayı geri alabilir" hükmü gereğince 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, altın, ziynet ve eşyalara ilişkin alacak davası ile ilgili taraflarınca açılan davanın Ilgın Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2014/63 E.ve 2015/375 sayılı kararı ile kabul ile sonuçlanmış olduğu ve ortada bir mahkeme kararının bulunduğu, nafakanın kaldırılması talebine ilişkin davanın usule aykırı olarak bağıştan rücu davasıyla birlikte açıldığı, müvekkil ile adı geçen Mevlüt ile ilgili birlikteliğin tarafların boşanma davasına ilişkin boşanma kararı verilmesinden sonra olduğu, boşanma kararının da kesinleştiği savunarak, davanın reddini istemiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK. nin 244/3. TBK. nin 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır....

          Bağışlamanın geri alınması talebi konusunu oluşturan ziynetlerin evlilik nedeniyle davacıya bağışlandığı kuşkusuzdur. TMK.nun 185. maddesi hükmüne göre evlilik kurumunun taraflara yüklediği en önemli edimlerden biri eşlerin birbirlerine karşı sadakatidir. Bu yükümlülük evlilik birliğinin hukuken sona ermesine kadar devam eder. Kadının sadakatsizliğinin sabit olmasına, erkeğe kusur yüklenmesinin Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2012/19289 esas 2013/11737 Karar sayılı ilamında işaret edildiği üzre bağıştan rücu edilmesine engel teşkil etmemesine göre; davalılar açısından bağıştan rücu koşulları oluşmakla davanın reddi kararında isabetsizlik yoktur. İzah edilen nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu