Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bağıştan rücu davasında görevli mahkemenin aile mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi olduğunu, bağıştan rücu davasına ilişkin ''Bağışlayan geri alma sebebini öğrendiği günden başlayarak 1 yıl içerisinde bağışlamayı geri alabilir" hükmü gereğince 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, altın, ziynet ve eşyalara ilişkin alacak davası ile ilgili taraflarınca açılan davanın Ilgın Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2014/63 E.ve 2015/375 sayılı kararı ile kabul ile sonuçlanmış olduğu ve ortada bir mahkeme kararının bulunduğu, nafakanın kaldırılması talebine ilişkin davanın usule aykırı olarak bağıştan rücu davasıyla birlikte açıldığı, müvekkil ile adı geçen Mevlüt ile ilgili birlikteliğin tarafların boşanma davasına ilişkin boşanma kararı verilmesinden sonra olduğu, boşanma kararının da kesinleştiği savunarak, davanın reddini istemiştir....

Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme (rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir....

    'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ...’nun 5534 ada 2 (eski 5534 ada 1) parsel ile 5527 ada 1 parsel sayılı taşınmazların paydaşı iken, imar çalışmaları sırasında taşınmazlar semt spor sahası olarak planlandığından belediye tarafından paylarının bağışlanmasının talep edildiğini ve mirasbırakanların da semt spor sahası yapılması amacıyla taşınmazlardaki paylarını belediyeye bağış suretiyle devrettiğini ancak taşınmazlarda semt spor sahası yapılmadığını ileri sürerek, miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, taşınmazların kayıtsız ve şartsız bağışlandığını, bağıştan rücu koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

      nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ... ile ...’nun ... ada ... (eski ... ada ...) parsel ile ... ada ... parsel sayılı taşınmazların paydaşı iken, imar çalışmaları sırasında taşınmazlar semt spor sahası olarak planlandığından belediye tarafından paylarının bağışlanmasının talep edildiğini ve mirasbırakanların da semt spor sahası yapılması amacıyla taşınmazlardaki paylarını belediyeye bağış suretiyle devrettiğini ancak taşınmazlarda semt spor sahası yapılmadığını ileri sürerek, miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, taşınmazların kayıtsız ve şartsız bağışlandığını, bağıştan rücu koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

        Maddesinde düzenlenen bağıştan rücu için öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de bu kabulün isabetli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki; Davacılar vekili dava dilekçesinde müvekkillerinin bağıştan rücu şartının gerçekleştiğini 2018 yılı Aralık ayında öğrendiklerini açıklamış olup bu beyanın aksini ıspat külfeti davalı yandadır. Davalı yan, bağıştan rücu koşulunun gerçekleştiğini davacıların daha önce öğrendiklerine ilişkin belge sunamadığı gibi dinlenen tanık anlatımlarında tüm davacıların bağıştan rücu koşullarının gerçekleştiğini daha önceden öğrendiklerini kabule elverişli net ve kanaat verici bir beyan bulunmadığı gibi esasen konu taşınmazın ahara kiraya verilmesi 2018 yılı Temmuz ayında olup dava ise 29.12.2018 tarihinde açıldığına göre hak düşürücü sürenin geçtiği kabul olunamaz. Hal böyleyken işin esasının incelenmesi gerekirken hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddi doğru değildir....

        Davacı, davasında çeyiz eşyaları talebinde bulunmuş, davalılar ise dava konusu eşyaların davacıya bağışlandığını ve bağıştan rücu şartlarının oluştuğunu ileri sürmüşlerdir. Oysa ki davada dayanılan eşya senedi başlıklı belge, niteliği itibariyle taraflar arasındaki sözleşmedir ve mahkemeyi bağlar. Sözleşmede davalıların adedi, cinsi yazılı eşyayı tam ve sağlam olarak davacıdan teslim aldıkları yazılıdır. Sözleşme içeriği irdelenerek sonucuna göre karar verilmelidir. Kaldı ki, diğer taraftan bağıştan rücu şartlarının oluşup oluşmadığı bir an dikkate alınsa bile taraflar arasında görülüp kesinleşen 06/03/3015 tarihli ... ....Aile Mahkemesinin 2013/1003 Esas 2015/208 karar sayılı ilamında tarafların eşit oranda kusurlu oldukları kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş olmakla bağıştan rücu şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Mahkemenin bu yönleri gözardı ederek davanın reddine karar vermesi doğru görülmemiştir....

          Mahkemece asıl dava yönünden "tapu kaydının davalı ... adına olmadığı, davanın açılmasından sonra usulsüz kesinleşmeye binaen el değiştirdiği, bu durumda bu dosyaya konu davanın konusunun kalmadığı" gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de 15.10.2015 tarihli bozma ilamında da işaret edildiği üzere; asıl davada bağıştan rücu koşulunun gerçekleşmediğinin saptanması hâlinde tapunun önceki kayıt maliki ... dönmüş olmasının yolsuz tescil hükmünde olacağı kuşkusuzdur Ayrıca, birleşen davanın görülebilirlik koşulu asıl davanın haklı olup olmadığının saptanmasına bağlıdır. Öncelikle bağıştan rücu koşuluyla açılan davada bağıştan rücu koşulunun oluşup oluşmadığının belirlenmesi, koşulun oluşmadığının anlaşılması hâlinde sonraki temliklerin iyiniyetli olup olmadığının araştırılması gerekeceği tartışmasızdır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlenmenin İptali-Ziynet Eşyası ve Para Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, ziynet eşyası alacağı ve başlık parası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacının takıların iadesine yönelik bağıştan rücu sebebine dayalı tazminat talebi ile davalı tarafa ödendiği belirtilen başlık parasından kaynaklanan alacak talebi, boşanmanın eki ve Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi kapsamında bulunmayıp, Borçlar Hukukundan kaynaklanmaktadır. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair 4787 sayılı Kanunun 4. maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden değildir. Genel mahkemeler görevlidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, hakim tarafından yargılamanın her aşamasında res'en gözetilir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Bağıştan Rücu Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm bağıştan rücu istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarihli 263 sayılı kararının 2. maddesi ve 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren 12.02.2016 tarih 2016/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince inceleme görevinin Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki dava dosyası Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 20.06.2018 tarihli gönderme kararı üzerine geldiğinden, Yargıtay Kanununda 6723 sayılı kanunla yapılan ve 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın Yargıtay 13. Hukuk Dairesine değil, iş bölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir....

                DAVA Davacı, 31 parsel sayılı taşınmazda bulunan 5 nolu bağımsız bölümü davalıya rücu şartlı olarak bağış suretiyle devrettiğini, davalı ile aralarında boşanma davası bulunduğunu, TBK'nın madde 295. maddesi gereğince bağıştan rücu koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemiştir. II. CEVAP Davalı, evlilikleri süresince üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacının haklı neden olmaksızın evi terkederek Bolu'ya yerleştiğini, bağıştan rücu koşullarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Safranbolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/07/2018 tarihli ve 2016/148 E., 2018/346 K. sayılı kararıyla; bağıştan dönme koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1....

                  UYAP Entegrasyonu