Anılan yasa maddeleri hükmü çerçevesinde somut olay incelendiğinde; kat mülkiyetinin kurulmasına esas olan ana-taşınmazın onaylı mimari projesinde dükkan nitelikli bağımsız bölüm olarak gösterilen B Blok 11 nolu bağımsız bölümün kat mülkiyeti kurulurken çliğer bağımsız bölümlerle birlikte gözönünde tutularak her bir bağımsız bölümün (bu bağlamda dava konusu dükkanın) o tarihteki değerleri ayrı ayrı belirlenip bu değerleriyle oranlı olarak her birine arsa payının özgülenmesi ve tapuya tescili gerekirken, dava konusu bağımsız bölüme arsa payı özgülenmediği ve tapuya tescil de edilmediği anlaşıldığına göre; mahkemece öncelikle bu bağımsız bölümün kat mülkiyetinin kurulduğu tarihteki değeri ile oranlı olarak arsa payının belirlenmesi, buna bağlı olarak anayapıdaki diğer bağımsız bölümlere özgülenen arsa paylarının da yeniden düzenlenmesi, böylece dava konusu bağımsız bölüm de dahil anayapıdaki diğer bağımsız bölümlere ilişkin arsa paylarının saptanması için bilirkişiden ek rapor alınması, gerektiğinde...
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...
Buna göre taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir. Somut olayda ise takip borçlusuna dava konusu malın zilyetliğinin devredildiğine dair çekişme yoktur. Bu sebeple dava konusu malın mülkiyetinin zilyetliğin devri ile takip borçlusuna geçtiğinin, malın mülkiyetinin takip borçlusuna ait olduğunun kabulü ile 3. kişi tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, taksitle satım hükümlerinin uygulanması gerektiğine dair kanaat bildiren bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Daire Başkanlığına müzekkere yazılarak taksi dolmuş hattına sahip araçların mülkiyetinin devri sırasında taksi dolmuş vasfını yitirip yitirmediği, taksi dolmuş hattına sahip araçların bu vasfı yitirmemesi için belediye tarafından belirli tarihlerde buna ilişkin kararlar alınıp alınmadığı, dava konusu tasarruf tarihleri olan 2007-2008-2009 yıllarında buna ilişkin kararlar var ise ilgili tüm evrakların gönderilmesinin istenilmesi ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 24.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ... ile davalı arasında ... 43.Noterliğinin ... yevmiye numaralı 29/11/2016 tarihli " hisse devri yönetim kurulu tutanağının" düzenlendiği, taraflar arasında akdedilmiş bulunan hisse devri yönetim kurulu tutanağı kapsamında davacının davalıda olan ortaklığını sonlandırdığı ve hisselerini ...'a devir ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının ortaklık hisselerini devretmesi karşılığında davalı tarafın dava konusu taşınmazları davacıya devretme hükümlülüğü altına girdiği ve davalının taşınmazların devirlerini gerçekleştirmediği belirtilerek, dava konusu ... ... Projesi kapsamında 3 nolu ticari alan, 30 nolu bağımsız bölüm, 72 nolu bağımsız bölüm, 90 nolu bağımsız bölüm şeklinde belirtilen taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ve davacı adına tescili noktasında toplandığı tespit edilmiştir. ......
Dosyanın incelenmesinde, dava konusu 1911 ada 26 parsel sayılı anagayrimenkulde kat mülkiyetinin kurulu olduğu, dava konusu 5 adet bağımsız bölümün ise tarafların murisi adına kayıtlı olduğu ve tarafların elbirliği/iştirak malik oldukları, dört kişi olan tarafların her birisine bir bağımsız bölüm düştüğü, 5669 ada 15692 parsel sayılı anagayrimenkulde kat irtifakının kurulu olduğu, dava konusu 3 adet bağımsız bölümün ise tarafların, murisleri ile paylı/müşterek, murislerinden kalan hisseler yönünden ise elbirliği/iştirak halinde malik oldukları, her bir hissedara bir bağımsız bölüm düşmediği, 1991 ada 24 parsel sayılı taşınmazdaki kargir yapıda ise zeminde bir, .... katta 2 bağımsız bölümün bulunduğu ve kat irtifakı veya kat mülkiyetinin bulunmadığı, tarafların elbirliği/iştirak halinde malik oldukları ve her birisine bir bağımsız bölüm düşmediği, mahkemece 24 sayılı parsel yönünden ise kat mülkiyeti kurulması yönünde yargılama yapılmadığı ve taşınmazlardaki ortaklığın satış suretiyle...
Mahkemesi’nin 2008/22-81 sayılı dosyası ile, davacılar ... ve ..., davalı ...’in haksız olarak kullandığı 17 parsel sayılı taşınmazdaki 28 ve 29 numaralı bağımsız bölüm dükkanlar için 12.05.2006-12.01.2008 tarihleri arasındaki döneme ait toplam 23.840YTL ecrimisil bedelinin davalıdan alınmasını; Birleştirilmesine karar verilen Adana 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/23-82 sayılı dosyası ile, davacılar ... ve ..., davalı ...’un haksız olarak kullandığı 17 parsel sayılı taşınmazdaki 24 numaralı bağımsız bölüm dükkan için 12.05.2006-12.01.2008 tarihleri arasındaki döneme ait toplam 12.850YTL ecrimisil bedelinin davalıdan alınmasını; Birleştirilmesine karar verilen Adana 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/479-508 sayılı dosyası ile, davacı ..., davalı yüklenici ... ... ile arsa malikleri olan davalılar ... ve ...’in murisi ... ... arasında Adana 2.Noterliği’nce 19.03.1986 tarihinde düzenlenen arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan 17 parsel sayılı...
Öncelikle inşaatın seviyesi (tamamlanma oranı) belirlenmeli, davalı yüklenicinin hakettiği arsa payı ile arsa sahiplerine bağımsız bölüm ve bırakılacak pay oranı, inşaatın bitirilmiş olması durumunda yükleniciye verilmesi kararlaştırılan bağımsız bölüm (ve arsa payı) oranına kıyas yolu uygulanmalı, böylece yüklenicinin yaptığı kısmi ifanın ayni olarak karşılığı tespit edilmeli, ayni olarak bağımsız bölüm verilmesi mümkün olmadığı takdirde yapılan iş ve bağımsız bölümlerin saptanacak değerlerine göre ivaz ilavesi suretiyle tasfiye gerçekleştirilmeli, mevcut işe göre geri alınması icap eden bağımsız bölüm (arsa payı) mevcut ise bunların yükleniciye ait olduğu belirlenmelidir. Diğer anlatımla, 25.01.1984 tarih ve 3/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ileriye etkili fesih, yüklenicinin yaptığı imalatın oranına göre bedel alması anlamına gelmektedir....
İnşaatın seviyesi (tamamlanma oranı) önce belirlenmeli, davalı yüklenicinin hakettiği arsa payı ile arsa sahiplerine bağımsız bölüm ve bırakılacak pay oranı, inşaatın bitirilmiş olması durumunda yükleniciye verilmesi kararlaştırılan bağımsız bölüm (ve arsa payı) oranına kıyas yolu uygulanmalı, böylece yüklenicinin yaptığı kısmi ifanın ayni olarak karşılığı tespit edilmeli, ayni olarak bağımsız bölüm verilmesi mümkün olmadığı takdirde yapılan iş ve bağımsız bölümlerin saptanacak değerlerine göre ivaz ilavesi suretiyle tasfiye gerçekleştirilmeli, mevcut işe göre geri alınması icap eden bağımsız bölüm (arsa payı) mevcut ise bunların yükleniciye ait olduğu belirlenmelidir. Diğer anlatımla, 25.02.1984 tarihli ve 3/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ileriye etkili fesih, yüklenicinin yaptığı imalatın oranına göre bedel alması anlamına gelmektedir....
Davalı vekili, davacının sadece 18 numaralı bağımsız bölüm maliki olduğunu, bağımsız bölümün çevresindeki bahçenin mülkiyetinin müvekkili kooperatife ait olduğunu ve davacının bu bölüm yönünden talep hakkı olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....