Sokak ...-... adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan usulüne uygun bir tebligatın yapılarak, usul ekonomisi de gözetilerek yeniden geri çevirme yapılmasına neden olunmayacak ve yargılamanın uzamasına sebebiyet verilmeksizin titizlikle eksikliğin giderilmesi için dosyanın üçüncü kez geri çevrilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenle ve bildirilen şekilde işlem yapılıp eksiklik tamamlanıp temyiz süresi beklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtaya yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 20/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Her ne kadar davacı vekili "dosyadan vazgeçme" ifadesini kullanmış ise de, talebin 6100 sayılı HMK'nun 123. maddesinde düzenlenen "davanın geri alınması" müessesiyle ilgili olduğu, davalı vekili tarafından davanın geri alınmasına açıkça muvafakat edildiği, bu durumda 6100 sayılı HMK'nun 123. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Dosya kapsamından, davacının öncesinde aynı sebebe dayalı, aynı maluliyet derecesine göre aynı davalı aleyhine 1,00-TL miktarlı kısmi maddi tazminat istemli dava açtığı, feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği, Zonguldak 3. İş Mahkemesinin 2009/823E.- 2013/330 K. sayılı dosyasının işbu dosya arasına alınması için Dairemizce mahalline geri çevrilmiş ise de söz konusu dosyanın arşiv çalışmaları nedeniyle bulunulamadığından bahisle gönderilmediği, gerekçeli kararının eklenmesiyle yetinildiği, söz konusu gerekçeli kararın geri çevirme öncesinde de dosyada mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamada bulunabilmesi için gerekli olan şartlardır. Kesin hüküm bulunmaması da bir dava şartıdır. Dava konusu uyuşmazlık hakkında kesin hüküm bulunuyorsa, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Açılırsa, kesin hükümden dolayı reddedilir. Somut olayda, Zonguldak 3....
Tekirdağ 1.Kadastro Mahkemesinin (Hakem Sıfatıyla) 1991/98 Esas, 1992/79 Karar sayılı dava dosyası aslının, bu dosya arasına alınması gerektiği anlaşıldığından, söz konusu eksikliklerin giderilmesi ve bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın, İlk Derece Mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Dosyanın İlk Derece (Tekirdağ 3. Asliye Hukuk) Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Sanık ... hakkında kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın sanık ... müdafii ile katılan Bakanlık vekilince temyiz edilmediği gözetilerek evrak tetkik edildi. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının her aşamada ilgili kamu davalarına katılma ve hükümleri temyiz etme hakkının bulunduğu, Bakanlık vekili tarafından sunulan katılma ve temyiz istemli dilekçede de katılma iradesinin ortaya konulduğu saptanmakla, anılan madde hükmü de gözetilerek 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesi gereğince Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının katılan, Avukat...'...
Bu durumda, HUMK'nun 434.( 6100 S.K. 368, 344. md.) maddesi hükmü gözetilmek suretiyle temyiz eden davalı vekilinden nispi temyiz harcının tahsil edilmesi (alınması gereken 5.601,42 TL'nin 1/4'ü olan 1.400,35 - 24,30 = 1.376,05.-TL) Diğer taraftan; hüküm duruşma istemli temyiz edildiği, ne var ki, temyiz aşamasında hükmü temyiz eden davalı ... vekili tarafından 100,00.-TL gider avansının yatırıldığı, ancak Dairenin gider avansını pula çevirme imkanı bulunmadığından duruşma giderinin (pulunun) tebligata yeterli hale getirilmesi, Geri çevirmeye konu hususların eksiksiz yerine getirilip getirilmediği denetlendikten sonra dosyanın gönderilmesi için yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...
İncelenen dosya kapsamına göre, her ne kadar uzman orman bilirkişisi tarafından çekişmeli aşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu belirlenmemiş ise de, taşımazın orman kadastro sınırları dışında bulunması durumunda davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı, orman sınırları içinde olması durumunda ise dava açmakta hak düşürücü sürelerin dava tarihi itibarıyla çoktan geçirilmiş olduğu anlaşıldığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 08/10/2008 gününde oybirliği ile karar verildi....
TMK.nun 713.maddesinin 4. fıkrası hükmüne göre, davanın konusunun, mahkemece gazete ile bir defa ve ayrıca aşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilan edilmesi ve son ilandan başlayarak 3 aylık itiraz süresinin beklenilmesi gerekmektedir. Mahkemece öngörülen gazete ve yerel ilanlar yapılmadan tescile karar verilmiş olması kanuna aykırıdır. Kabul şekline göre de; Hazine ve ilgili kamu tüzelkişiliğinin davada yer alması yasal hasım olmasından ileri gelmektedir. (TMK. m. 713/3 .fıkra). Davanın kabulü halinde Hazine ve ilgili kamu tüzelkişiliği harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağından, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır. (HGK. 17.02.2010 tarih ve 2010/8-58 Esas, 2010/78 Karar)....
Davacı vekili 28.05.2009 tarihli celsede davayı takip etmeyeceklerini müracata bırakılmasının talep etmiş, ancak davalı Hazine vekili 02.07.2009 tarihli celsede davayı takip ettiklerini ve aşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tapuya tescilini talep etmiştir. Dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilebilmesi için, duruşmada hazır bulunan karşı tarafında buna muvafakat etmesi ve kendilerinin de davayı takip etmeyeceğini bildirmesi gerekir. Davalı Hazine vekili davacı vekilinin davayı takip etmeyeceklerini bildirdiği 28.05.2009 tarihli celsede davayı takip edip etmemek hususunda beyanda bulunmak için mehil istemiş olup, 02.07.2009 tarihli celsede davayı takip ettiklerini bildirmiş ve taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline talep etmiştir....
Çekişmeli aşınmazın bulunduğu yerde, 1975’de yapılan ve sonuçları 20.07.1976 tarihinde kesinleşen genel arazi kadastrosu ve 1982 yılında kesinleşen ilk orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması ile 19.02.1997 tarihinde ilan edilen 2/B maddesi uygulaması bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; orman kadastro tutanaklarına göre 29 - 33 - 34 orman sınır noktalarına göre dava konusu taşınmazın; fen bilirkişisinin 22.10.2015 havale tarihli raporu ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 5.649,95 m2'lik kısmının orman tahdit sınırları içinde kaldığı anlaşıldığından, mahkemece taşınmazın (A) ile gösterilen kısmı yönünden vasıf belirtmeksizin hüküm kurulması doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....