Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tüketiciden beklenemeyeceği, misli ile değişime karar verilmesinin taraflar arasındaki hak yarar dengesi ve hakkaniyet ilkesine uygun bulunduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 121. ve 318. maddeleri uyarınca davacının delillerini davalıya tebliğ etmekle yükümlü olduğunu, hal böyleyken, davacının dilekçesinde delil olarak gösterdiği belgelerin tebliğ edilmediğini, bu kapsamda savunma haklarının ihlal edildiği izahtan vareste olduğunu, araçta var olan arızaların davacının garanti kapsamında ücretsiz onarım hakkını kullanması ile giderilmiş olup, davacının halihazırda aracı sorunsuz olarak kullanmakta olduğunu, dolayısıyla aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebi hukuka aykırı olduğunu, Aracın ayıplı olduğunu kabul anlamına gelmemek üzere davacının, ayıpsız misli ile değişim talebinin kabul edilemeyeceğini, zira tüketicinin seçimlik hakkını “orantısız” şekilde kullanması yerleşik Yargıtay kararları ile sabit olduğu üzere kabul edilemeyeceğini, Ayıba yönelik itirazlarımız baki kalmak kaydıyla, davaya konu araç üzerinde haciz şerhleri olup olmadığının araştırılması gerektiğini, zira...

    Davacı, dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar yönünden aracın yenisi ile değiştirilmesini, mümkün olmaması durumunda ise aynı nitelikteki sıfır kilometre aracın dava tarihindeki bedelinin tahsilini talep etmiş olup; bilirkişi raporunda araçta gizli ayıp olduğu ve dava tarihi itibarı ile bu arızanın giderilememiş olduğu mütalaa edilmiş olup, aracın muhtelif kez servise gitmesine ve servis tarafından yapılan işlemlere rağmen arızanın giderilemediği gibi debriyaj takımının iki kez değiştirilmiş olması dikkate alındığında, araçtan beklediği yararı sağlayamayan davacının seçimlik haklarından ayıpsız misli ile değişim hakkını kullanmasının iyiniyet kurallarına aykırı olmayacağı ve aracın misli ile değişim koşullarının oluştuğu kanaatine varılmakla ilk derece mahkemesince; davacının, aracın misli ile değişim talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

    HD'nin 16/10/2018 gün ve 2016/23468 E.-2018/9425 K. vb. diğer yerleşik uygulamalarında da belirtildiği üzere, satış tarihi itibarı ile uyuşmazlığa uygulanması gereken 6502 sayılı Yasa'nın 11/2., 56/3. maddeleri ve 6502 sayılı Kanun'a dayanılarak çıkarılan 13/06/2014 gün ve 29029 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Garanti Belgesi Yönetmeliği'nin 8. ve 9. maddeleri hükümleri kapsamında, (6502 Sayılı Yasanın 56/3 maddesinde bahsi geçen koşulların oluşması haricinde) üretici ve ithalatçının tüketici tarafından sadece misli ile değişim ve onarım talep edilmesi ve misli ile değişime veya onarıma karar verilmesi durumunda, satıcı ile birlikte müteselsil sorumlu olacakları hüküm altına alınmış olup, eldeki davada yerel mahkemece misli ile değişim veya onarım hakkına karar verilmeyip, nispi yönteme göre bedelde indirime karar verilmiş olduğu, davacının istinaf talebinin de bedelde indirim yönünden Honda Türkiye A.Ş....

    ayıpsız misli ile değişim talebinin kabul edilmesinde usule aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. 2....

      sadece aracın tavanının boyanabileceği hususunun tarafına iletildiğini, bunun üzerine davalılara Kocaeli 6.Noterliğinin 11.12.2020 tarih ve 25616 yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek satın alınan aracın ayıpsız misli ile değişimi talebinde bulunulduğunu, mezkur ihtarnamenin davalılarca tebellüğ edilmesine rağmen, herhangi bir cevap verilmediğini, taleplerinin yerine getirilmediğini, davalıların "tavanın komple boyanması" suretiyle ayıbın giderilebileceğini dönük çözüm sunmalarının ise tarafınca kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenlerle öncelikle aracın ayıpsız misli ile değişimine, aynısı ile değişimi mümkün olmaması halinde karar tarihi itibariyle davaya konu aracın niteliklerini taşıyan modeli ile değiştirilmesini istemiştir....

        Davalı vekilince, davacının misli ile değişim talebi veya bedel iadesi talebinin satıcı davalı için orantısız güçlükleri beraberinde getireceğine yönelik bir delil dosyaya ibraz edilmemiştir....

        Şti aleyhine 23/06/2010 gününde verilen dilekçe ile ayıpsız misli ile değişim istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/10/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 02/03/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Hal böyle olunca mahkemece, davacının seçimlik haklarından misli ile değişim hakkını kullanmasının TMK'nın 2. ve 6502 sayılı yasa 11/3. maddeleri uyarınca hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine aykırı olacağından, aracın kapı fitillerine ilişkin ayıbın giderim ve var ise araç değeri üzerinde oluşturacağı değer düşüklüğü Bilirkişi marifetiyle tespit edilerek bu ayıp nedeniyle seçimlik hakkından bedel indirim uygulanmasının uygun olacağı değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde ayıpsız misli ile değişimine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan 645,00 TL harcın davalı ... A.Ş.'ye, peşin alınan 675,00 tl harcın ise davalı ....'ye iadesine, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/09/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Davacı’nın dava dilekçesindeki talebi aracın ayıpsız misli ile değişimi, bunun mümkün olmaması halinde ise araç bedelinin iadesine hükmedilmesi yönündedir. Davalının bu talebinin terditli bir talep mahiyetinde değerlendirilmesi halinde terditli taleplerden öncelikli olanı ise dava dilekçesinde ilk olarak ileri sürülmüş olması hasebiyle dava konusu aracın ayıpsız misli ile değişimi talebidir. Bu minvalde somut olay değerlendirildiğinde tüketicinin seçimlik hakkını misli ile değişim yönünde kullanmış olduğunun kabulü ancak bununla birlikte tüketicinin seçimlik hakkını hangi yönde kullandığı hususunda tereddüt var ise de, davacıya bu talebi hakkında değişim hakkını mı, ya da sözleşmeden dönme hakkını mı kullanacağı hususu açıklattırılmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekir....

              UYAP Entegrasyonu