-K A R A R- Davacılar vekili, davalı yüklenicinin, inşaatı sözleşmeden kararlaştırılan süreden sonra 02.04.2009 tarihinde eksik ve ayıplı bir şekilde teslim ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kira kaybı için ....000,00 TL, eksik ve ayıplı işler için ise ....000,00 TL olmak üzere toplam ....000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; 04.....2012 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı ... için ....974,00 TL kira kaybı ve ....500,00 TL eksik ve ayıplı işler bedeli, davacı ... için ....340,00 TL kira kaybı ve ....250,00 TL TL eksik ve ayıplı işler bedeli, davacı ... için 32.047,00 TL kira kaybı ve ....250,00 TL eksik ve ayıplı işler bedeli, davacı ... için ....219,00 TL kira kaybı ile ....424,00 TL eksik ve ayıplı işler bedelinin davalıdan tahsilini istemiştir....
Davacının ibraz ettiği belgelerden, aracın amortisör burçlarının hatalı olarak imal edildiği, şikayetlerin buradan kaynaklandığı, aracın gizli ayıplı olduğu, davalılarca bu ayıpların süresinde giderilmediği, bilahare firmaca bunun fark edilerek servislere bu durum ve nasıl tamir edileceği hususlarının bildirildiği ve bu doğrultuda araçtaki ayıbın 25.8.2008 tarihinde giderildiği, dolayısı ile ayıplı imalatın kabul edildiği sonucuna varılmaktadır. Öyle olunca mahkemece davacının ibraz ettiği belgelerin sıhhatı araştırılarak, doğru olduğu belirlendiğinde aracın gizli ayıplı olarak imal edildiği dava açıldığı tarihe kadarda giderilemediği, dolayısı ile 4077 sayılı kanunun 13/4. maddesindeki şartların gerçekleştiği kabul edilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Davacının aldığı aracın 4077 sayılı yasada açıklanan şekilde ayıplı mal olduğu dosyaya sunulan faturalar ve trafik kaydı ile tespit edilmiş olmasına rağmen mahkemece ayıplı mal olmadığı kabul edilmiştir. Mahkemece, aracın bu haliyle 4077 sayılı yasa kapsamında ayıplı mal olarak kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 21,15 TL peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 79,60 TL kalan harcın davalı Yüce Oto A.Ş'den alınmasına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.3.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı taraf aracın ayıplı olduğunu, birkaç kez servise götürüldüğü halde aracın ayıplı durumunun giderilemediğini iddia etmekte, davalılar ise davacının onarım hakkını kullandığını ve aracın onarılarak davacının kullanımında olduğunu savunmaktadır. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da bilirkişi raporunda aracın mevcut durumda ayıplı olup olmadığı hususunda kesin bir görüş bildirilmemiştir. Bu durumda mahkemece uzman bilirkişi vasıtasıyla dava konusu araç test edilmek suretiyle araç üzerinde inceleme yapılarak ayıplı olup olmadığı ve varsa ayıp durumunun devam edip etmediğinin belirlenmesi ve net bir görüşü ihtiva eden rapor alınarak deliller hep birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir....
Taraflar arasındaki sözleşme 03.05.2012 tarihinde yapılmış, sözleşme gereğince satılan ses cihazı 25.05.2012 tarihinde davacıya teslim edilmiş ve davacının iddiasına göre düğün tarihi olan 31.05.2012 tarihinde verimli şekilde çalışmadığı ve bu nedenle ayıplı olduğu saptanmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 23/1-c maddesi yarınca ticari satışlarda " Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkca belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkca belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunun 223.maddesinin 2. fıkrası uygulanır." Somut olayda satılanın ayıplı olduğu 31.5.2012 tarihinde yapılan düğün sırasında öğrenildiğine göre 6098 sayılı TBK'nun 223. maddesi uyarınca alıcı sonradan anlaşılan bu ayıbı hemen satıcıya bildirmelidir....
BK.nun 126/son maddesi hükmünce de yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç 5 yıllık zamanaşımına tâbi olacaktır. Buna göre yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmediği ve ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı iş meydana getirmiş olduğu haller madde kapsamı dışında bırakıldığından bu gibi durumlarda BK.nun 125. maddesinde yer alan 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir....
Mahkemece hükme esas alınan 12.10.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda ortak alanlardaki eksik ve ayıplı iş bedelinin 18.779,00 TL ve davacı adına kayıtlı 23 nolu bağımsız bölümdeki eksik ve ayıplı iş bedelinin ise 1.154,00 TL olduğu belirtilmiştir. Dosyada mübrez tapu kaydının incelenmesinden davacının arsa payının 64/2358 olduğu anlaşıldığına göre davacının ortak alanlar yönünden talep edebileceği eksik ve ayıplı iş bedeli 509,69 TL olup, 23 nolu bağımsız bölümdeki eksik ve ayıplı iş bedeli ile birlikte toplamda 1.663,69 TL olacaktır. Mahkemece yapılması gerekli iş; ortak alanlarda ve davacıya ait 23 nolu bağımsız bölüme ilişkin olarak eksik ve ayıplı iş kalemleri yönünden 1.663,69 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinden ibaret olup, ortak alanlarda ve davacıya ait bağımsız bölümde talep gibi 4.000,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün davalı yararına bozulması uygun bulunmuştur....
BK.nun 126/son maddesi hükmünce de yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç 5 yıllık zamanaşımına tâbi olacaktır. Buna göre yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmediği ve ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı iş meydana getirmiş olduğu haller madde kapsamı dışında bırakıldığından bu gibi durumlarda BK.nun 125. maddesinde yer alan 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir....
Bu karar, eldeki davada, davacı iş sahibinin ayıplı imalat yapıldığı iddiasının değerlendirilmesi bakımından kesin delil niteliğini haizdir. Bu durumda, ayıplı imalat yapıldığı iddiası ispatlanamamış olduğundan, iş bedelinin iadesi ve ayıplı imalat nedeniyle tazminat istemlerinin de dinlenmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen de olsa kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bu yönlerden bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yüklenici yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 18.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. .......
Motor nolu aracın ayıplı olduğunun tespitine, ayıplı malın davacı tarafından satıcı firmaya iadesine, ayıplı malda hasar nedeni ile oluşan 1.000.00.TL değer kaybının mahsubu ile davacının ayıplı mala ödediği 12.570.16.TL’ nın aracın iade tarihinden itibaren değişken reeskont faiz oranı uygulanmak sureti ile hesaplanacak işlemiş faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya yönelik isteminin reddine, karar verilmiş; hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin 2010/7226-14510 Takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Mahkemece, davacı ... yönünden aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle dava reddedilmiş olup, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. madde ve fıkrası gereğince davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken...