Taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca, davacının davalıdan dava konusu toplam 11.628,88 TM tutarlı iplik ürünlerini sipariş ettiği ve bu ürünlerin davalı tarafça üretilerek davacıya teslim edildiği, ancak davacı tarafın ipliklerin makinede örülmesi aşamasında ayıplı olduğunu anladıklarından bahisle davalıya iade etmek istediği, davalı tarafın ise ayıp iddiasını kabul etmeyerek ürünleri iade almaktan kaçındığı hususu tarafların kabulünde olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği, davacı tarafın yasal ihbar sürelerin uyup uymadığı ve sonuç itibariyle davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi taleplerinin haklı olup olmadığı hususları olarak saptanmıştır. Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte görülen tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK' nın 353. Maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır. Dava; ayıplı araç nedeniyle, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile uğranılan zararın giderilmesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin kabulüne, sair taleplerinin reddine karar verilmiştir. Dosyanın istinaf sebepleri ile birlikte HMK nun 355. maddesi çerçevesinde incelenmesi sonucunda; Davacının talebinin ayıplı araç nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile birlikte uğradığı maddi zararların giderimi talebine yönelik olduğu, aracın kilometresinin düşürülmesi nedeniyle, aracın ayıplı olduğu, söz konusu ayıptan satıcının ayıbı bilmese dahi sorumlu olduğu, ancak ilk derece mahkemesinin, davacının ıslah dilekçesinde, maddi zarara yönelik talebinin de bulunduğu dikkate alındığında, ilk derece mahkemesinin davacının taleplerinden bir kısmı hakkında hüküm kurmadığı anlaşılmaktadır....
Ancak mevcut bilirkişi raporları incelendiğinde davacının bedel iadesi talebinin değerlendirilmediği, ürünlerin kullanılmış olması ve yenileri ile de değiştirilmiş bulunması karşısında bedel tenzili hususunda hiçbir hesaplama yapılmadığı ve bu hususta ek rapor taleplerinin mahkemece yerine getirilmediği de anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava sonucuna doğrudan etki edecek deliller toplanmadan karar verildiği anlaşılmakla kararın kaldırılması gerekmiştir." gerekçesiyle kaldırılmıştır. Dava, tacirler arası ayıplı mal satışı nedeniyle uğranılan zararın tahsiline ilişkindir. TBK.nın ------- başlıklı 223 maddesine göre; Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır....
edildiğinden müvekkilinin sözleşmeden dönme hakkının mevcut olduğunu, müvekkilinin uğradığı zararın davalı tarafından tanzim edilmesi gerektiğini iddia ederek; davanın kabulünü, eser sözleşmesinden dönme talebinin kabulü ile ürünlerin davalı şirket tarafından masrafları davalıya ait olmak üzere iade alınarak ödenen bedelin ödendiği tarihten itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı taraftan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Mahkememizin 24/05/2021 tarihli ara kararı uyarınca, dosyadaki tüm belgeler, tarafların itirazları, mümkünse davalıda mevcut ayıplı olduğu iddia edilen mallar üzerinde kalite kontrol yapılarak ayıp ve kusurlu mal olup olmadığının, ayıp nedeniyle uğranılan zararın ayıp nedeniyle düşük fiyattan satılan ürünlerin tespitinin, davalının elde ettiği gelirler ve kaybettiği kazançlar, ayıplı olup davalıda bulunan malların tespiti ile bunların maddi değerinin belirlenmesi, davalının varsa uğradığı zararın belirlenmesi konusunda rapor düzenlenmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi ... tarafından ibraz edilen 10/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; "Somut olaydaki iddia, savunma, vakıa ve sunulan belgeler, mahkemenin tarafımıza tevdi ettiği görev kapsamında değerlendirildiğinde, davacının ayıp iddiasını kabul etmediği, davalının davacının imal etmiş olduğu ürünlerin ayıplı olduğunu iddia ettiği, ancak ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin bilirkişi incelemesine...
Ancak, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b.2 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, "Davanın kabulü ile; Davacı tüketicinin davalı satıcıdan 17/09/2020 tarih ve GIB63 fatura ile satın almış olduğu davaya konu yatak odası takımı ve yemek masası takımının ayıplı olduğunun tespiti ile taraflar arasında yapılan satış sözleşmesinin davaya konu yatak odası takımı ve yemek masası takımı yönünden feshine, Davacı tüketicinin, ayıplı olan davaya konu yatak odası takımı ve yemek masası takımı için ödemiş olduğu toplam 17.592,59 TL'nin yatak odası takımı ve yemek masası takımının davalı satıcıya iadesi tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı satıcı şirketten tahsili ile davacı tüketiciye verilmesine, Davacı tüketicinin davalı satıcıdan 17/09/2020 tarih ve GIB63 fatura ile satın almış olduğu davaya konu yatak odası takımı ve...
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, rapora karşı itirazlarının karşılanmadığı, satılan ürünlerin ve verilen hizmetin ayıplı olmadığını savunarak kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, 6502 sayılı yasanın 8.maddesinde düzenlenen "ayıplı mal" sebebiyle uğranılan zararın aynı yasanın 11/1- a maddesinde düzenlenen "sözleşmeden dönme" seçimlik hakkının kullanılması ve ürün bedeli tahsili talebinden ibarettir. Ayıplı olduğu iddia edilen davaya konu ürünlerin 24/11/2016 tarihinde satın alındığı, davalı nezdinde ayıbın giderimi için 25/11/2016 tarihinde birinci başvurunun yapıldığı, ayıpların usulünce giderilmemesi sebebiyle 30/12/2016 tarihinde ikinci başvurunun yapıldığı ve sonrasında 19/01/2017 tarihinde eldeki davanın açıldığı, davalının ayıp ihbarı ve süresi konusunda herhangi bir savunma sunmadığı sabittir....
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki sözleşmeye konu----- ayıplı olması sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararın tahsili talebine ilişkindir. Davacı, taraflar arasında makine satımı için sözleşme akdedildiğini, dava konusu makinenin ayıplı olduğunu, makinenin ayıplı olması sebebiyle maddi ve manevi zarara uğradığını, ayıp sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır....
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, ayıplı mal satışı iddiasıyla, mal için ödenen bedelin iadesi ve ayıp nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin satıcıya karşı açılmış belirsiz alacak davasıdır. Yargılama sırasında henüz ön inceleme celsesi yapılmadan önce davacı vekilince sunulan 22/12/2021 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiklerini belirterek, davalıdan yargılama gideri vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmiş, davalı tarafından sunulan 22/12/2021 tarihli dilekçe ile davacıdan vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığını belirterek feragat doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, ayıplı ifa nedeniyle sözleşmenin feshi, ödenen iş bedelinin iadesi ile ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi istemine ilişkindir....