Dava, ayıplı mal nedeniyle bedel iadesine yöneliktir....
Davacı tarafından, 22/09/2021 tarihinde 34.499,00 TL bedelle bilgisayar alındığı, bilgisayarın ayıplı olması nedeniyle davacı tarafından 16/02/2022 tarihinde 52.308,00 TL bedelle başka bir bilgisayar satın alındığı anlaşılmıştır.Somut olayda davacının menfi zararı yani edimin ayıplı ifa edilmiş olması nedeniyle uğramış olduğu zarar, ayıplı ifa nedeniyle almak zorunda kaldığı bilgisayar ücreti olan 52.308,00 TL ile ayıplı bilgisayar bedeli olan 34.499,00 TL arasındaki fark olan 17.309,00 TL'dir. Bilirkişi raporunda menfi zarar hesabı yapılırken davalı tarafından ayıplı bilgisayarın bedel iadesini geç ödemesi nedeniyle ödemek zorunda kaldığı faiz ve icra giderleri de hesaplamaya dahil edilmiş ise de, ayıplı ürünün salt değerinin dışındaki işlemiş faiz ve icra giderlerinin iadenin zamanında yapılmamasından kaynaklı olması nedeniyle hesaplamaya dahil edilmemesi gerektiği kanaatine varılmış ve bilirkişi heyetinin görüşüne itibar edilmemiştir....
Davacının davalıdan satın aldığı dizüstü bilgisayarın arıza yaptığından bahisle bedel iadesi talep etmişse de ürünün telsim edildiği 11/11/2009 tarihli ürün gönderim formunda müşteri şikayetinde üründen ses geldiği belirtilmiş ancak üründe herhangi bir arızanın olduğuna dair tespit yapılmamıştır. Bu haliyle servis formunda sadece müşteri şikâyeti yer alıp arızanın tespit edildiğine dair herhangi bir açıklama yer almamıştır. Mahkemece yapılan ürün üzerindeki incelemede elektronik mühendisi bilirkişi raporunda üründe herhangi bir arızanın bulunmadığı bildirilmiştir....
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Müvekkilinin ürünlerin kendisine tesliminden sonra ürünlerin satıcının anlattığı özellik ve kalitede olmadığını ayrıca eşyalar kendisine teslim edildikten sonra ürünlerdeki çizilmeleri ve deformasyonları gördüğünü,satıcının sattığı ürünler ayıplı mal olup onarımla giderilebilecek ayıplardan olmadığını, hüküm eksik ve yeterli olmayan bilirkişi raporuna göre kurulmuş olup, karara konu olan bilirkişi raporuna ve karara bakıldığında ortopedik yatakla ilgili bir tespit yapılmamış, satın alınan ortopedik yatakta orta tarafındaki çökme nedeniyle ayıplı mal konumunda olduğunu, son bilirkişi raporunda yatağın çöküp çökmemesiyle alakalı bir tespit bulunmamakta, yatağın çökmesine ek olarak bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere baza takımındaki paslanmalar nedeniyle ürünün ayıplı olduğu gerçeği de bulunmakta, baza takımı ile yatak bir takım halinde olup bazanın ayıplı olması nedeniyle ve yatağın baza olmadan kullanılması mümkün olamayacağından...
İş bu sebeple davalının ürünün ayıpsız olduğu iddiasını ispatlayamadığı, yerleşik Yargıtay uygulamalarında da belirtildiği üzere, kural olarak tarafların ayıplı ürün ve bedeline ilişkin iadeye yönelik edimlerini karşılıklı olarak yerine getirmeleri gerekmektedir. Somut olayda, satın alınan buzdolabının halen davacının elinde olduğu sabittir. Davacı ayıplı buzdolabını iade etmeden bedel iadesini talep edemez....
Davaya konu bilgisayar davacı yedinde olup mahkemece bedelin iadesine, işlemiş faizin yerinde olduğuna karar verilmesine rağmen bilgisayarın iadesine karar verilmemiştir.4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesi gereğince ayıplı mal satışı nedeniyle tüketici sözleşmeden dönerek bedel iadesini istediğinde satıcı bedelini iade ederken, alıcının da satışa konu ayıplı ürünü aynı anda iade etmesi gerekir. Ayıplı ürün iade edilmedikçe, satıcı ürün bedelini iade etmekte temerrüde düşmez. Somut olayda da ayıplı ürünün davalı satıcıya iade edilmediği anlaşıldığından faiz başlangıcının ayıplı ürünün iade tarihinden başlaması gerekir. Aksi düşünce, davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olur. Mahkemenin bu yönü göz ardı ederek bilgisayarın iadesine karar vermemesi ve takip tarihinden itibaren faiz talebinin yerinde olduğuna hükmetmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
İç ve Dış Ticaret A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu ürünün ayıplı olmadığını, bu nedenle tüketici hakem heyeti tarafından verilen kararın hatalı olduğunu, davacının satın aldığı ürünlerin müvekkili tarafından sorunsuz bir şekilde kendilerine teslim edildiğini, davacı ürünü satın aldıktan sonra iki kez ürünün arızalandığını iddia ettiğini, arızanın giderilmediğini öne sürerek ürün bedel iadesini talep ettiklerini, davacının iddialarına karşı tespit edilen hasarların tamir edildiğine dair servis raporlarının dosyaya sunulduğunu, bu hususun bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, ürün üzerinde olduğu iddia edilen arızaların müvekkili tarafça giderilmesine izin verilmeksizin ürün bedelinin iadesinin talep edildiğini, müvekkili şirketin ürünü onarabileceğini belirtmesine rağmen haksız kazanç elde etmek amacıyla ürün bedelinin iadesini talep ettiğini, yetkili servis raporlarından da anlaşılacağı üzere herhangi bir mekanik hasar veya üretimden kaynaklı ayıp tespit edilemediğini...
, ancak yapılan kontrolde ayıplı halinin durduğunu, ayıplı malın bedel iadesine ilişkin müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı borçlu şirket aleyhine alacaklı müvekkili tarafından icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, borçlunun kötü niyetli olarak borcu sürüncemede bırakmasından dolayı alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına çarptırılmasını " istemiş ve dava etmiştir....
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna itirazındaki beyanları tekrar ederek, talebinin dava konusu ürünün tarafından kaynaklı hasar görmüş olması nedeniyle hasar bedeli de kendisi tarafından ödenmek üzere tamir edilmesi yönünde olduğunu, ancak davalı firma yetkili servisinin artık bu ürünün üretimi olmadığından tamir edemeyeceklerini, ancak 3.000,00 TL bedel mukabilinde bir alt model yeni ürün verebileceklerini söylediğini, ayrıca bilirkişi raporu düzenlenirken bilirkişinin ürünü eve gidip incelemeden rapor düzenlediğini, ayrıca bunlara ek olarak bir de aleyhine vekalet ücretine hükmedildiğini, beyanla karara itiraz ettiğini ve haklılığının tespitini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve HMK 341.maddesi gereğince dava değerinin düşük olması nedeniyle istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ayıplı ürünün bedelinin iadesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan satın aldığı Samsung S8300 marka cep telefonu için 1705,00 Tl ödeme yaptığını, telefonun ekranında görüntü kararması ve kaybolması nedeniyle ayıplı olduğunu, ayıplı malın iadesi ile bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıdan satın aldığı telefonun ayıplı olduğunu belirterek, iadesi ile bedelin tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, dosya üzerinden yapılan bilirkişi incelemesine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir....