(Yargıtay HGK nun 2017/2475 esas ,2021/246 karar sayılı ilamı) Davalı tarafından davacı şirketen satın alınan aracın ayıplı olması nedeniyle İstanbul 8.Tüketici Mahkemesi'nin 2014/661 esas-2016/672 karar sayılı dosyasında malın ayıplı olmasından kaynaklı aracın misli ile değişimi veya bedelin iadesi davası açılmış ve mahkemece malın misli ile değişimi mümkün olmadığından araç bedelinin tüketiciye iadesi ile malın satıcıya iadesine karar vermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı davalıdan 07.12.2009 tarihinde sözleşme ile araç satın aldığını aracın arıza çıkardığını ve ayıplı olduğunu belirterek, araç bedelinin en yüksek faiziyle iadesini maddi ve manevi zaralarının davalıdan tazminine karar verilmesini istemiştir. Davalılar aracın ayıplı olmadığını Lpg sisteminden kaynaklanan ve giderilebilir nitelikte bir arızanın olduğunu davacının taleplerini haksız olduğunu belirterek davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalıdan 30.04.2007 tarihli fatura ile satın alınan matkap tezgahının sık sık arızalandığını, müvekkilince yapılan 10.08.2007 tarihli arıza ihbarı üzerine (bundan önce 6 tane daha ihbar yapılmış) otomatik ilerleme mili içerinde döküm hatasından kaynaklanan çatlak olduğunun bu arızanın garanti dahilinde bulunduğunun bildirildiğini, makine kapasitesinin altında çalıştığı için müvekkilinin zarara uğradığını, ihtarnameye rağmen davalının makineyi yenisi ile değiştirmediğini ileri sürerek gizli ayıplı matkabın ayıptan ari yenisi ile değiştirilmesini, mümkün olmadığı takdirde, ayıplı malın iadesi ile 16.061,54 TL bedelin 30.04.2007 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek reeskont faizi ile birlikte iadesine, 3.000,00 TL maddi zararın reeskont faiziyle birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında 3.000,00 TL’lik tazminat talebi atiye bırakılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davada, nafaka iadesi ve haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istenilmiş olup, mahkemece verilen hüküm haksız fiil faili tarafından temyiz edilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 09.02.2012'ten itibaren uygulanmaya başlayan iş bölümü kararının 6. maddesinde "Bir davada, bir kaç hukuk dairesinin görevine giren uyuşmazlık söz konusu ise, temyiz incelemesi, uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait hüküm ve kararları inceleyen daire tarafından yapılır." hükme yer almaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2013'ten itibaren uygulanmaya başlayan iş bölümü kararının 9.maddesi de aynı doğrultudadır....
İlk derece mahkemesince; davacının 19/12/2017 tarihli celsede seçimlik haklarından davalıdan satın almış olduğu ürünlerin iadesi ile ödediği bedelin faizi ile iadesini ayrıca 1.000,00 TL maddi tazminat talep ettiğini, her ne kadar maddi tazminat talep etmişse de malın ayıplı olmasında kaynaklı maddi zararın gösterir elverişli delil sunmadığı gerekçesi ile maddi tazminat talebinin reddine ve bilirkişi raporu ile belirlenen açık ayıp nedeni ile ürünlerin davalıya iadesine ve bedeli ödenen 3.800,00 TL'nin ürünlerin iadesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar süresinde davalı vekilince istinaf edilmiştir....
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının, teslim edilen ürünleri inceleyerek kabul ettiğini; kaldı ki davacının dilekçesinde iddia ettiği gibi ayıplar basit bir incelemeyle dahi görülebilecek ayıplar olduğunu; davacının teslim tarihinden çok sonra malların ayıplı olduğu gerekçesi ile bedel iadesi talep etmesinin haksız olduğunu; ürünlerin eksiksiz teslim edildiğine dair düzenlenen teslim formu davacı tarafından itiraz edilmeksizin imzalandığını; davacı taraf gönderilen ürünlerin mağazadaki görsellerle farklı olduğunu idda etmişse de davalı tarafından teslim edilen ürünlerle mağaza görselinde gösterilen ürünlerin aynı olduğunu; davacının bu yöndeki iddialarının da kabulünün mümkün olmadığını; davacı, davalı tarafından teslim edilen malların ayıplı olduğunu ve kanundan kaynaklanan seçimlik haklarını kullanmak istediğine dair davalı firmaya herhangi bir bildirimde bulunmadığını; davacının, davalı firmaya karşı bedel iadesi talebinde bulunmadan dava açmasının haksız...
Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.” şeklinde yapılan düzenlemeyle tüketiciye ayıplı mal nedeniyle tanınan seçimlik haklarından biriside ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin tahsilidir. Tüketici yasa ile kendisine tanınan dört seçimlik hakkından birini tercih etmekte özgürdür. Davacı eldeki davada ayıplı ürün bedelinin tahsilini istemekte olup, yasa gereği bu talepte bulunma hakkı vardır. Dava konusu ürün ayıplı olduğu içinde davacıya talebi doğrultusunda bedelin iadesi gerekir. Mahkemece, dava konusu ürünün davalıya iadesi koşulu ile ödenen bedelin malın davalılara iade tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken, davacının talep etmediği ücretsiz onarıma dair karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, satım konusu aracın ayıplı olması nedeniyle bedel iadesi bu mümkün olmaz ise “satılanın ayıpsız bir misliyle değiştirilmesi” ve maddi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
Mahkemece benimsenen 29.06.2012 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda BK’nun 201. maddesi gereğince başka bir mahalden gönderilen saatlerin ayıplı olduğunu iddia eden satıcının mümessili yok ise saatlerin muhafazası için gereken tedbirleri almakla alıcının mükellef olduğu, ancak alıcının muhafaza tedbirlerini alma yükümlülüğünün devamlılık göstermediği, alıcının muhafaza tedbirlerini aldığını bildirdiğinde satıcının uygun bir zaman içinde, malları kendisinin almaması veya alıcının masraflarını ödeyerek malın geri gönderilmesi hususunda talimat vermemesi durumunda alıcının muhafaza yükümlülüğünün ortadan kalkacağı, davacı satıcının belli bir süre içinde ayıplı malı geri alması gerekirken bunu yerine getirmeyip davalının açtığı ayıplı malın bedelinin iadesi davasının sonucunu ve hükmün kesinleşmesini beklemesinden dolayı ayıplı mallarda meydana gelen zarardan davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/03/2015 KARAR TARİHİ : 10/03/2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 10/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İş bu davada, 30/11/2022 tarihinde yapılan duruşmaya davacı vekilinin gelmemesi ve davalı tarafın davayı takip etmemesi nedeni ile HMK.nun 150. maddesine göre dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, dosyanın işlemden kaldırılmasından sonra üç aylık süre içerisinde taraflarca dava yenilenmediğinden 6100 Sayılı HMK.nun 150/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....