Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz. ...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı malın iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilince satın alınan iki bilgisayarın da üretim hatası bulunduğu için arızalandığını, bir başka ifade ile malın ayıplı olduğunu ileri sürerek cihazların ücretsiz olarak yenisi ile değiştirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf duruşmalara katılmadığı gibi cevap dilekçesi de vermemiştir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satım aktinden kaynaklanan ayıba karşı tekeffül hükümlerine ilişkindir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesinde "Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir." şeklinde ayıplı mal tanımlanmış ve malın ayıplı olması durumunda tüketiciye bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme seçimlik hakları tanınmıştır....
Şu durumda yargılamaya gelmeyen ve cevap vermeyen satıcı davacının tüm, iddialarını inkar etmiş sayılacağından, ayıplı malın iade edilip edilmediği kendisinin çağrılarak belirlenmesi ve keşif sırasında malın kimde olduğu hususunun araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken malın iade edildiğinin varsayılmak suretiyle eksik inceleme ile verilen kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı M.... S....... San. ve Tic. Ltd. Şti. yararına BOZULMASINA; davalının diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda davacı 728 adet malın imalât bedelini talep edemez ise de belirtilen mallar için bilirkişice saptanan 2.184,00 TL bedelin davacıya ödenmesi veya bu malların davacıya iade olunması gereklidir. Bunun dışında davalı yanca davacıya gönderilen reklamasyon faturasında 837 adet tişörtün ayıplı olduğu belirtildiği halde bilirkişilerce belirlenen miktar 728 adettir. O halde davacının incelemeye sunulamayan 837-728=109 adet tişörtün fason bedeline hak kazandığı da ortadadır. Öyle olunca mahkemece, 109 adet tişörtün fason bedeli ile “728 adet ayıplı malın davacıya iade olunmaması halinde” belirlenen 2.184,00 TL'nin davacı alacağına katılarak veya ayıplı malların iadesi mümkün ise bunların davacıya iadesini sağlayacak şekilde karar oluşturulmalıdır. Bu hususlar üzerinde durulmadan bilirkişi raporundaki belirlemeler dikkate alınmadan davanın tamamen reddedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....
Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir." şeklinde düzenlenmiştir. 6502 sayılı Yasa m.11'de ayıplı mal nedeni ile tüketicinin seçimlik hakları ile ilgili yasal düzenlemeye göre; malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketicinin satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkı bulunmaktadır. Yine 6502 sayılı Yasa m.10'da; teslim tarihinden itibaren 6 ay içinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğu kabul edilir bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Hal böyle olunca; davalı tarafından satışı yapılan dava konusu ürünlerin tesliminden itibaren 6 ay içerisinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğu ve bu durumda ayıplı olmadığının davalı tarafından ispat etmesi gerekmektedir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ' TARİHİ : 02/04/2019 NUMARASI : 2018/715 ESAS, 2019/243 KARAR DAVA KONUSU : Ayıplı Aracın Ayıpsız Misli ile Değişirilmesi KARAR : Taraflar arasındaki ayıplı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi davasında verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Arzu Kendir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 34 XX 247 plakalı Honda marka 2016 model CIVIC 4D 1.6 Elegance aracın davalılardan Park A.Ş.den satın alındığını, ancak dava konusu aracın gizli ayıplı olup aracın satın alınmasından kısa bir...
Mahkemece yapılan yargılamada; alınan bilirkişi raporuna göre malın ayıplı olduğu, tamiri mümkün olmadığından yenisiyle değiştirilmesi gerektiği, davacının satış bedelinin iadesi yönünde seçimlik hakkını kullandığı hususunun dikkate alınması, ayıplı malın davalıya iadesi mukabili satış bedeli olan 3.800,00TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi gerekçeleri ile davanın kabulüne karar vermiştir....
Tüketici Finansmanı A.Ş. arasında yapılan 15.07.2006 tarihli tüketici kredisi sözleşmesi ile taksitli olarak ödendiği, alınan bilirkişi raporu gereğince, satın alındığı tarihten itibaren motosikletin 1 yıl içerisinde farklı arızalardan dolayı 8 kez servise götürüldüğü, halen de kısmen mevcut olan bu arızaların kullanım hatasından kaynak-lanmayıp, gizli ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un ayıplı mal ile ilgili 4. maddesinin 3. fıkrasında, "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10. maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz....
Birleşen dava ise, ayıplı mal tesliminden dolayı uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamından ve tarafların dosya içeriğinde yer alan yazışmalarından 1. parti malın ayıplı olduğu, ayıbın süresinde satıcıya ihbar edildiği anlaşılmaktadır. İcra takibine konu olan faturada gösterilen 14.700 kg malın da 1. partide ayıplı çıkan malın yerine tazmin amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. Bu durumda asıl dava davacısı satıcı, icra takibinde konu yaptığı mal bedelini isteyemez. Birleşen davaya gelince ise, davalı alıcı malın muayene edilmesi için yaptığı olağan harcamaları satıcıdan isteyemez. Bu nedenle birleşen davanın da reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece, açıklanan hususlar gözetilerek asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....