Değişik İş sayılı dosyası ile delil tespiti talebinde bulunulduğunu, Mahkemece yapılan 29.06.2018 tarihli keşif sonucunda düzenlenen 31.07,2018 tarihli bilirkişi raporunda, "...ürünlerin ayıplı olduğu, ayıplı ürünün ham kumaş ya da dikili ürün olarak ekonomik bir değerinin olmadığı, ayıbın konfeksiyon ya da bir sonraki yıkama işleminden değil, kumaşın imalatından/kumaş üreticisinden kaynaklandığı..." kanaatine varıldığını, Davacı tarafın müvekkil şirkete sattığı malların ayıplı mal olması nedeniyle 25.11.2019 tarihinde Bursa 3. Asliye Ticaret mahkemesi'nin 2019/.....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı ile davacı arasında ticari ilişki olduğunu, davacının cari hesap alacakları için başlattığı icra takibinden sonra davalı tarafından 27.400,00 TL ödeme yapılarak malların ayıplı ve eksik olduğuna ilişkin olarak teslimden 2 ay sonra delil tespiti yaptırıldığını, tespiti yapılan malların başka tedarikçilerden temin edilen mallar olma ihtimalinin yüksek olduğunu, davalının faturalara süresinde itiraz etmediğini, süresi içinde ihbar ve tespit yaptırılmadığını ileri sürerek itirazın iptalini ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıdan çeşitli zamanlarda mal satın alındığını, ancak alınan malların ayıplı ve eksik olduğunu, malların kargo ile davacıya gönderildiğini ancak iade alınmadığını, malların ayıplı olduğunun ... 2 Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/33 D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, dava zaman aşımının 6 ay olduğu savunarak davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, ayıplı mal iddiasına dayalı olarak ayıplı malın iadesi ve alacak istemine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 30.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Uyarınca sorumlu olduğunu, bu zararı tazmin etmesi gerektiğini, 223/2 deki yükümlülüğün müvekkili şirket tarafından yerine getirildiğini belirterek ayıplı mal satımı nedeni ile müvekkilinin uğradığı zararın tespit ve tazminini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SAYISI : 2013/114 Esas, 2014/317 Karar SUÇ : Edimin ifasına fesat karıştırma HÜKÜM : Beraat TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Edimin ifasına fesat karıştırma suçunun ihaleye fesat karıştırma suçundan bağımsız bir suç tipi olarak 5237 sayılı Kanun'un 236. maddesinde düzenlendiği, hile olmaksızın mal veya hizmetin ayıplı veya eksik ifasının söz konusu olduğu durumlarda, mal veya hizmetin salt ayıplı veya eksik ifa edilmiş olmasının edimin ifasına fesat karıştırma suçunu oluşturmayacağı, suçun oluşabilmesi için ayıplı veya eksik ifanın ayrıca hileli hareketlerle gizlenmeye çalışılmış olması, sözleşmenin tarafı olup da mal veya hizmetin alıcısı konumundaki tarafın da zarar görmesinin de gerektiği, maddedeki suç tanımında zarar unsur olarak açıkça belirtilmemiş olmakla birlikte, 6459 sayılı Kanun'a ilişkin değişiklik...
Mahkemeleri olduğunu,ayrıca davacının sattığı malların ayıplı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda; davaya konu icra takibinin dayanağının para borcu olmadığı, davalının satıma konu malın ayıplı olduğu iddiasında bulunduğu dolayısıyla alacak talebinin konusunun mal olduğu ve yapılan yetki itirazının bu nedenle doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı taraf borca yaptıgı itirazında ve cevabında akdi iliskiyi inkar etmemiş, taraflar arasında mal alım satım sözleşmesi olduğunu, ancak satılan malların ayıplı oldugunu belirtmiştir. Davanın temelini oluşturan icra takibinin dayanağı mal bedeline ilşkin faturalar olup dava bu niteliği itibariyle bir miktar para alacağına ilişkindir. Hal boyle olunca somut olayda TBK'nun 89/1....
Ayıplı malın neden olduğu zararlardan sorumluluğa ilişkin hükümler dışında, ayıplı olduğu bilinerek satın alınan mallar hakkında yukarıdaki hükümler uygulanmaz. Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, imalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde "özürlüdür" ibaresini içeren bir etiket konulması zorunludur. Yalnızca ayıplı mal satılan veya bir kat ya da reyon gibi bir bölümü sürekli olarak ayıplı mal satışına, tüketicinin bilebileceği şekilde tahsis edilmiş yerlerde bu etiketin konulma zorunluluğu yoktur. Malın ayıplı olduğu hususu, tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde gösterilir. Güvenli olmayan mallar, piyasaya özürlüdür etiketiyle dahi arz edilemez. Bu ürünlere, 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun hükümleri uygulanır. Bu hükümler, mal satışına ilişkin her türlü tüketici işleminde de uygulanır. 3. Değerlendirme 1....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava; ticari mal satım ilişkisine dayalı cari hesap borcunun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkememizde ... tarihinde açılan ve görülmekte olan huzurdaki itirazın iptali davamızdan önce, dava ve icra takiplerine konu malların ayıplı çıktığı iddiasıyla, davalı tarafından ... tarihinde İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... E. sayılı dosyasında "Ayıplı Mal Sebebiyle Zararların Tazmini ve Diğer Hak ve Alacakların Tespiti" talebiyle dava açıldığı, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi üzerine dava dosyasının Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... E....
veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksikliler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet kabul edilir." denildikten sonra, maddenin dördüncü fıkrasında da; satıcının/ayıba karşı sorumlu tutulanların daha uzun bir ... süresi vermemesi/daha uygun bir süre sorumluluk üstlenmemeleri halinde ayıplı maldan doğan davaların/ sorumluluğun ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, ancak satılan malın ayıbı tüketiciden satıcının hile ile/ ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse 2 yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamayacağı hükmü yer almaktadır....
, müvekkilinin ayıplı mallardan dolayı zarara uğradığını ileri sürerek, davalının ayıplı mal teslim etmesi nedeniyle uğranılan 543.502,75 Dolar karşılığı 637.691,00 TL nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....