Davalı vekili, taraflar arasında ihraç kayıtlı mal ticareti olduğunu, bu nedenle davacı tarafça KDV dahil edilmeden alacak hesaplanması gerektiğini, teslim edilen ürünlerin bir kısmının ayıplı çıkması nedeniyle yapılan bildirim üzerine davacı tarafın ayıplı ürünler nedeniyle bedel talep etmeyeceklerine dair beyanı bulunduğunu, buna göre KDV hariç dava konusu fatura bedelinden ayıplı ürün bedelleri mahsup edilip, müvekkili tarafından davacıya yapılan ödemeler gözetildiğinde müvekkilinin davacıdan alacaklı konuma geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Mahkemece; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, dava konusu aracın motor kaputu ile bagaj kaputunda ve bagaj kapağında yapılan ilave boya işlemleri bulunduğu, aracın gizli ayıplı olduğunun belirlendiğini, davacının araçtaki ayıplar nedeniyle 6502 sayılı Kanunun 11.maddesindeki haklarını kullanabileceğini davacının sözleşmenin feshini talep ettiği belirlenerek davanın kısmen kabulü ile aracın davalıya iadesi ile 41.793,30 TL'nin iade tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının kasko ve sigorta için ödediği bedeli isteyemeyeceğinden bu talepleri yönünden reddine karar verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Eldeki davada; davacı, dava konusu aracın gizli ayıplı olduğu gerekçesiyle sözleşmenin iptali ve araç bedeli ile araç için...
iş kaybı olduğunu belirterek sözleşmenin iptali ile müvekkilinin dava konusu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, toplam 2.875,67 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tüm dosya kapsamından taraflar arasındaki sözleşmenin 14/11/2019 tarihinde düzenlenmiş olduğu, covid-19 pandemisinin bu tarihten sonra başlayarak tüm dünyaya yayıldığı, bu nedenle sözleşmenin mücbir sebepler nedeniyle yerine getirilmediği görülmektedir. Davalı sözleşmenin yerine getirileceği beklentisiyle masraflar yaptığını, bu masrafların mahkemece göz önünde bulundurulmadığını ileri sürmektedir. Bu nedenlerle davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmek için yapmış olduğu masrafların bilirkişi vasıtasıyla hesaplanması, hesaplanan masraflar davacının ödediği bedelde düşüldükten sonra geriye kalan sözleşme bedeli iadesi gerekmektedir. Bu nedenlerle davacı ve davalının istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan aldığı LCD televizyonda görüntü hatası olduğunu, Tüketici Hakem Heyeti'nin kendisini haklı gördüğünü ileri sürerek ayıplı ürün bedeli olan 2.601,00 TL nın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, ayıplı mal nedeni ile bedel iadesini istemiş, davalı ise televizyondaki arızanın kullanıcı hatasından kaynaklandığını, suyla temas etmesi sebebi ile arızanın meydana geldiğini savunmuştur....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/409 E. sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kârı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK.m.51 uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece ... Boyacıoğlu İnş. San. ve Tic....
Dava, ayıp sebebi ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir. 6502 s.TKHK.nun 8.m.sinde ayıplı mal, " (1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. (2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir. (3) Sözleşmeye konu olan malın, sözleşmede kararlaştırılan süre içinde teslim edilmemesi veya montajının satıcı tarafından veya onun sorumluluğu altında gerçekleştirildiği durumlarda gereği...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, satış sözleşmesine konu malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile davalı tarafça tahsil edilen servis ücreti ile parça bedellerinin iadesi talebine ilişkindir. Mahkemece, satım sözleşmesine konu malın gizli ayıplı olduğu, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, birden fazla kez arızalanan maldan elde edilmesi beklenen faydanın elde edilememiş olduğu gerekçesiyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile onarım bedeli olarak ödendiği tespit edilen bedelin iadesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermiştir....
Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir." hükmüne yer verilmiştir. 6502 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik haklarından tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki, tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. Davacı vekili 18/12/2019 tarihli dilekçesi ile davalı vekili rapora itiraz dilekçesinde "seçimlik haklarımızın ayıpsız misli ile değiştirilmesi mi yoksa bedelinin iadesi hususunu sormaktadır....
Dava; Alım satım ve hizmet ilişkisi kapsamındaki kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Taraflar arasında alım satım ilişkisinden ayıplı mal nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi nedeniyle davalı aleyhine takip başlatmış olduğu görülmüştür. Davalının, davacı yan tarafından müvekkili firmaya “ayıplı mal ihbarı” süresi içerisinde yapılmadığı, davacı tarafça tek taraflı olarak yaptırılan delil tespiti sonucu düzenlenen rapora itiraz edildiği, basiretli tacir sıfatı ile müşteri memnuniyeti ve iyi niyet çerçevesinde anılan talep üzerine 178.000,00-TL tutarında makinenin iade alındığını, müvekkili firma anılan makineyi başkaca bir firmaya da bu sebeple satamadığı davanın reddini savunmuştur....