Malın gizli ayıplı olduğu bilirkişi raporu ile sabit olup, bu durumda ayıplı malın ve fatura konusu malın bedelinin faizsiz olarak iadesi istenebilir. Ancak mal iade edildiği tarihten itibaren malın bedeli ödenmediği takdirde faiz isteminde bulunulabilir. Alıcı bu dönem içinde malı kullanmakta, satıcı ise mal satış bedelini elinde tutmakla semen bedelinin tenzili ve işlemiş faiz talep edilemez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, fatura bedeli olan 17.000 TL alacağa ilişkin itirazın iptaline, malın iade tarihinden itibaren işleyecek faize ilişkin hüküm kurulmasından ibaret olup, mahkemece yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Maddesinde bulunan ayıplı mal hükümleri doğrultusunda, Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; aynı kanunun 11. Maddesinde belirtildiği üzere tüketicinin seçimlik haklarını kullanmakta haklı olduğu, bu noktada üründeki ayıbın tüketiciden kaynaklı olmadığı tüketiciden üründeki bu ayıba katlanmasının beklenilemeyeceği anlaşılmakla ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme talepli açılan davanın kabulüne Davacı tarafından 08/08/2021 tarihinde satın alınan ve davacıda bulunan dava konusu yatak odası takımı ve yemek odası takımının ayıp nedeniyle davacı tarafından davalıya iadesine, davalı tarafa ödenen 19.250,00- TL'nin ürünlerin iade edileceği tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir....
den 16.01.2008 tarihli sözleşme ile....... nolu dairenin 128.000 TL bedel karşılığı satın alındığını, sözleşme gereğince dairenin 30.12.2008 tarihinde teslim edilmesi gerekirken halen teslimin yapılmadığını, davalılar arasındaki sözleşmenin, davalı ... tarafından feshedilmesi ve inşaatın yapımındaki belirsizlikler nedeniyle sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiğini, bu durumda davalıların kusurlu olduklarını belirterek Boytaş A.Ş. ile arasındaki sözleşmenin feshine, ödenen bedelden şimdilik 10.000 TL ile dairenin süresinde teslim edilmemesinden dolayı 1.000 TL kira bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 25.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş, ıslah ile talep miktarını artırmıştır. II....
Asliye Hukuk Mahkemesi ile ... 8. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, sözleşmeye aykırılık ve ayıplı ifa nedeniyle sözleşmenin feshi ile ödenen bedelinin iadesi ve zararın tazmini istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davalının tacir olup, uyuşmazlığın ticari işten kaynaklandığından bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, uyuşmazlığın ticari dava olmadığı ve asliye hukuk mahkemesince çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır....
Mahkemece, davacıların en geç satın alındığı tarihten 15 gün sonra olumsuzluklardan haberdar oldukları, bu tarihten itibaren 30 günlük süre içinde ayıp ihbarında bulunmadıkları, bu nedenle hizmeti sunulan şekli ile kabul ettikleri ve sözleşmeyi benimsedikleri, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, davalının aralarında düzenlenen sözleşme uyarınca taahhütlerini yerine getirmediğini, sunulan hizmetin ayıplı olduğunu ileri sürerek sözleşmenin iptali ve ödedikleri bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmışlardır. Mahkemece davacıların ayıptan haberdar oldukları tarihten itibaren 30 günlük sürede ayıp ihbarında bulunmamak suretiyle hizmeti sunulan şekli ile kabul ettikleri ve sözleşmeyi benimsedikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
KARAR Davacı, 17.04.2013 tarihli satım sözleşmesi ile davalıdan yemek odası ve salon takımı, oturma grubu ve TV ünitesi siparişi verdiğini, düğünü öncesinde 08.05.2013 günü teslim konusunda anlaştıklarını, ancak malların 12.05.2013 tarihinde çizik, leke, kırık ve ezilmeler olduğu halde ayıplı bir şekilde teslim edildiğini, önce sözlü olarak cevap verilmeyince de 10.06.2013 tarihli ihtarname ile cayma hakkını kullanarak bedel iadesini talep ettiğini, firmadan dönüş yapılmadığını, yeni evli olmaları ve malların ayıplı olmasından dolayı eşinin psikolojisinin bozulduğunu, aile birliğinde sorunlar meydan geldiğini iddia ederek ürünlerin bedeli olan 13.750,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ilaveten 3.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
, müvekkilin --- da malın ayıplı olduğunun --- tarihinde davalı firmaya bildirildiğini, ve gelen filitrenin kullanılması ile yine ---- devamı tarihli yazışmada sorunun devam ettiğinin anlaşıldığını, müvekkilinin cihazın ağır kusurlu olmasından dolayı cihazdan fayda sağlayamadığını, mağdur olduğunu, ve yasa gereği sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istediğini, hem satıcı, hem üretici firmaya----ihtarname gönderildiğini, ----- ithalatcı firmanın da katıldığını, ürünü incelemek istediklerini belirttiklerini, daha sonra --- ------- tekerinden kaynaklandığını, bunun için --- ayak değişim bedeli istendiğini, bu nedenlerle bu davayı açtıklarını ileri sürerek ayıplı mal nedeniyle ödenen --- sözleşmenin kurulduğu ---- tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yargılama sırasında taraflar arasındaki sözleşmenin 3 ve 4 numaralı maddeleri uyarınca zararın mevcudiyetinin davalı tarafından ispat edilmesi gerektiğinden ispat yükü doğrultusunda davalı vekiline malların ayıplı olması nedeniyle uğradığı zararı, elinde bulunan ürünlerin ne kadarını satabildiği, ne kadarını satamadığı, satılan ürünlerin ayıp nedeniyle iade edilenleri ve ayıp nedeniyle satılamayanlar ile elinde kalan malların açıkça adet, malların niteliği olarak belirtmesi ve davacı tarafından teslim edilen fatura ve irsaliyelerle ilişkilendirilmesi suretiyle açıklanması ek olarak ayıplı olsa dahi satışla elde edilen gelirlerin normalde elde edilmesi gereken gelirden ne kadar aşağıda olduğu, ne kadar kazanç kaybına uğranıldığı, yurtdışına gönderilen ürünler nedeniyle iade edilen mal veya fatura ile ödenmek zorunda kalan zararın açıklanması, sonuç olarak zararın somutlaştırılması ve dayanak belgesini belirtmesi bakımından 2 haftalık kesin süre verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, ayıplı mal satışına dayalı bedel iadesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 3.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 3.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 09.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA) Dava, davalı bankadan kullanılan kredi ile diğer davalı şirketten satın alınan taşınmazın ayıplı olması sebebiyle konutun ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya sözleşmenin feshi ile ödenen bedel ve yapılan masrafların iadesi istemine ilişkindir. Mahkemenin kullanılan kredinin ticari kredi olduğu yönünde açık bir tespiti bulunmadığı gibi, uyuşmazlık tüketicinin satın aldığı dairenin ayıplı olmasından kaynaklanmaktadır. Temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi’ne aittir. Ancak, 13. Hukuk Dairesi'nin 27.01.2015 tarihli kararı ile, davanın ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu belirtilerek dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay Yüksek Başkanlar Kurulu’na sunulmak üzere Yüksek 1. Başkanlığa gönderilmesi gerekmiştir....