WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

almaktan vazgeçtiğini ileri sürerek, araçtaki ayıp nedeniyle satış bedelinde indirim tutarı olarak 12.000,00 TL'nin 760,00 TL masrafın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 26/05/2021 tarihli ıslah dilekçesiyle; satış bedelinde indirim talebini 15.000,00 TL'ye arttırmıştır....

Bu nedenle ayıplı mal nedeniyle satıcı sözleşme ilişkisi nedeniyle tüketiciye karşı seçimlik hakların tamamından (bedel iadesi, yenisi ile değişim, bedelde indirim, onarım ve tazminatlar) sorumludur. Üretici ve ithalatçı ise, sadece misli değişim ve onarım talep edilmesi durumunda, satıcı ile birlikte müteselsil sorumlu olur. Somut ihtilafta; davacı dava dışı tüketiciler tarafından ilgili tüketici hakem heyetine karşı ayıplı mal nedeniyle başvurularda bulunulduğu, dava dışı tüketicilere yapılan ödemelerin rücuen davalıdan tahsilini talep etmiş olup, dosya içeriğine göre tüketici tarafından "Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme" hakkı kullanılarak ürünün bedeli satıcıdan iade alınmıştır. 6502 sayılı TKHK.11/2.maddesi hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, tüketici bedel iadesi talebini sadece (sözleşme ilişkisi içinde bulunduğu) satıcıya karşı kullanabilir....

    Somut olaya gelince ;Davacının dava dilekçesinde; "Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme veya satılanı alıkoyup ayıp oranında bedelde indirim isteme ve bedel iadesi veya satılanı alıkoyup ayıp oranında indirim yapılmasını isteme" isteklerinin davalı tarafça yerine getirilmediğini iddia ettiği, dilekçesinin devamında, ayıplı malın satın alınırken ödenen bedelin ,ayıbın tespitinden sonra satıcıya başvurulan tarih olan 17.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi İle ödenmesi için iş bu davayı açtığını belirttiği, netice-i talep kısmında, "satılanı alıkoyup ayıp oranında bedelde indirim veya imkan varsa satılanın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, ayıplı çıkan malın ayıp miktarı olan 23.728,00 TL 'nin satıcıya başvurulan tarih olan 17.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini" talep ettiği görülmüş olup; dava dilekçisindeki talep sonucunun açık olmadığı nazara alınarak,mahkemece davacı vekiline 6502 Sayılı TKHK'nın 11....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...davacı...gizli ayıplı aracın davacıya satılması nedeniyle aracın onarım bedeli ve bu onarım sebebiyle aracın değerinde meydana gelen değer düşüklüğünün tespiti ile bu oranda bedelde indirim seçimlik hakkı kullanılarak, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız baki kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL'nin davalıdan hükmen tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiş olup 6100 Sayılı HMK 107 ile yapılan değerlendirme ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2020 tarihli, 2017/13- 551 E., 2020/239 K. sayılı kararında ve Konya Bölge Adliye Mahkemesinin 2021/967 E. 2021/1267 K....

      Bu durumda mahkemece yüklenici tarafından üretilip teslim edilen tüm kumaşların ayıplı olduğunun, bu hususta ispat külfeti kendisine düşen asıl dosya davacısı iş sahibince ispat edilemediği, sadece iade edilen bluzlardan 1251 adedinde kumaş ayıbının bulunduğu kanıtlandığından, hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan kumaşı ayıplı olan 1251 adet bluzdaki ayıplı kumaşın metrekare miktarı ile bu miktardaki kumaşın eserin reddini gerektirmeyip, ancak bedelde indirimi gerektirecek nitelikte ayıplı üretilmiş olması nedeniyle bedelden tenzili gereken miktar konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp asıl ve birleşen davada sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken taraflar arasında sözleşme konusu olmayan bluzların değeri üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın sonuçlandırılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür....

        Davacı taraf satıcının temerrüde düşmesi sebebiyle ödenilen peşin ücretin teslimi gerçekleşmeyen mallar oranında indirimine ve tespit edilecek miktarın davacıya iadesine; mobilya fiyatlarının artışı ve ikame ürün alınma zorunluluğu nedeniyle oluşan zararın tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Davacının taleplerine göre ürünlerde ayıp olup olmadığı, bedelde indirim seçimlik hakkını kullanıp kullanamayacağı ve zarar miktarının tespiti açısından mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ancak defter incelemesine gelen olmadığı gibi davacı tarafça süresi içerisinde bilirkişi ücreti de yatırılmamıştır. HMK.324. Maddesi gereğince taraflardan her birinin ikame ettiği delil için mahkemece verilen süre içerisinde delil avansını ödemesi, aksi halde sunulu delilin ikamesinde vazgeçilmiş sayılacağı düzenlenmiştir....

          sonra iki kere ek bilirkişi raporunu aldıran mahkemece ıslah yapılamayacağına neticeten karar vererek usul ekonomisine aykırı davrandığını, ayıp oranında bedelden indirimin de hatalı olarak çıkarıldığı, müvekkilince yapılan masraf kalemlerinin ısrarla hatalı olarak indirim miktarından düşüldüğünü, aracın değişen parçaları ayıplı kısımlarının da bedelde indirim miktarına yükseltecek nitelikte olmasına rağmen bu konuda itiraz ve taleplerine rağmen bilirkişiden rapor alınmadığı gerekçeleriyle ıslah doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına istemiştir....

          İcra Müdürlüğü'nün 2014/7 İflas) kayıt ve kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) Somut uyuşmazlıkta; mahkemece bozmadan sonra davacının ayıplı ifa nedeniyle ne kadar bedelde indirim isteyebileceğine dair alınan bilirkişi raporunun Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda tanzim edilmediği anlaşılmıştır. Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar....

            Taraflar arasında Ankara İli, Etimesgut İlçesi, Eryaman Mahallesi, Meydan Eryaman Sitesi, E Blok, 134 numaralı taşınmaza ilişkin satış sözleşmesi imzalandığı, dava konusu taşınmazın davacıya 05/08/2020 tarihinde %100 oranında tamamlanarak teslim edildiği, (...) mahkememizce taşınmaz üzerinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda belirlendiği üzere, davacının satın almış olduğu taşınmazın %100 oranında tamamlanarak hak sahibi olan davacıya 05/08/2020 tarihinde teslim edildiği, meskenin davacıya teslimi sırasında açık imalatların var olduğu, dava tarihi itibari ile bu açık ayıplı imalatların ikmali bedelinin 5.925,00 TL olduğu, açık ayıplı imalatların ikmali sonrasında davaya konu meskende açık ayıplı imalat kalmayacağı, anılan meskende var olduğu belirlenen açık ayıplı imalatlardan bahisle satış bedelinden ayıp oranında indirim talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış olduğundan, davanın ayıp oranında bedel indirimi talebi yönünden subuta ermemesi nedeniyle (...)" gerekçeleri ile...

            Somut olayda; ikinci el aracın ayıplı çıktığı iddiasına dayalı ayıp sebebiyle bedelde indirim talebine ilişkin davacı vekili tarafından istinafa konu edilen 6.627,66- TL'lik miktar hükmün verildiği tarih itibarı ile öngörülen ve yukarıda belirtilen 17.830,00- TL'lik kesinlik sınırının altında kalması sebebiyle yerel mahkemece verilen karar ayıp sebebiyle bedelde indirim talebi yönünden hüküm tarihinde miktar itibarı ile kesin niteliktedir. Hükmün verildiği tarih itibarı ile miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak yerel mahkemece karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Bu durumda, hüküm tarihi itibarı ile kesin olduğu yasada açıkça belirtilen bu karara karşı taraflar istinaf kanun yolu başvurusunda bulunamaz....

            UYAP Entegrasyonu