Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı-karşı davacı vekili; yetki itirazında bulunmuş, müvekkilinin aldığı mobilyaların bedelinin ödendiğini, ürünlerin ise ayıplı olduğunu savunmuş; karşı davada malın ayıbının giderilmesi gerektiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesinde genel yetkili mahkemenin davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, 10. maddesinde ise sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu hükmünün yer aldığı gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Asıl dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkin olup; karşı dava, davalı tarafından satın alınan mobilyaların ayıplı olduğu iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, 6100 sayılı HMK'nın 6. ve 10. maddesi uyarınca ......

    Davalı vekili istinaf dilekçesinde; zamanaşımı itirazları dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu,bilirkişi raporunda çelişkili ifadeler bulunduğunu ve kusur oranının belirlenmediğini,raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini ,davacı yadigar yönünden T7 kusuru nedeniyle davalıya kusur yöneltildiğini, bu hususun doğruluğunun araştırılmadığını, davacı T2 yönünden tedavide hizmet kusuru bulunmamasına rağmen bu davacının yol ve konaklama masraflarının davalıya yükletilmesinin de hukuka aykırı olduğunu,davacı T1 yönünden hükmedilen tazminatın ise dayanaksız ve sebepsiz zenginleşmeye neden olduğunu manevi tazminat koşullarının oluşmadığını kusur ve illiyet bağının bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava ,ayıplı diş tedavisi iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasına ilişkindir....

    Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davalıların satıcısı ve ithalatçısı olduğu otomobil lasitklerinin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak açılmış olan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder....

      . - K A R A R - Dava, davalılardan satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak aracın yenisi ile değiştirilmesi veya satış bedelinin faizi ile iadesi ve ayıplı mal satışından dolayı uğranılan maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Davalılar vekili, zamanaşımı def'inde bulunmuşlar, esas savunmalarında davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır....

        Mahkemece, Dairemizin 2010/4865-16036 sayılı 02.11.2010 tarihli bozma ilamına uyularak, aracın yenisiyle değiştirilmesine, maddi ve manevi tazminat talebinin de kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Mahkemece, davacının ayıplı mal iddiasına dayalı olarak davalılardan manevi tazminat taleplerinin de kısmen kabulüne karar verilmiştir. B.K.’ nın 49. maddesi hükmü uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için; kişilik hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekir. Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanaklı değildir....

          Somut olayda ise davacı vekilinin, davalının davacıya ait büroda bir süre çalıştığı, iş akdinin feshinden sonra davalının davacıya karşı işçilik alacakları nedeniyle dava açtığı, davada davacının işyerinde çalışan personelin ifade vermesinden sonra davalının facebook hesabından davacıya hakaret ederek manevi olarak üzüntü duymasına sebep olduğu iddasıyla uğranılan manevi zararın tazminini talep etmektedir. Bu durumda, manevi tazminata neden olarak ileri sürülen olayların taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra gerçekleştiği, dolayısıyla taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunmadığı ve taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesi ve iş ilişkisinden bağımsız, tamamen haksız fiil iddiasına dayalı olarak açılmış bir tazminat davası olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 9....

            HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , ayıplı hizmet iddiasına dayalı manevi tazminat talebine ilişkindir. 1- Davalının maddi tazminata ilişkin istinaf dilekçesinin karar kesinlik sınırı altında kaldığından HMK 352/1- b, 341, 346 maddeleri uyarınca reddine karar verilmiştir. 2- Davalının manevi tazminata yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesiyle , Taraflar arasında ,davacıya davalı işyerinde lazer epilasyon uygulaması yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır....

            İlk Derece Mahkemesince davanın davacının maddi tazminat davasının reddine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine, 2.000,00 TL manevi tazminatın 09/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat isteminin reddine, karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ayıplı hizmet iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46....

            -TL'si manevi tazminat olmak üzere toplam 30.000,00.-TL tazminatın ihtarname tebliğ tarihi olan 09.10.2013 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili,davaya konu kamyonun müvekkilince her türlü maddi ve hukuki ayıbı bulunmaksızın üretildiğini, davacı tarafın aracı satın aldığından 1 yılı aşkın süre geçtikten sonra ayıp iddiasına dayalı davacı tarafın maddi ve manevi tazminat talebinin yersiz olduğunu,müvekkili şirketin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını ve maddi-manevi tazminatın şartları oluşmadığından davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir....

              hizmetin ayıplı olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; ayıplı hizmet nedeniyle şimdilik 1.000 TL bedel indiriminin, uğradığı zararlar ile yoksun kaldığı kazanca ilişkin olarak 1.000 TL maddi tazminatın ve 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş; yargılama sırasında bedelde indirim talebini 62.452,44 TL, maddi tazminat talebini ise 204.733,86 TL olarak ıslah etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu