Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, davalıdan satın aldığı çatı kaplama malzemesini döşemiş olduğu dava dışı müşterinin kendisi aleyhine ayıp nedeniyle dava açıp kazandığını, bu nedenle dava dışı müşteriye tazminat ödemek zorunda kaldığını, bunun sorumluluğunun ayıplı malzemeyi satan davacı şirkete ait olduğunu iddia etmiştir. Davalı ise, dava dışı müşteriyle davacı arasındaki davanın kendisine ihbar edilmediğini, ayrıca süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını savunmuştur. Gerçekten davacı ile dava dışı müşterisi arasındaki daha önce görülüp sonuçlanan davanın davalıya ihbar edilmediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Öte yandan ayıba dayalı olarak açılıp sonuçlanan o davada alınan ilama dayanılarak davacı aleyhine 07.06.2004 tarihinde icra takibine girişilmiş, 17.05.2005 tarihli noter ihtarnamesiyle de ayıp ihbarında bulunulmuştur. Taraflar tacir olup, ayıplı mal satışından kaynaklanan uyuşmazlıklarda TTK.nun 25/3. maddesinde öngörülen sürelerde ayıp ihbarında bulunulması zorunludur....

    SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu araçta iddia edilen arızaların hiçbiri üretim kaynaklı ayıp olmayıp, ufak nitelikte ve basit bir onarım ile giderilmiş olan arızalar olduğunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na aykırı bir şekilde taraf teşkili sağlanmadan yapılan ve müvekkil şirketçe itiraza uğrayan bilirkişi raporunun delil mahiyeti taşımaması gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE/ Dava, ayıplı araç satışı iddiası ile açılmış olan tazminat davasıdır. Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı yana satılan aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı olması halinde davacının davalıdan istenebilir alacağının olup olmadığı varsa alacak miktarının ne kadar olduğu hususundan kaynaklanmaktadır....

      , dava konusu iş bu aracı 01/06/2016 tarihinden başlamak üzere aylık 3. 000 TL + KDV olacak şekilde bir yıllığına müşterisine kiraya vermiş fakat araçtaki ayıplar sebebiyle müşteriye başka araç tahsis edilmek zorunda kaldığını, davacının geçen 1 aylık süreçte 5.000 TL kira bedelini alamadığını ve kazanç kaybettiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, 5.000 TL araç kiralama bedelinin davalı taraftan tahsilini istediklerini, aracın bu gizli ayıplı haliyle davacı tarafından kullanılmasının mümkün olmadığını, ayıplı ve ikinci el araç piyasa değerinin kat ve kat altında değerde satıldığını, akırköy 2....

        Dava, ayıplı mal, ayıp nedeniyle tazminat isteğine ilişkindir....

        Davaya konu aracın diğer davalının bayisi olan ... şirketinden satın alındığı, bakımlarının da bu şirket tarafından yapıldığı, araçta meydana gelen yangın sonrası sigorta şirketi tarafından araç bedelinin ödendiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık aracın ayıplı olup olmadığı ve bakımının ayıplı olmadığı hususunda olup,; Davacı davalı ... şirketinden ayıplı araç üretmesi, diğer davalı ... şirketinden yetkili satıcı olması ve araç bakımını usulüne uygun yapmamasından dolayı yanan aracın üzerinde bulunan malların zarar gördüğü iddiasıyla Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi' nin 2016/24 D.iş dosyasında alınan tespit raporuna dayanarak davayı açmıştır....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin 08.06.2012 tarihinde satın aldığı ... marka otobüste meydana gelen uğultunun 4 kez servise gidildiği halde kesilmediğini, aracın ayıplı olduğunun anlaşılması üzerine .... Noterliği'nin 02.10.2012 tarihli ihtarı ile araç bedelinin iadesinin davalı satıcı ile davalı distribütör firmadan talep edildiği halde olumlu bir cevap alamadığını ileri sürerek, müvekkilinin ayıplı mala ödediği 134.000 TL araç bedelinin ihtarname tebliğ tarihi 03.10.2012 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir....

            hatasından kaynaklanmadığı, aracın üretimden kaynaklı gizli ayıplı olmasından meydana geldiği ve keşif tarihi itibariyle bu türden bir arıza bulunmayan araç kullanıldıkça bu arızanın tekrar ortaya çıktığı, bu arızanın davacının aracı kullanmasını, araçtan faydalanmasını engelleyici nitelikte olduğu (...)" ifade edilmiş olup, hükme esas alınan rapor bu hali ile kendi içinde çelişki içermekte olduğu gibi denetime de elverişli değildir....

            Her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bozma ilamında belirtilen hususta bilirkişi raporu alınmış ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporu, hangi bilimsel ve teknik gerekçelerle dava konusu aracın imalattan kaynaklı gizli ayıplı olduğu sonucuna varıldığı konusunda bir açıklık içermediğinden, bozma ilamının gereğini yerine getirmeyen rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir. Yetersiz ve taraflarca itiraza uğramış bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması hatalıdır.Taraflar arasındaki ihtilafın çözümü için,dava konusu aracın imalattan kaynaklı gizli ayıplı olup olmadığı, yani davacının aracının satın almadan önce mi yoksa satın aldıktan sonra mı ayıplı hale geldiğinin tespitinin gerekçeleriyle ortaya konulması gerekir....

              delil niteliğini haiz olmadığından, hatalı ve sübjektif tespitler içeren bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağından itirazları doğrultusunda araç üzerinde yeniden inceleme yapılmasına, aksi takdirde araçta üretimden kaynaklı ayıp olmadığının kabulü ile davanın esastan reddine, araçta üretim ayıbı olmadığına dair cevapları baki olmak üzere aksinin kabulü halinde de davacının maddi tazminat talebinin ispata elverişli olmaması, manevi tazminat talep hakkının da bulunmaması nedenleri ile tazminat taleplerinin herhalde reddine, kabul anlamına gelmemek üzere, mahkemece araçta üretimden kaynaklı bir ayıp olduğu ve tekrar eden arıza nedeni ile davacının diğer seçimlik haklarını kullanabileceği sonucuna varılırsa, öncelikle Yargıtay kararları doğrultusunda araçta takyidat varsa misli ile değişim istenemeyeceğinden bu talebin reddine; takyidat olmaması halinde ise var olduğu iddia edilen arızanın ücretsiz onarımla giderilebilecek nitelikte olduğu dikkate alınarak araç değişimi talebinin orantılılık...

              CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki satış sözleşmesinden önce aracın oto eksperine birlikte götürülmek suretiyle aracın incelendiğini, araçta ayıp olmadığını, davacının araç km'sinin görünenden yüksek olduğuna ilişkin beyanının ispatı gerektiğini bu hususta araç üzerinde alanında uzman bilirkişiler ile incelemeler yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; "... Olayda 2. El hususi araç satışı söz konusu olduğundan ve ayrı bir Tüketici Mahkemesi bulunmadığından davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmıştır. Satım sözleşmesi ve malın ayıplı olması TBK 209 ve devamı maddelerinde, ayıptan sorumluluk TBK 219. Maddesinde ve 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 8 ve devamı maddelerinde, ayıptan sorumluluk 9.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre ''Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür....

              UYAP Entegrasyonu