İlk derece mahkemesi; bilirkişi raporu doğrultusunda aracın kilometresinin değiştirildiği, aracın gizli ayıplı olduğu ve TBK'nın 219. maddesi gereğince satıcının bu gizli ayıptan sorumlu olduğu gerekçesiyle, davacının ödediği bedel ile rayiç bedel arasında çok fazla fark bulunmadığından sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin reddine, davacının ayıp nedeniyle bedel indirimi talebinin kabulü ile bilirkişi tarafından belirlenen tazminat bedeline hükmettiği, karara karşı davalı T3 davanın reddolunmasına rağmen avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin kendisine yüklendiğinden bahisle istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Mahkemece, davacının ayıplı malın iadesi talebinin reddine, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 7.071,82-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dava, davalıdan satın alınan aracın ayıplı olması nedeniyle sözleşmenin iptali ile sözleşme bedeli ve yapılan masrafların iadesi talebine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 227. maddesine göre “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1.Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2.Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3.Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4.İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.”...
Alıcı ayıbı ihbar etmek suretiyle satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme haklarına sahiptir. Somut olayda, davacı, 27.12.2010 tarihinde satın aldığı aracının kilometresi ile oynanmış ve hasarlı olması nedeniyle ayıplı olduğunu iddia ederek satış bedelinin iadesi ya da ayıplı araç satılması nedeniyle 4.000,00 TL. nin davalıdan tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı bedel iadesi şartlarının oluşmadığını savunmuştur....
Mahkemece, bu bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ve misli ile değişim kararından sarfınazar edilmiş ise de; Somut olayda; “0 km” de alınan aracın, üretim arızası olduğu halde tüketiciye satılıp, teslim edildiği; “EPC sistemi” arızası nedeniyle araç üzerinde yetkili servis eliyle bir çok kez tamir amaçlı müdahale edilmesine karşın arızaların giderilememiş olduğu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile de tespit edilmiş bulunduğu; arızanın giderilememiş olması yanında tüketicinin araca duyduğu güvenin sarsılması nedeniyle araçtan beklediği yararı sağlayamadığı, davacı tüketicinin seçimlik hakkını bedel iadesi yönünde kullanmış bulunması karşısında tüketicinin bu şekilde aracı değer düşüklüğüne ilişkin zararı giderilerek de olsa kullanmaya zorlanamayacağı, belirgindir. Dosya kapsamından eldeki dava yönünden, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi isteme koşulları gerçekleşmiştir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, malın ayıplı olması sebebine dayalı sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir....
Dava ayıptan doğan hakların kullanılmasına ilişkin olduğundan mahkemece yapılması gereken öncelikle ayıbın açık veya gizli olup olmadığı tespit edilerek süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının belirlenmesi, süresinde ayıp ihbarında bulunulmuş ve zamanaşımı süresi de dolmamışsa (zamanaşımı definde bulunulduğundan) sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının dosya kapsamına ve duruma göre hakkaniyete uygun olup olmadığı değerlendirilmesi, durum sözleşmeden dönmeyi haklı kılıyorsa bu talebe göre, durum sözleşmeden dönmeyi haklı kılmıyorsa nisbi yönteme göre bedel tazminatı belirlenip sonucuna göre bir karar vermekten ibaretken yazılı gerekçeyle ve eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmadığından bu husus her iki davalı yararına bozmayı gerektirmiştir. 3- Kabule göre de davanın görülmesi sırasında ve hüküm fıkrasında nisbi harcın davalılardan alınmasına dair karar verilmemiş olması doğru olmamıştır....
A.Ş 'nin ise satıcı sıfatıyla satılanın ayıbından sorumlu olduğu, davacının dava dilekçesindeki terditli talepte bulunduğu ve 29.09.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava konusu 2018 model aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebinden vazgeçerek sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunduklarını belirttiği, davacı vekili tarafından bedel iadesi yönünden aracın rayiç değerinin 130.000,00 TL olduğu belirtilerek bu miktar üzerinden talep arttırmış ise de, BK 227....
Mahkememizce aldırılan bilirkişi heyet raporu ve ek raporda aracın şanzımanından gelen ses probleminin üretimden kaynaklandığı, kullanım kaynaklı olmadığı ve aracın ilk satın alındığında fark edilemeyen sonradan ortaya çıkan bir durum olduğu, gizli ayıplı sayılması gerektiği, aracın satın alındığı normal fiyatı ile ayıplı fiyatı arasındaki maksın güncel karşılığının bulunmasının aracın piyasasında gördüğü talep satışının az olması ve araç fiyatlarının aşırı derecede artması sebebiyle mümkün görülmediği, ayıplı aracın takdir edilen satış değerinin 260.000 TL olduğu ve satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın 275.000 – 260.000 TL = 15.000 TL olduğu tespit edilmiştir....
Mahkememizce aldırılan bilirkişi heyet raporu ve ek raporda aracın şanzımanından gelen ses probleminin üretimden kaynaklandığı, kullanım kaynaklı olmadığı ve aracın ilk satın alındığında fark edilemeyen sonradan ortaya çıkan bir durum olduğu, gizli ayıplı sayılması gerektiği, aracın satın alındığı normal fiyatı ile ayıplı fiyatı arasındaki maksın güncel karşılığının bulunmasının aracın piyasasında gördüğü talep satışının az olması ve araç fiyatlarının aşırı derecede artması sebebiyle mümkün görülmediği, ayıplı aracın takdir edilen satış değerinin 260.000 TL olduğu ve satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın 275.000 – 260.000 TL = 15.000 TL olduğu tespit edilmiştir....
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, satışı yapılan araçtaki ayıp nedeniyle misli ile değişim bu talebin mümkün olmaması halinde sözleşmeden dönülerek bedel iadesi istemidir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Taraflar arasında aracın satışı, bedeli, hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, aracın ayıplı olup olmadığı, onarımının olanaklı olup olmadığı, misli ile değişim veya bedel iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır. 6502 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....