Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak davacı tercih hakkını onarım yönünde kullandığı için, 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK 'nun 13/3 maddesi ile Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına dair Yönetmeliğin 14. maddesindeki bedel iadesi şartları oluşmamıştır. Davacı ancak onarım bedeli olan 3.365.84 YTL'nin tahsilini isteyebilir. Mahkemece araç bedelinin de tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir...) gerekçesiyle davalılar yararına bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, ayıplı malın iadesi ile ödenen bedel ve onarım bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

    Noterliğinin 30/10/2018 tarih ve .... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hem ayıplı hem de teslim edilmemiş ürünler sebebiyle davacının sözleşmeden dönme hakkını kullandığı, davalının Üsküdar .......

      Ayıplı malın neden olduğu zararlardan sorumluluğa ilişkin hükümler dışında, ayıplı olduğu bilinerek satın alınan mallar hakkında yukarıdaki hükümler uygulanmaz. Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, imalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde "özürlüdür" ibaresini içeren bir etiket konulması zorunludur. Yalnızca ayıplı mal satılan veya bir kat ya da reyon gibi bir bölümü sürekli olarak ayıplı mal satışına, tüketicinin bilebileceği şekilde tahsis edilmiş yerlerde bu etiketin konulma zorunluluğu yoktur. Malın ayıplı olduğu hususu, tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde gösterilir. Güvenli olmayan mallar, piyasaya özürlüdür etiketiyle dahi arz edilemez. Bu ürünlere, 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun hükümleri uygulanır. Bu hükümler, mal satışına ilişkin her türlü tüketici işleminde de uygulanır." şeklinde hüküm yer almaktadır....

      Mahkemece, yasa gereği davacının sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep edebilmesinin ancak dava konusu malın da iadesi halinde mümkün olacağı, bu iadenin taşınmaz malda davacı adına olan tapu kaydının iptali ile tapunun eski hale getirilmesi ile mümkün olduğu, ancak yargılama sırasında davacı tarafın dava konusu taşınmazı dava dışı üçüncü şahsa tapuda satmış olduğu, hatta davacının sattığı şahısta son gelen tapu kaydına göre taşınmazı başka bir şahsa sattığı, dolayısı ile davacının taşınmazı davacıya iade edemeyecek durumda olduğu, ayıplı malda tüketicinin seçimlik hakları yenilik doğuran haklar olup bir defa kullanılmakla sona erdiği, tüketici olan davacının ayıplı taşınmazdan kaynaklı sözleşmeden dönme ve bedel iadesini talep ettiği, bu nedenle diğer seçimlik haklarını kullanmasının mümkün olmadığı, davacı tarafın ayıp nedeni ile taşınmazı değerinden aşağıya sattığına yönelik herhangi bir beyan ve iddiasının olmadığı benimsenerek davanın reddine karar verilmiştir....

        da bulunan Volkswagen yetkili servisine götürdüğünü ancak ... servisinden aracın ayıplı satılmadığı ve tamir edilemeyeceği yönünde red cevabı geldiğini, aracın airbagindeki hatanın üretimden kaynaklandığını, araçtaki ayıbın tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hilesi ile gizlendiğini, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesi gereğince ayıplı mal kapsamında kaldığını, aynı kanunun müvekkiline tanıdığı seçimlik haklardan biri olan bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme haklarını kullanmak istediklerini belirterek araç bedelinin iadesini istemiştir. Davalılar açılan davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince 220 YTL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... Otomotiv 2010/7077-14842 Servis ve Tic. A.Ş' ne ödenmesine ve Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince 220 YTL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı .... Ltd....

          HD'nin 17/01/2010 gün ve 2016/15309 E.-2018/199 K. sayılı kararında ise özetle, "...Aracın davacıya satılmadan önce pert olduğu hususu sabittir. Davacının aracın pert olduğunu bildiği hususu yazılı bir delil ile ispat edilebilmiş değildir..." denilerek alıcının ayıbı bilerek ayıplı malı satın aldığına yönelik ispat yükümlülüğünün satıcıya ait olduğu ve alıcının aracın ayıplı olduğunu bilerek satın olduğu hususunun yazılı bir delil ile ispat edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay 13. HD'nin 29/01/2019 gün ve 2016/13771 Esas-2019/744 K. sayılı kararında özetle, "...Dava, ayıplı araç satışına ilişkin semen tenzili davasıdır. Davacı, araç bedelinin 20.700,00- TL. olduğunu ve aracın ayıplı olması nedeniyle ayıplı malın piyasa değerinin tespit edilip buna göre bedel iadesine karar verilmesini istemiş, davalı aracın gerçek satış bedelinin daha düşük olduğunu savunmuştur....

          Davacı’nın dava dilekçesindeki talebi aracın ayıpsız misli ile değişimi, bu mümkün olmadığı takdirde araç bedelinin iadesi ve bunun da mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmesi yönündedir. Ne var ki, ilk derece mahkemesince HMK.nun 31.maddesinde düzenlenen Hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, davacıya bu talebi hakkında değişim hakkını mı, ya da sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedel indirimi hakkını mı kullanacağı hususu açıklattırılmamış ve hükmün 1.fıkrasında ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmiş; daha sonra Bölge Adliye Mahkemesinde bu karar kaldırılarak ayıpsız misli ile değişimi yönünde hüküm kurulmuştur....

            Çünkü, 6502 sayılı Yasa'nın 56/3 maddesi ve yukarıda belirtilen Garanti Belgesi Yönetmeliği'nin 9. maddesi gereğince, onarım hakkı kullanılmışsa, malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması ve satıcı tarafından da 6502 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında kalan tüketicinin bedel iadesi veya misli ile değişime yönelik talebinin reddedilmesi durumunda tüketici diğer seçimlik hakları kapsamında kalan bedel iadesi veya misli ile değişim talebini satıcı ile birlikte üretici ve ithalatçıya karşı birlikte kullanabilir....

            İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından 17/10/2020 tarihinde sunulan istinaf başvuru dilekçesi ile; davacının, satışa konu ürünlerin teslim alınmasından 8 ay sonra dava açtığını, ayıpların kullanım hatasından kaynaklandığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu ve bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini belirterek; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 11.maddesi uyarınca ayıplı mal satışı nedeniyle sözleşmeden dönülerek bedel iadesi istemlidir....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; -Esasa ilişkin itirazlarının; davacı tüm ürünlerin ayıplı olduğu yönündeki iddiaları ile sözleşmeden dönme talebinde bulunmuşsa da, satış sözleşmesinde yer alan ürünlerin ayıplı olup olmadığı sorunu sağlıklı biçimde çözümlenebilmesi için öncelikle yeterli şekilde inceleme ve araştırma yapılması konusunda uzman bilirkişiden rapor alındığını, -Karyola baza kapak demiri, fren, karyola orta dikmesini, gardırop yan tablası ve komidin üst tablası değiştirilerek, koltuk kolçağındaki gevşemenin verilecek servis hizmetiyle giderilecek ayıplar olduğu tespit edildiğini ve bu ayıpların giderilme maliyeti 1.800,00- TL olarak hesaplandığını, -Bilirkişi tarafından tespit edilen ayıp bedeli, ürün bedelinden kat ve kat düşükken, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkının kullanılması hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu, Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinin 2.fıkrasında öngörülen hakkın kötüye kullanılması yasağı...

            UYAP Entegrasyonu