ve bedel iadesi talebi hukuki dayanaktan yoksun olduğu, kaldı ki, davacı tarafından aracın kullanılmasına, yararlanılmasına ve çalışmasına engel bir halde bulunmadığı,seçimlik hakkın terditli kullanılması hukuka aykırılık teşkil ettiği, davacının, satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek ayıpsız misli ile değişimini bu olmadığı taktirde araç bedelinin faiziyle birlikte iadesini terditli olarak talep ettiği,.davacının hangi seçimlik hakkını kullancağının sorulmasını ve netleştirilmesini talep ettikleri,açıklanan nedenlerle haksız açılan davanın reddine ve yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür....
Dava konusu olayda, davacı tercih hakkını öncelikle bedel iadesi, olmadığı takdirde aracın yenisi ile değiştirilmesi olarak kullanmışsa da, daha sonra 19.09.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile aracın geçirmiş olduğu trafik kazası ve pertotal işlemi nedeniyle aracı iade etmesinin mümkün olmadığını bildirerek, satış bedelinden sigorta şirketinden almış olduğu tazminat miktarını mahsup ederek kalan 5.075,00 YTL'nin ödetilmesini istemiştir....
söz konusu ayıbın --- yetkililerin kendilerine fabrika çıkışının bu şekilde olduğu-------- problemler olduğu ve düzeltilemeyeceğini ilettikleri, müvekkilin-- tarihinde davalı yana ihtarname keşide ettiğini belirterek, ayıplı aracın ayıpsız ve aynı ---sınıfına sahip --- değişimine, bunun mümkün olmaması halinde yasal sürede yaptığımız başvuru da dikkate alınarak aracın iadesine ve satış bedelinden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, TBK'nun 227. Maddesi uyarınca gizli ayıbı olan çekicilerden dolayı sözleşmeden dönme ve ödediği bedelin tahsili talebiyle menfi zararlarının tahsili talebidir. Davacı alıcı olarak davalı da satıcı olarak taraflar arasında -- adet çekici niteliğinde araç satışı konusunda anlaşma sağlandığı, her biri için --- çekici için ---- bedel karşılığında satış akdinin gerçekleştiği, henüz garanti kapsamındayken sık sık arızalanması nedeniyle yalılan tespit raporları neticesinde her üç çekici aracında gizli ayıplı olduğu gerekçesi ile TBK'nun 227. Maddede belirtilen alıcının seçimlik hakları içerisinde sayılan sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin tahsili talebidir. Satın alınan araçlardan--- plakalı araç için--- esas sayılı dosyası ile ------- sayılı dosyası ile tespit raporu alındığı ve alınan her üç tespit dosyası ile de dava konusu edilen çekicilerin gizli ayıplı olduğu şeklinde rapor sunulduğu tespit edilmiştir....
olarak Davalı'dan alınarak Müvekkiline ödenmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle satılan malın ayıplı olduğunun tespiti ile, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesine; bunun mümkün olmaması halinde, Müvekkilinin ayıplı mal için ödediği 9.500,00-TL'nin satış tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte Müvekkiline iadesine; mahkemece sözleşmeden dönme ve bedel iadesi yönünde hüküm kurulması halinde, aynı marka ve modelli cihazın güncel fiyatıyla, satış bedeli arasında kalan farkın tazminat olarak davalı'dan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
CEVAP DİLEKÇESİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacılardan birini taraf olarak dava dilekçesinde belirtmediğini, HMK'nın ilgili hükümlerine aykırılık teşkil eden bu durumun beyan dilekçesi ile giderilmesi talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın sunmuş olduğu maddi hata düzeltme beyanına muvafakatlerinin bulunmadığını, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini belirtmiştir. DAVANIN NİTELİĞİ VE UYUŞMAZLIK: Dava; taraflar arasındaki ticari satıma konu araçta mevcut olduğu iddia edilen ayıptan kaynaklı sözlemeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkin olduğu görüldü. Mahkememiz yetkisine itiraz edilmiştir....
Başka bir ifade ile, her iki düzenlemede de esas olarak, kullanılan seçimlik hakkın ortaya çıkaracağı sonucun karşı taraf için orantısızlık yaratması ve durumun bunu haklı göstermemesi gibi özünde Türk Hukuk sisteminin temelini oluşturan hakkaniyet ilkesine dayanmakta olup; somut olayın yapısı ve bu ilkenin uygulanırlığı noktasında takdir hakkını da hakime yüklemiştir. Somut olayda da iadesine hükmedilen araç bedeli ile ayıp nedeniyle doğan değer kaybı dikkate alındığında Mahkemece,davacının seçimlik haklarından bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının TMK’nin 2 ve TBK’nin 227/4 maddeleri gözetilerek hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine aykırı olacağından araçtaki ayıp nedeniyle seçimlik hakkından bedel indirimi seçeneğini değerlendirmemesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir....
K A R A R Davacı, davalı galericiden araç satın aldığını ve aracın kilometresinin düşürüldüğünü ileri sürerek, ayıplı araç bedeli olan 27.000,00 TL ve zorunlu masraf gideri 4.089,91 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, ayıplı araç satışına ilişkin bedel ve yapılan zorunlu masrafların iadesi davasıdır. Davacı, araç bedelinin 27.000,00 TL olduğunu ve aracın ayıplı olması nedeniyle bu bedelin iadesine karar verilmesini istemiş, davalı ise aracın gerçek satış bedelinin 17.000,00 TL olduğunu savunmuştur. Mahkemece, davacının talep ettiği şekilde araç satış bedeli 27.000,00 TL olarak kabul edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
Davacı vekili; davacının , davalıdan 11/10/2018 tarihinde 40.500,00 TL bedel mukabilinde araç satın aldığını, aracın sonradan km'sinin düşürüldüğünü öğrendiğini ileri sürerek gizli ayıplı araç satışı sebebiyle sözleşmeden dönülmesi ve bedel iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama safhasında 04/12/2020 tarihli dilekçesi ile seçimlik hakkını ayıp oranında indirim bedeli yönünde değiştirmiştir. Davalı vekili; aracın km.'sinin düşürülmesinin davalının döneminde gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; aracın km'sinin düşürülmesi olayının davalının malik olduğu döneme denk gelmediği ve davalının kusuru bulunmadığından bahisle ayıptan sorumlu tutulamayacağı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş, karar süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....