WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, ayıp nedeni ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı davalı şirketten satın aldığı bilgisayardaki ayıp nedeni ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunmuş, davalı vekili ise ayıp iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince taraf delilleri toplanmış ve davaya konu bilgisayar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporundaki ayıba ilişkin tespitler doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile alım satıma konu olan bilgisayarın bedelinin davalıdan tahsiline, söz konusu bilgisayarın da davalıya iadesine karar verilmiştir. 6502 sayılı Yasa'nın 11. Maddesine göre; "......

İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava, satış sözleşmesinden dönülerek ayıplı malın geri verilmesi ve bedel iadesi talebine ilişkindir. Davalılardan Doğuş Otomotiv...AŞ'nin dava konusu aracın ithalatçısı, diğer davalı T9'nin ise araca servis hizmeti veren şirket olduğu davacının da kabulündedir....

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, aracın ayıplı olup onarımın ekonomik olmayacağı, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, aracın davalıya iadesi ile araç bedeli olan 30.546,90 TL nin davalıdan iade tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu araç üzerinde dava dışı ...lehine tesis edilen rehin bulunduğu ve eldeki davanın dain ve mürtehin konumundaki bankadan koşulsuz muvafakat alınmadan açıldığı anlaşılmakla, bu durumda mahkemece, davacı vekiline kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

    Davacı vekili itiraz dilekçesinde raporda makinenin kullanılamamasından kaynaklı zararla ilgili olarak beyanda bulunarak müvekkilinin zararının çok daha fazla olduğunu belirtip, bilirkişi raporu aldırılmasını istemiş ise de gerek dava dilekçesinden gerekse davacı vekilinin ön inceleme duruşmasındaki beyanında davada asıl talebin sözleşmeden dönme ve bedel iadesine ilişkin olduğu, asıl talebin kabul edilmemesi halinde onarım ile zararın tahsilinin talep edildiği, zarar talebinin terditli talep olarak ileri sürüldüğü, alınan raporlarda da sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde görülmesi sebebiyle mahkememizce davacının terditli talebinin değerlendirilmesi gerekli görülmeyerek zararla ilgili olarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. 6098 sayılı TBK'nın eser sözleşmelerinde ayıbı düzenleyen 474 ve devamı maddelerine göre; "İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre...

      UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair karaına karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....

      Somut olayda; dava konusu aracın 02.03.2017 tarihinde 59.000-TL bedelle davacıya satışının yapılarak teslim edildiği, davacının ilk olarak 20.07.2017 tarihinde araç 49.987 kilometredeyken vites kutusu hatası ile yetkili servise başvurduğu, dişli kutusu çatalı, sızdırmazlık elemanları, debriyaj seti ve klima kondansatörünün garanti kapsamında değiştirildiği, 16.11.2017 tarihinde vites kutusu ve debriyaj setinin kontrol edildiği, 09.03.2018 tarihinde araç 134.054 km'deyken debriyaj seti, volan ve bir kısım elemanın 7.653,93-TL bedel karşılığında değişiminin yapıldığı, 10.05.2018 tarihinde araç 154.621 km'deyken debriyaj seti ve direksiyon kolon civatası değişiminin garanti kapsamında ücretsiz gerçekleştirildiği, 07.09.2018 tarihinde araç 196.772 km'deyken yine aynı şikayetler nedeniyle debriyaj seti ve sızdırmazlık elemanı değişiminin gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır....

        DAVALI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; km düşürme işleminin müvekkilinin aracı satın aldığı tarihten önce yapıldığının ortada olduğunu, bilirkişi tarafından tespit edilen 23.000 km düşürülmesi nedeniyle aracın değeri konusunda aşırı bir zarar oluşmayacağının ortada olduğunu, düşük bir zarar sebebiyle TBK 227/3 maddesi gereğince sözleşmeden dönme yerine bedelden indirilmesine karar verilmesinin hakkaniyete daha uygun olacağını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava; araç sözleşmesinden kaynaklanan ayıp iddiasına dayalı sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve tazminat talebine ilişkindir....

        İstinaf başvurusuna cevap veren davalı vekili mahkeme kararının yerinde, yasaya ve Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunu savunarak istinaf başvurusunun reddini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında, malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak, araç satış sözleşmesinden dönme ve araç bedeli ile araç için yapılan masrafların davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı tarafın satış sözleşmesinin tarafı olmadığı, davacı ile dava dışı araç maliki arasındaki sözleşmeye aracılık yaptığı, bu nedenle davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle,davanın reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, eldeki davada davalının pasif husumet ehliyetinin (davalı olma sıfatı) bulunup bulunmadığı hususundadır....

        Taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca, davacının davalıdan dava konusu toplam 11.628,88 TM tutarlı iplik ürünlerini sipariş ettiği ve bu ürünlerin davalı tarafça üretilerek davacıya teslim edildiği, ancak davacı tarafın ipliklerin makinede örülmesi aşamasında ayıplı olduğunu anladıklarından bahisle davalıya iade etmek istediği, davalı tarafın ise ayıp iddiasını kabul etmeyerek ürünleri iade almaktan kaçındığı hususu tarafların kabulünde olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği, davacı tarafın yasal ihbar sürelerin uyup uymadığı ve sonuç itibariyle davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi taleplerinin haklı olup olmadığı hususları olarak saptanmıştır. Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte görülen tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir....

          Somut olayda aracın gizli ayıplı olduğu, davacının seçimini bedel iadesi yönünden kullandığı açıktır.Yeni alınan bir araçta bu denli çok arızanın meydana gelmesinin araçtan beklenilen faydayı ve sürekli kullanımı engeller nitelikte bulunduğu, bu nedenle davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde olduğu, Mahkemece de bu ilkeler dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarının yapıldığı, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesinin kabul kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddî olay ve hukukî değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, bu suretle davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu