Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

aksi yöndeki itirazlarına itibar edilemeyeceğini, davacı tarafın istinaf dilekçesinde, talebinin ayıpsız misli ile değişim olduğunu, aracın ayıplı olduğunun tespit edildiğini, davada da talebinin ayıpsız misli ile değişim olduğunu ve bu talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu iddia ettiğini, ancak davacının bu itirazının gerek TKHK gereği tüketici ile diğer taraf arasındaki hak ve menfaat ilişkisinin korunmasına dair yüksek mahkemenin yerleşmiş içtihatlarına gerekse Türk Borçlar Kanunu’ndaki düzenlemelere aykırılık teşkil ettiğinden kabulünün mümkün olmadığını, yerel mahkemenin de isabetle tespit ettiği üzere tüketicinin seçimlik haklarını kullandığı bir uyuşmazlıkta hâkimin, somut olayın değerlendirilmesi neticesinde tüketicinin talebi ile satıcı ve ithalatçının menfaatleri arasında orantısızlık yaratmadan ücretsiz onarım veya bedelde indirim yönünde karar verebileceğini, Hâkimin sırf davacının talepleri ayıpsız misli ile değişim veya bedel iadesi olduğu için bunlardan birine...

Davalı vekili, mahkemenin kurduğu hükmün yerinde olmadığını, kurulan hükme göre de aracın iadesi yönünde hüküm tesis edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, misli ile değişimin onarılacak bir arıza için Medeni Kanunun 2.maddesine aykırılık teşkil edeceğini, ihbar yükümlülüğünün de süresinde yerine getirilmediğini beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Taraflar arasında araç alımına ilişkin akdi ilişki kurulduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, araçta varlığı iddia edilen ayıpları üretimden mi yoksa kullanımdan mı kaynaklı olduğu, davacının kullandığı misli ile değişim seçimlik hakkının Medeni Kanunun 2.maddesine aykırı olup olmadığı ve mahkemece kurulan hükümde misli ile değişim kararı verilmiş olmasına rağmen aracın davalıya iadesi yönünde hüküm tesis edilmemesinin hukuka aykırı olup olmadığı hususundadır....

Somut olayda da dava konusu araç bedeli ile ayıp nedeniyle doğan değer kaybı dikkate alındığında, davacının seçimlik haklarından ayıpsız misli ile değişim ya da bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının TMK’nin 2 ve TBK’nin 227/4 maddeleri gözetilerek hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine aykırı olmadığı değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....

    Yukarıda açıklanan nedenlerle; Gizli ayıplı 34 XX 137 plakalı VW Yeni Kombi Caravelle 2.0 TDİ 204 hp Comfortline DSG 8+1 EURO 6 marka ve tipindeki aracın davalılara iadesi ile tüm iade ve değişim masrafları davalılara ait olmak üzere müştereken ve müteselsilen -0- km ayıpsız misli ile değiştirilmesini, mümkün olmaması halinde terdiden ayıplı aracın uğramış olduğu değer kaybının hesaplanarak şimdilik 5.000 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesini, Yargılama masrafları ve vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılara tahmilini arz ve talep ederiz....

    ile davacı tarafın talebi arasında aşırı orantısızlık bulunduğundan aracın misli ile değişimi talebinin hakkaniyete aykırı olduğunu, dosyada davacı kusuru nedeniyle araçta oluşan değer kaybının düşük olarak hesaplanmış olduğunu, dosyada davacı tarafça usule aykırı olarak talep sonucunun değiştirildiğini, manevi tazminat yönünden ret kararı verilmesi gerekmesine rağmen mahkemece bu yönde karar verilmediğini, yine ayıpsız misli ile değişim talebi uyarınca hatalı olarak vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

    Maddeleri uyarınca satın alınan aracın ayıpsız misli ile değişimi talebinde bulunulduğunu, Mezkur ihtarname davalılar tarafından tebellüğ edilmesine rağmen, herhangi bir cevap verilmemiş, vekil edeninin talebi yerine getirilmediğini, davalıların "tavanın komple boyanması" suretiyle ayıbın giderilebileceğini dönük çözüm sunmaları ise vekil eden tarafından kabulü mümkün olmadığını, bu nedenlerle öncelikle 34 XX 657 plaka sayılı aracın ayıpsız misli ile değişimine, aynısı ile değişimi mümkün olmaması halinde karar tarihi itibariyle davaya konu aracın niteliklerini taşıyan modeli ile değiştirilmesini, Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara üzerine yüklenmesini talep ve dava etmiştir....

    KARAR Davacı, 08.07.2014 tarihinde dava konusu aracı satın aldığını, bu otomobilin kullanıma başlandıktan çok kısa süre sonra başlamak üzere bir çok defa motor arıza lambası yanması nedeniyle servise götürülüp tamir edilmesine rağmen son olarak 20.10.2014 tarihinde tekrar arıza verdiğini ve servis tarafından turbo radyatör sisteminin yeniden onarılması gerektiği bilgisi verilmesi üzerine onarımın kabul edilmediğini, aracın bu haliyle gizli ayıplı bir ürün olduğunu ileri sürerek, dava konusu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, olmadığı takdirde sözleşmenin iptali ile araç için ödenmiş olan bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 23.03.2018 tarihli dilekçesi ile seçimlik hakkın ayıpsız misli ile değişim olarak kullanıldığını beyan etmiştir. Davalılar ilk derece yargılama makamına sunmuş oldukları yanıt dilekçeleri ile dava konusu aracın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....

      Vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin teknik değerlendirmeden ve yasal dayanaktan mahrum nitelikte oluşturduğu misli ile değişim kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, aracın rolantisinin yüksek olması nedeniyle araç değişikliğinin olamayacağını, TMK 2....

      Dava, davacı tarafça 21/02/2018 tarihli fatura ile 0 (sıfır) km. olarak satın alınan ve davalının imalatçı/ithalatçısı olduğu aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı ayıpsız misli ile değişim istemine ilişkindir. Her ne kadar davalı vekilince dava konusu aracın mislinin bulunmadığı ve bu hususun yerel mahkemece araştırılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle istinaf itirazında bulunulmuş ise de, Yargıtay 13. H.D.'nin 2018/2931 Esas, 2019/10307 karar sayılı ilamında da açıkça vurgulandığı üzere, tüketici seçimlik hakkını ayıpsız misli ile değişim yönünde kullanmış olup, stoklarda bu aracın mislinin bulunmaması halinde bu sorun, infaz aşamasında İİK 24. maddesi uygulaması ile çözümlenebilecek nitelikte olup, buna göre yerel mahkemece bu konuda araştırma yapılmamış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır....

      AŞ vekili, davanın Borusan Oto Servis AŞ.’ne karşı açıldığını, muvafakatleri olmadan taraf değişikliği yapıldığını, aleyhlerine hüküm kurulduğunu, HMK’nın 124. maddesine göre taraf değişikliği için diğer tarafın rızası gerektiğini, yasal süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, otomotiv kürsüsünden bilirkişiler ile inceleme yapılmadığını, onarım hakkı kullanılarak seçimlik hakkın tüketildiğini, seçimlik hak tüketilmişken iade istenemeyeceğini, mahkeme kararının infazında güçlük bulunduğunu, misli ile değişimin sıfır araç verilmesi olmadığını, aynı model ve aynı donanımda araç ile değiştirileceğini, davacının kullandığı süre nazara alınmadan değişim kararı verildiğini, kullanılan süre boyunca araçtaki değer kaybı hesaplanıp, faturada yazılı ücretten düşüleceğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, ayıplı araç satımından kaynaklanmaktadır....

        UYAP Entegrasyonu