Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece verilen kararı,davacı vekili ve davalı vekili istinaf etmiştir. 1- Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu aracın halen davalı yedinde bulunduğunu,bu sebeple sovtaj bedeli düşülmesinin hatalı olduğu,aracın değerinin bilirkişi raporu ile 210.000,-TL olarak tesbit edildiğini, mahkemece aracın rayiç değerine hükmedilmesi gerektiği , kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. 2- Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; davacının araç maliki olmadığını,bu sebeple aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını,aracın mekanik aksamı ile ilgili olarak 2 kez tamir işlemi yaptıklarını, aracın ikinci kez getirilişinde müvekkilinin davacıyla muhatap olduğunu ,araç tamir edildikten sonra öğlen saat 12:00 sıralarında işyerinde çalıştırılmış ve sorunsuz şekilde çalışmış olduğunu, aracın tamirhanede aynı gün saat 16.30 a kadar çalışır vaziyette kaldığını, daha sonra davacının talebi üzerine müvekkilinin oğlu tarafından...

Oysa yukarıda açıklandığı gibi, somut olayda da, dava konusu dairenin satın alındığı tarih gözetilerek, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. O halde mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, satış tarihi itibariyle dairenin ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı rayiç değeri ayrı ayrı belirlenmeli, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı, tespit edilecek bu oran da satış bedeline uygulanarak, satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenerek bir karar verilmelidir. Açıklanan husus gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

    karar sayılı ilamında belirtildiği şekilde aracın kaza tarihindeki 2'nci el piyasa değeri ile kaza sonrası tamir görmüş şekli ile 2'nci el piyasa değeri arasındaki farka göre değer kaybının belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda araçta Yargıtay ilamına göre yapılan hesaplamaya göre 9.000,00-TL değer kaybı bulunduğu belirlenmiştir. Gerçek zarar olan araç değer kaybının sigorta poliçesi kapsamında olması nedeni ile tüm davalıların meydana gelen zarardan sorumlu oldukları sonucuna varılarak bu kalem yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Tamir faturasının KDV dahil bedelinin 7.040,00 TL olduğu, meydana gelen ve ödenen zararın yerinde olması nedeniyle bu miktarın rücusunun talep edilebileceği bildirilmiştir....

      Mahkemece, davanın kabulüne, 23.000,00 TL satış bedelinin davalıdan tahsiline, dava konusu aracın davalıya iadesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir 2-Taraflar arasında 14.03.2012 tarihinde noter satışı ile satıma konu edilen aracın yapılan yargılama sonucunda ayıplı olduğuna karar verilerek davacının ödediği satış bedelinin davalıdan tahsiline, ayıplı aracın davalıya iadesine karar verilmiştir. Ayıplı mal satışından dolayı sözleşmenin fesih edilerek, alıcı davacının ödediği satış bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesinde bir uyuşmazlık yoktur....

        Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 22.684,36 TL'nin teslimden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş,hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2010/6997 2011/2287 2-Davacı ,davalının sattığı aracın ayıplı olduğunu ve bu ayıp nedeniyle kaza yaptığını bildirerek aracın rayiç bedelini talep etmiştir. Davalı ,aracın ayıplı olduğu iddiasını kabul etmemekle birlikte kaza nedeniyle aracın orjinalliğinin bozulduğunu, değer kaybı olduğunu savunarak değer kaybının hesaplanmasını talep etmiştir.Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda bu yönde bir değerlendirme yapılmamıştır. Aracın ayıplı imal edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır....

          O halde, davacının fark hasar bedeli yönünden talebi yerinde değildir ve reddedilmelidir. ii-Değer kaybı zararı yönünden: Trafik kazalarından kaynaklı araç değer kayıplarına ilişkin tazminat kapsamının ne olduğu konusunda TBK'daki genel hükümlerde bir açıklık yoktur. Bu konuda, Yargıtay'ın müstakar hale gelmiş içtihatları bulunmakta olup, yüksek yargı kararlarında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmakta ve araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra 2. el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın göz önüne alınması gerektiği yerleşik hale gelmiştir. Nitekim, Yargıtay 4....

            CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf öncesinde arabuluculuk yoluna başvurmadığından, dava şartı yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, kaza tarihi itibariyle teminat limitinin 33.000-TL olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının sorumluluğu ve nihayetinde poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın aracında meydana gelen değer kaybı talebi ile ilgili müvekkili sigorta şirketine başvurusu üzerine açılan hasar dosyasından yapılan değerlendirme neticesinde dava başvurusundan önce davacı vekiline 19.07.2017 tarihinde 707,28-TL değer kaybı tazminatı ödemesi gerçekleştirildiğini, yapılan bu ödeme ile müvekkili şirketin başkaca bir borcu kalmadığını, bu nedenle talebin reddi gerektiğini, diğer yandan yapılacak değer kaybı tazminatı hesaplamasında aracın güncel kilometresi ve 2. el rayiç rakamının (kilometre yoğunluğu ve pazarlık payı ile birlikte) dikkate alınması gerektiğini, "Değer Kaybı" miktarının tespit edilebilmesi için...

              CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf öncesinde arabuluculuk yoluna başvurmadığından, dava şartı yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, kaza tarihi itibariyle teminat limitinin 33.000- TL olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının sorumluluğu ve nihayetinde poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın aracında meydana gelen değer kaybı talebi ile ilgili müvekkili sigorta şirketine başvurusu üzerine açılan hasar dosyasından yapılan değerlendirme neticesinde dava başvurusundan önce davacı vekiline 19.07.2017 tarihinde 707,28- TL değer kaybı tazminatı ödemesi gerçekleştirildiğini, yapılan bu ödeme ile müvekkili şirketin başkaca bir borcu kalmadığını, bu nedenle talebin reddi gerektiğini, diğer yandan yapılacak değer kaybı tazminatı hesaplamasında aracın güncel kilometresi ve 2. el rayiç rakamının (kilometre yoğunluğu ve pazarlık payı ile birlikte) dikkate alınması gerektiğini, "Değer Kaybı" miktarının tespit edilebilmesi için...

              tespit edildiği dikkate alınarak; denetime ve hüküm kurmaya elverişli uzman bilirkişi kurulu raporu ile de saptandığı gibi; dava konusu aracın gizli ayıplı olduğu, ayıbın davacının kullanım hatasından kaynaklanmadığı ve aracın davacıya satışı sırasında mevcut ve gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacı tarafından bilinmesinin ise mümkün olmadığı, davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu nedeniyle davacı alıcıya karşı ayıpların varlığını bilmese dahi sorumlu olduğu anlaşılmakla; her ne kadar davaya konu aracın motorunun aracın davacıya satışından önce garanti kapsamında ücretsiz yenilendiği ve teknik açıdan taşıt üzerinde değer kaybı yarattığından bahsedilmesi mümkün olmasa bile ikinci el piyasa algısı ve psikolojik faktörler gibi teknik olmayan piyasa realitesi nedeniyle aracın genel durumu, arızanın ve uygulanan onarımın mahiyeti gereği taleple bağlı kalınarak aracın uğradığı mutlak değer kaybı zararı 10.000,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte...

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından verilen kararın usul ve aykırı olduğunu, dava konusu aracın arızalanması üzerine yetkili servise götürüldüğünü ve yetkili servis tarafından; aracın daha önceden kazaya uğramış olduğunu ve aracın uğramış olduğu kaza sebebi ile sağ tarafı ve alt kısmının komple kesilip şase numarası olmayan farklı bir aracın parçasının kaynatılarak değiştirildiğini, aracın ağır hasarlı olduğu hatta perte çıktığı bilgisinin verildiğini, bunun üzerine; davalı tarafın aracı tamir ettirerek getirmeleri halinde aracı iade alarak araç bedelini iade edeceğini belirttiğini, müvekkil şirket tarafından ilgili araç tamir ettirilerek davalıya götürüldüğünü, satış bedelinin iade edildiğini, ancak tüm masrafalrın karşılanmadığını, 6502 sayılı yasada yer alan sarih düzenlemeye göre de alıcının malın ayıplı olması sebebi ile malı iade etme hakkını kullanması halinde...

                  UYAP Entegrasyonu