Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan satın aldığı koltuk takımının ayıplı imalat nedeniyle davalı tarafından kumaş değişimi yapılmasına rağmen minderlerdeki orantısızlıkların giderilemediği gibi koltuğun çökme yaptığı ve ayıplı olduğunu ileri sürerek ürün bedeli olan 2.000 TL'nin 11.02.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, ürünlerin kumaş değişiminin yapıldığını, değişim sonrası yeni ürünlerin ayıplı olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece dava konusu ürünlerdeki ayıbın davalı tarafça ücretsiz onarılarak giderilmesine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Davacı yüklenici imâl edip davalıya teslim ettiği malların ayıplı olduğu iddiası ile yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığını talep ve dava etmiş, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. İcra takibi reklamasyon faturasına dayanılarak yapılmıştır. Davacı ayıplı mal iddiasını kabul etmemiştir. Bu durumda fatura muhteviyatı malların ayıplı olup olmadığı malı teslim alan davalı tarafından ispat edilmeli ya da ayıplı mallar mahkemenin incelemesine sunulup mahkemece kabule icbar edilemeyecek şekilde ayıplı olup olmadığı belirlenmelidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan satın aldığı koltuk takımının ayıplı çıkması üzerine davalı tarafça yenisiyle değiştirildiğini, ancak yeni takımın da ayıplı olmasına rağmen bu kez değişim talebinin karşılanmadığını ileri sürerek, ayıplı ürünün yenisiyle değiştirilmesini, bunun mümkün olmaması halinde ödediği 2.600TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir....

        Ayrıca davalı işin bir bölümünün sökülüp yeniden yaptırılması gerektiğini, davacı ise yapılan imalâtın anlaşmaya uygun olduğunu söylemişlerse de bilirkişi tarafından verilen raporda işin ayıplı olduğu açıklanmış, hatalı imâl olunan yerlerde ayıbın giderilmesi veya yeniden sökülüp yapılması, ancak ekonomik koşullara göre ayıp bedelinin takdiri gerektiği belirtilmiştir. Oysa BK'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinde ayıplı eserin tamamen reddi halinde yüklenici ayıplı imalâtın bedeline hak kazanmayacağından ve eğer yapılan eser ayıplı ise bedelden tenzil yoluna gidilmesi gerektiğinden bu konuda bilirkişiden kesin bir görüş alınması zorunludur. Bu nedenle mahkemece yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan eserin bir kısmının ayıplı mı yoksa reddi gerektiği mi hakkında kesin bir görüş alınıp eserin bedeli BK'nın 366. maddesi gereğince yapıldığı tarihler itibariyle Euro cinsinden hesap ettirilmelidir....

          , ayıplı ayakkabıdan parçalayarak markasız ayakkabı üretileceği iddiasının da gerçekle bağdaşmayan soyut bir iddia olduğunu, diğer yandan davacı tarafından ayıplı olarak imal edilen bu ayakkabıların müvekkil davalı adına uzun yıllardır gerek ülkemizde gerekse yurt dışında birçok ülkede tescilli , tanınmış ... markalı ayakkabılar olduğunu, ayıplı olduğu sabit olan bu ayakkabıların davalı tarafından da, davacıya iade edilmesinin düşünülemeyeceğini, ayıplı ayakkabı üreten davacının marka hakkına zarar verebileceği, davacı firmanın ayıplı ayakkabıların kendisine teslim edilmesi gibi bir talebi de bulunmadığını, ayıplı ayakkabıların kısım kısım davacıya iade edilmeye başlandığı süreçte, müvekkil ...Ticaret A.Ş. tarafından davacı ......

            Zira ihtirazi kayıt dairede var olduğunu, iddia edilen eksik ve ayıplı işler bakımından önem arzetmekte olup, dairenin teslim alınmasından sonra kiraya verilememesi vesair nedenlerle kira kaybı talebinde bulunulamaz. Mahkemece, dairenin teslim edilmesi gereken tarih ile teslim alındığı 18.10.2009 tarihleri arasındaki kira bedeline hükmedilmesi gerekirken 25.2.2010 tarihine kadar olan kira bedeline hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. 3-Davacı, dairede eksik ve ayıplı ... bedeli ile nefaset farkı talebinde de bulunmuştur. Ne varki dairedeki eksik ve ayıplı ... bedeli ile birlikte nesafet farkı istenmesi olanaklı değildir. Aksinin kabulü, eksik ve ayıplı ... bedelini alan davacının bu suretle dairenin ayıpsız ve eksiksiz halini temellük etmesine rağmen, bu eksik ve ayıplı ... bedelini almamış gibi haksız zenginleşmesine yol açarki, bunun kabulüde olanaklı değildir....

              Mahkemece yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda; dava konusu yağ çözücü kimyasal solvent ürünü ayıplı olup, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, davacının talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne 9.658,44 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş,hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı olduğu iddia edilen mallar nedeni ile ayıplı malların bedelinin ve ayıplı malların kullanılmasından kaynaklanan zararın tahsili isteminden ibarettir. Uyuşmazlık, satışa konu malların ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği ve süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı noktalarında toplanmaktadır. Somut olayda; mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu gerekli araştırma ve incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine olanak verecek açıklıkta da değildir....

                Davada istenen bedelin gizli ayıplı mı, açık ayıplı ve noksan işlerden mi kaynaklandığı konusunda bir inceleme de yapılmış değildir. Her iki davalı da cevaplarında zamanaşımı def’ini ileri sürdüklerinden ve açık ayıp ihbarında bulunulmadığından eksik ve açık ayıplı imalâtlar yönünden açılan davanın reddi doğrudur. Gizli ayıplı imalât bedeline gelince; tekniğine uygun yapılmayan bu işler BK.126/4. maddesi uyarınca (müteahhidin kasdı veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmesi halleri) 10 yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğundan bilirkişilerden alınacak raporla bu madde kapsamına girecek imalâtın bedelinin saptanması ve her iki davalıdan tahsiline karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan yanlış değerlendirme ile davanın tamamen reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

                  Davalı icra takibine itirazında ve davaya verdiği cevap dilekçesinde makinelerin ayıplı olduğunu, bu sebeple ödeme yapılmadığını savunmuştur. Dosyada mevcut 27.01.2005 tarihli yazısında davacı malların ayıplı olduğunun bildirildiğini ve malların ayıplı ise tamir edileceğini kabul etmiştir. Bu durumda süresinde ayıp ihbarının yapıldığının kabulüyle davalı elinde olduğu anlaşılan makinelerin ayıplı olup olmadığını belirleyecek uzman kişilerin tespit olunup malların ayıplı olup olmadığı saptanarak, eserin reddini gerektirmeyecek derecede ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda bedelden indirim yapılarak davanın sonuçlandırılması, eserin reddini gerektirecek derecede ayıplı olması halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

                    Dosyada aldırılan bilirkişi raporu ile dava konusu 'üründe imalat hatası olduğu anlaşılmaktadır.4077 sayılı Kanunun 4. maddesi ilk fıkrasında ayıplı malın tanımı yapılmış, ikinci fıkrasında tüketicinin ayıplı mal konusundaki tercih haklarını düzenlemiş, üçüncü fıkrasında tüketicinin seçimlik haklarından dolayı kimlerin sorumlu tutulacağı belirtilmiştir. 4077 sayılı Kanun'un 4/3. maddesinde "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10'uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu madede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz."hükmü uyarınca tüketici seçimlik haklarından biriyle birlikte tazminat hakkını da kullandığında satıcı ve diğer sayılan kişiler sorumlu olacaktır. somut olayda davalı ......

                      UYAP Entegrasyonu