Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkilinin tamamı parlak olacak şekilde seramik satın aldığını, ancak davacının mat ve parlak seramikler gönderdiğini, döşendikten sonra davacıya ayıbın bildirildiğini, davacının değiştirebileceğini beyan ettiği, ancak müvekkilinin maliyetin artmaması için bedelde indirim hakkını kullanmak istediğini, davacının da bunu kabul ettiğini, buna rağmen davacının kötüniyetli olarak cari hesap dökümüne dayanarak müvekkili hakkında icra takibi yaptığını belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.İhbar olunan şirket davaya katılmamıştır.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ayıbın süresinde ihbar edildiğine ilişkin delil sunulamadığı, işsahibi davadışı üniversitenin ayıp nedeniyle davalının taşeronluk yaptığı davadışı temlik alan firmaya yaptığı ödemeden bir kesinti yapmadığı, malzemeyi satın alıp kullanan davalının fatura bedelini ödemesinin gerektiği, davalının...
indirim miktarının da çok düşük olduğunu ve bu konularda eksik incelemeye dayalı rapora göre karar verilmesinin usulsüz olup, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Birleştirilen dava ise davacı alıcı tarafından ayıp iddiasına dayalı olarak açılan bedelden indirim ve ıslah yoluyla ileri sürülen tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Ne var ki ıslah yoluyla ileri sürülen tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verildiği ve bu hususun istinaf ve temyiz sebebi yapılmadığı anlaşılmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle ayıp oranında bedelde indirim talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı husus olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Davacı ayıplı araç satımı nedeniyle ayıp oranında bedelde indirim talebinde bulunmuş; davalı, davacının araçtaki ayıpları bilerek, aracı bedelinin altında satın aldığın belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karara karşı davacı yanca istinaf yolunabaşvurmuştur. Davacı ile davalı arasında 09/04/2018 tarihli Beyoğlu 41....
tespit edilemediğinin bildirildiği, bu haliyle davacının ayıp iddiasına dayalı olarak alacak talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir....
Araçta gizli ayıp olduğu tespit edilmekle birlikte aracın uzun süre kullanılmış olması nazara alındığında ayıpsız yenisiyle değiştirilmesine yönelik seçimlik hakkın hakkaniyete uygun düşmeyeceği, mahkemece ayıp oranında bedelde indirim tutarına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin seçimlik hakkın mahkemece belirlenmesinden kaynaklanmayıp reddedilen maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu, bu nedenle davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı T3 Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın eksiksiz, ayıpsız ve hasarsız olarak teslim edildiğini, davacı tarafın da tüm kontrollerin yapılarak teslim alındığını, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunu da hatalı ve eksik değerlendirmeler içerdiğinden kabul etmediklerini, boyama işleminden sonra birleştirmenin yapıldığı hususu nazara alındığında kapı montaj vidaları ve civatalarında boya atmalarının bulunmasının ayıp olarak nitelendirilemeyeceğinin açık olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; "...davacının bedelde indirim talebinin kısmen kabul kısmen reddine, 9.600,00 TL'nin T3 Limited Şirketin'den tahsili ile davacıya verilmesine, bedelde indirim yönünden davalı T5 yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine..." karar verilmiştir....
Dava, Finansal Kiralama sözleşmesine konu makine ve parçaların ayıplı olduğu makinadan gerekli randımanın alınamadığı, böylece iş kaybına uğranıldığı iddiası ile açılan sözleşmenin feshi, bedelde indirim ve maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı Finansal Kiralama şirketi vekili sözleşmenin 19.07.2000 tarihinde imzalandığını 4 yıldır ayıp bildirimi yapılmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, davacının eskiyen teknolojiyi başkalarını suçlayarak değiştirmeyi amaçladığını, kira bedellerinin ödenmediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar da vekilleri aracılığı ile verdiği dilekçede zamanaşımı itirazında bulunmuşlar ve davanın reddini istemişlerdir....
Noterliği 28.10.2019 tarihli noter satış sözleşmesi ile 63.000,00 TL bedelle davalıdan satın aldığını, aracın davacıya teslim edildiğinde kilometresinin 115.999 olduğunun beyan edilmesine rağmen 63.616 kilometresinin düşürüldüğününün TÜVTÜRK ve servis kayıtları ile tespit edildiğini, davalı satıcının kilometre düşürülmesi nedeniyle vaki ayıptan ayıbı bilmese bile sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL ayıp oranında bedelde indirim talep ve dava etmiştir....
Davalı yüklenici şirket vekili ayıplı imalâtın sözkonusu olmadığını, gerekli teslim ve montaj işlemlerini yaptıklarını, kendilerine süresi içerisinde ayıp ihbarının yapılmadığını bildirmiş, dava konusu yapılan iş bedelinin kendilerine ödenmediği konusunda bir savunmada bulunmamıştır. Dosyada bulunan 05.05.2009 tarihli irsaliyeli fatura içeriğinden iş bedelinin KDV dahil ....296,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Dosyada teslime ilişkin başka bir belge bulunmadığından yakıt depolarının tesliminin fatura tarihinde yapıldığı kabul edilmiştir. Davacı şirket tarafından davalı yüklenici şirkete gönderilen ....09.2009 tarihli ihtarname ayıp ihbarı niteliğindedir. Dosyada bulunan 04.03.2011 günlü bilirkişi raporunda ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu açıklanmıştır. Bu durumda ayıbın ortaya çıkmasından itibaren süresinde davalı yüklenici şirkete ayıp ihbarının yapıldığı sonucuna varılmıştır....