Mahkemece, bilirkişilerden araçtaki boya kalınlığının ve homojen olmayan boya dağılımının gizli ayıp oluşturup oluşturmayacağı,gizli ayıp oluşturmuyorsa araçta meydana getireceği değer kaybının tespiti ve Tüketici Yasası kapsamında hak ve menfaatler dengesi gözetilerek aracın ayıpsız misli ile değişiminin mi, bedel iadesinin mi yoksa ayıp oranında araç bedelinden indiriminin mi uygun olacağı konusunda ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 8.4.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu karar, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, sıfır km satın alınan araçtaki üretimden kaynaklanan boya hatası nedeniyle misli ile değişim ya da sözleşmeden dönme ve bedeli iadesi istemine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesi ile davalıdan 29.04.2014 tarihinde satın alınan otomobilin kullanılmaya başlanmasından kısa bir süre sonra boya dökülmelerinin peydah olduğunu, bu kabarmalar ve dökülmelere önce bir anlam veremediğini ve ancak dava dilekçesinde belirtildiği üzere bu boya dökülmeleri nedeniyle ilk olarak 21.09.2015 tarihinde servise başvurduğunu ifade etmiştir. Davacının aracı satın aldığı 29.04.2014 tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK.’nun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, davacı ...’un davalıdan dijital baskı makinesi satın aldığını, satım bedelinin bir kısmının ödendiğini, bakiye borç için davalıya bonolar verildiğini, ürünün gizli ayıplı olması nedeniyle davalıya ihtarname gönderildiğini, davalının bonolara dayalı takipler yaptığını, ayıp nedeniyle davacıların bono bedelinden sorumlu olmadıklarını ileri sürerek, malın iadesini, davalıya yapılan ödemelerin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilli, dava konusu makinenin ayıplı olmadığını, süresinde ayıp ihbarının yapılmadığını, sözleşme ile takip konusu bonoların farklı olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Madde 275,284) Bu sebeplerle, öncelikle uyuşmazlık konusu işi bilir uzman bilirkişi aracılığıyla, yerinde keşif yapılmak suretiyle, “ayıbın derecesinin saptanması ve az yukarıda açıklanan yasal haklardan hangisini davacının kullanabileceğinin belirlenmesi ve davacının kullanması gereken hakkına göre ayıpla ilgili davacının talebinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, yapılan işin kabul edilemeyecek derecede ayıplı olması durumunda yanlar arasındaki sözleşmenin feshi ile davacının, iş bedeli olarak ödediğini yasal delillerde kanıtladığı iş bedeli tutarının yükleniciden tahsiline ve yapılanın yükleniciye iadesine, sözleşmenin feshi gerekmiyorsa; iş sahibinin kullanabileceği diğer haklarının mahkemece takdiriyle varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Borçlar Kanununun 97. maddesi gözetilmeden yazılı şekilde ayıpların davalı tarafından giderilmesine mahkemece karar verilmesi de kabul şekli bakımından doğru değildir. Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-k.davacı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, ayıp nedeniyle sözleşmenin feshi, ödenen bedelin iadesi, birleşen dava ise iş bedelinin ödenmeyen kısmının tahsili için başlatılan icra takibinin iş sahibinin itirazı üzerine durması nedeniyle itirazın iptâli ve icra takibinin devamı istemleriyle açılmış, mahkemece asıl dosyanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, karar davalı ve birleşen davanın davacısı yüklenici vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bilirkişiler tarafından düzenlenen 30.01.2006 günlü rapor dayanak yapılarak asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir....
Davacının tüm dosya kapsamında sunulan belgelerden ve mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarından ve bozma sonrası heyetten alınan rapordan da anlaşılacağı üzere; Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin haksız feshi sonucu uğranılan kâr kaybı, müspet ve menfi zararın tazmini ile imalat bedelinin tahsili, karşı dava ise ayıplı eser nedeniyle uğranılan zarar ve gecikme tazminatının tahsili istemidir.Davacı vekili, dava dilekçesinde eser sözleşmesine dayanarak sözleşmenin feshi nedeniyle imalat bedeli, menfi ve müspet zarar talebinde bulunmuştur....
Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Borçlar Kanunu’nun 198. maddesinde(6098 Sayılı B.K.’nun 223. maddesi) öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz....
Davalı T5 vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu aracın 10/02/2015 tarihinde trafiğe çıkmış olması sebebiyle davanın öncelikle 4077 sayılı yasanın 4.maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresi geçmiş olduğundan zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, araçta ayıp, gizli ayıp veya üretim hatası bulunmadığını, işleyecek faiz ile bedel iadesi talebinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafça bedel iadesi talep edilmesinin hatalı olduğunu, tüm bu sebepler dikkate alınmak suretiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tüketicinin ayıplı mal iddiasıyla sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında yapılan sözleşme tarihinin 10/02/2015 tarihi olduğu dikkate alındığında uygulanacak olan yasanın 6502 sayılı TKHK olduğu ihtilafsızdır. İlk derece mahkemesince taraf delilleri toplanmış, dosyada bilirkişi raporu alınmıştır....
SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu iş makinasında hukuken “ayıp” olarak nitelendirilecek herhangi bir sorun mevcut olmadığını, imalatçı/ üretici müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilmesi mümkün olmadığını, davaya konu iş makinasında hâlihazırda üretimden kaynaklı ayıp olarak nitelendirilebilecek hiçbir ayıp, kusur ve eksik mevcut olmadığını, servis kontrolünden geçen davaya konu iş makinasını faal ve eksiksiz olarak davacı şirkete teslim edildiğini ve davacı tarafça onarım hakkı kullanıldığını, iş makinası üzerinde ve davacının iddia ettiği değişen parçalar üzerinde gizli ayıp bulunup bulunmadığı hususunda yeterli kanaat oluşması için iddiaya konu hususların tam ve somut biçimde teknik ve bilimin gereklerine uygun şekilde belirlenmesi zorunlu olduğunu, keşif esnasında herhangi bir eksiklik yahut ayıp bulunsa dahi, bu eksiklik veya ayıbın daha önce dava dışı şahıs veya kurumlar tarafından verilen servis hizmetinin ayıplı olmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı...
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMENİN FESHİ VE BEDEL İADESİ Taraflar arasında görülen sözleşmenin feshi ve bedel iadesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulü ile, sözleşmenin feshi isteğinin reddine, 362.070,00 (435.000,00 TL-72.930,00 TL) TL'nin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı ...’den tahsiline karar verilmiş, karara karşı taraflarca yapılan istinaf başvurusu üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1....