belirtilmesi de yeterli olmadığını, oysa hükme esas alınan raporda bilirkişiler yapılan ayıp bildirimi ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapmadıklarını, asla kabul anlamına gelmemesi kaydıyla, bir an için ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu düşünülse bile; davalı, gizli ayıp bildirimini süresinde yapmadığını, bilirkişi tarafından keşif mahalinde ilk kontrol ile tespit edilen bir ayıbın, bilirkişilerce gizli olarak nitelendirilmesi de tutarsız olduğunu, yani, bilirkişilerce sistemin sadece 1 defa kullanılması ile ayıp tespit edilmiş ise de; bu ayıp her nasılsa gizli ayıp olarak değerlendirildiğini, dava konusu sistemin düzgün çalışma oranı hesap verme ilkelerine, bilimsel kriterlere uygun şekilde hesaplanmadığını, hukukçu bilirkişi hatalı tespitlerde bulunduğunu, hukukçu bilirkişiye göre davalının iradesi sözleşmenin feshi değil sözleşmeden dönme olduğunu, bu görüşün hatalı olduğunu, sözleşmeden dönme durumunda; sözleşmeden dönene taraf, sözleşme ilişkisinden vazgeçmekte, sözleşmenin...
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 96 adet yulaf balyasındaki ayıpların açık ayıp mı gizli ayıplı mı olduğu, ayıp ihbarının makul süre içerisinde yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Ayıp ihbarının makul süre içerisinde yapılmadığına ilişkin savunma def'i niteliğinde olup ancak savunmanın genişletilmesi yasağı başlayıncaya kadar ileri sürülmesi mümkündür. Davalı taraf yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi vermemesi ve ayıp ihbarının makul süre içerisinde yapıldığına ilişkin def'i ileri sürmemiş olması nedeniyle bilirkişi raporuna karşı verilen itiraz dilekçesinde ileri sürülen ayıp ihbarının yasal süresi içerisinde yapılmadığına ilişkin def'inin dinlenilmesine olanak bulunmamaktadır. Kaldı ki; davalı satıcılığı meslek edinmiş bir kişi olup TBK'nun 225/2. Maddesi gereğince ayıp ihbarının süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulması mümkün değildir....
Ancak eğer alıcı TBK'nun 227/1 maddesi uyarınca sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istiyorsa menfi zararlarının tazminini talep etmekte hakkı var ise de müspet zararlarını talep edemez. Zira sözleşmeden dönme hakkı kullanıldığı için sözleşmeye bağlı olan müspet zararların tazmininin talep hakkı hukuken yoktur, sadece sözleşmeden dönme hakkı kullanıldığı için menfi nitelikteki yapılan masraflar veya sözleşmenin sona ermesi nedeniyle elinden kaçırmış olduğu fırsatlar talep edilebilir. Yapılan açıklamalar ve yargılama sonucu; davacının alıcı olarak davalının satıcı olarak aralarında akdedilen sözleşme uyarınca dava konusu olan -------- marka üç adet çekicinin satışı konusunda anlaşma sağlandığı, yapılan tespit raporları ve mahkememiz tarafından alınan teknik bilirkişi ile her üçününde üretim hatasından kaynaklı gizli ayıplı olduğu, dış muayene ile tespitinin mümkün olmadığı, çekicilerin kullanılması sırasında gizli ayıbın ortaya çıktığı tespit edilmiştir....
Maddesi kapsamında, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını kullanarak aracın iadesi ile bedelini isteme hakkının bulunduğu sabit olup, yargılama devam ederken aracın 3. kişiye davacı tarafından satılması halinde davacı, aracın satış değeri ile, satın alınırken belirtilen vasıflardaki değeri arasındaki farkı ve ayıp nedeniyle araca yapmış olduğu masrafları talep edebilir. Davacı, ıslah dilekçesiyle, aracın dava devam ederken satılması nedeniyle, aracı satın alırken ödediği bedelle, kilometre ile oynanması nedeniyle alış satış bedeli arasındaki fark olan 2.528,00 TL ile, aracın tamiri için ödemiş olduğu 5.308,41 TL olmak üzere toplam 7.836,41 TL zararın, 03/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiştir....
KARAR Davacı, davalı şirket ile arasındaki satış sözleşmesi gereğince lehine kat irtifakı tesis edilen dava konusu daireyi 110.000TL’ye aldığını, evdeki gizli ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istediğini beyanla; davalıya ödenen 110.000TL nin iadesine, sözleşmeden dönüldüğünün kabulüne, aksi takdirde dairenin ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi veya değer kaybının karşılanmasına, masraf ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacı tarafın dava konusu daireyi 60.600TL bedelle satın aldığını, davalı şirketin edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve davacıya karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını dolayısıyla davanın reddini savunmuştur....
Davacı, seçimlik haklarından sözleşmeden dönme hakkını seçmiş olduğuna ve mahkemece dava konusu taşınmazdaki ayıpların gizli ayıp olarak kabul edilmesine göre ayıpların niteliği dikkate alındığında davacının sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin alınan 234,35 TL harcın istek halinde taraflara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda da dava konusu araç bedeli ile ayıp nedeniyle doğan değer kaybı dikkate alındığında, davacının seçimlik haklarından ayıpsız misli ile değişim ya da bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının ---- maddeleri gözetilerek hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine aykırı olduğu kanaatine varıldığı kaldı ki bilirkişi raporunda ayıbın giderildiği ve araçta herhangi bir değer kaybına sebep olmadığının mütalaa edildiği anlaşılmakla davacının davalı ---- yönelik açtığı davanın reddine,Davacının davalı ----aleyhine açtığı dava istinaf aşamasında kesinleşmiş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Davacı, davalıdan satın aldığı mobilyalarda meydana gelen ayıplar nedeniyle, sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin tahsilini talep ettiği halde mahkemece mobilyadaki ayıpların niteliğinin davacının sözleşmeden dönme hakkını vermediğine ilişkin gerekçe ile davayı bedel indirimi olarak kabul ederek davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir. Dava konusu mobilyalarda ayıplı olduğu dosya içeriği ile ... olduğu gibi bu husus mahkemenin de kabulündedir. 4077 sayılı Kanunun 4. maddesi ilk fıkrasında ayıplı malın tanımı yapılmış, ikinci fıkrasında tüketicinin ayıplı mal konusundaki tercih haklarını düzenlemiş, üçüncü 2006/16022-2007/3017 fıkrasında tüketicinin seçimlik haklarından dolayı kimlerin sorumlu tutulacağı belirtilmiştir. Davacı ayıplı mal satışı nedeniyle bu haklardan her hangi birinin kullanabilir....
Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz." hükmü düzenlenmiştir....
Maddesinde; "Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1.Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme. 2.Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme. 3.Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme. İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz." şeklinde düzenlenme yapılmıştır. Sözleşmeyi haklı olarak fesheden iş sahibi ödemiş olduğu iş bedelinin iadesi dışında menfi zararının ödetilmesini de yükleniciden isteyebilir....