ne ait iş yerinde demonte şekilde bulundukları, davaya konu 3 adet asansör üzerinde yapılan inceleme sonucunda hidrolik sistemli olması nedeniyle montajı sırasında gerekli özenin gösterilmemesinden dolayı gizli ayıplı olarak montajının yapıldığının belirlendiği ve davacı iş sahibinin bu asansörleri kabule zorlanamayacağı, ödenen bedelin 389.053,28 TL olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin ticari satım ve eser sözleşmesi hükümlerini içeren karma bir sözleşme olduğu, sözleşmenin 6.maddesi ile 24 ay garanti süresi verildiği, bu süre içinde ayıp ihbarında bulunulduğu, TBK'nın 478. maddesi uyarınca davalı yanın zamanaşımı def'inin yerinde olmadığı, TBK'nın 474. maddesi gereğince iş sahibinin işin olağan akışına göre uygun bir süre içinde ayıplar varsa yükleniciye bildirmekle yükümlü olduğu, TBK'nın 475/1. maddesi uyarınca iş sahibinin sözleşmeden dönme ve bedelin iadesini isteme hakkını kullandığı, TBK'nın 475/3 maddesine göre tazminat isteminde bulunduğu, asansörlerin hatalı montajı nedeniyle...
Dava dilekçesi içeriğine, iddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin iş bedeli oranında ayıp nedeniyle talepte bulunduğuna göre davada ayıp nedeniyle eserin reddi ve sözleşmeden dönme mi yoksa ayıp nedeniyle bedelde indirim talebinde bulunduğu hususunun davacıdan sorularak sonucuna göre inceleme yapılması gerekecektir. Bu husus değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Ayrıca kabule göre; iş sahibinin seçimlik hakkını düzenleyen 6098 sayılı TBK'nın 475/1. maddesinde eser kabule icbar edilemeyecek şekilde ayıplı olur ise sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, 2. fıkrada ise eseri alıkoyup ayıp oranında bedelde indirim isteme hakkı mevcut olup son fıkrasında aşırı zarar doğuracaksa iş sahibinin sözleşmeden dönme hakkını kullanamayacağına dair düzenlemeler mevcuttur. Mahkemece bu madde ve anılan fıkraları uyarınca değerlendirme yapılmamıştır. Bu haliyle alınan rapor ve ek raporlar hükme esas alınamaz....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, ayıplı satış nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. 6502 sayılı Yasa'nın "Tüketicinin seçimlik hakları" başlıklı 11. maddesinde ayıp nedeniyle tüketicinin seçimlik hakları tek tek sayılmıştır. Buna göre; " (1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; satım sözleşmesinden kaynaklanın ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Öncelikle mahkemece hüküm altına alınan değer davalı yönünden kesin nitelikte olduğundan davalı vekilinin istinaf talebinin usulden reddine karar verilmelidir....
Dava, ayıp nedeni ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı davalı şirketten satın aldığı bilgisayardaki ayıp nedeni ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunmuş, davalı vekili ise ayıp iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince taraf delilleri toplanmış ve davaya konu bilgisayar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporundaki ayıba ilişkin tespitler doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile alım satıma konu olan bilgisayarın bedelinin davalıdan tahsiline, söz konusu bilgisayarın da davalıya iadesine karar verilmiştir. 6502 sayılı Yasa'nın 11. Maddesine göre; "......
Aracın motor arızaları nedeniyle, araçtaki ayıbın gizli ayıp, yani kullanımla ortaya çıkan ve basit bir gözden geçirmeyle tespit edilemeyecek nitelikte bir ayıp söz konusu olduğundan, ayıp ihbar süreleri bakımından TTK’nın 23. maddesi hükmü değil, TBK’nın 223. maddesi hükmünün uygulanması gerektiği, davacı tarafça da toplam dört defa bu nedenle davalının yetkili servisine başvuru yapıldığı, ayrıca üçüncü arıza sonrasında 03.02.2015 tarihinde davacı tarafça gönderilen e-posta ile de araçta oluşan ayıbın davalıya ihbar edildiği anlaşılmasına göre, davacının ayıp ihbarının süresinde olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle davalı vekilinin, ayıp ihbarının süresinde olmadığına dair istinaf nedeni yerinde değildir.Aracın gizli ayıplı ve ayıp ihbarının da süresinde olduğu tespit edildiğine göre, davacı TBK'nın 227. maddesinde düzenlenmiş olan seçimlik haklarını kullanabilecektir. Bu kapsamda somut olayda davacı tarafça sözleşmeden dönme hakkı kullanılmıştır....
Somut olayda, davacı tarafından sızıntıların meydana gelmesine rağmen davalıya bildirimde bulunulması neticesi davalı tarafından yalıtım gereçleri ile slikon çekilmek vs. surette yapılan işlemlerin davacı tarafından kabul edildiği ve ilk sızıntının gerçekleştiğini gördüğü zamanda davacının sözleşmeden dönme iradesini göstermemesi karşısında, sözleşmeden dönme iradesinden zımnen vazgeçtiğinin mahkememizce kabulü gerekmiştir. Sözleşmeden dönmenin mahkememizce kabulünün mümkün olmamasının anlaşılması karşısında, ayıp nedeniyle davacının talep edebileceği miktarın ne olduğunun uzman bilirkişiler tarafından değerlendirilmesi gerekmiştir....
ayıplara dair bildirimde bulunulduğu, sonrasında 18/08/2020 tarihinde de "bol kırık", "küf kokan pikeler " şeklinde başkaca ayıp bildirimlerinde bulunulmuş olduğu, bu ayıp ihbarlarının tarihi itibariyle süresinde olduğu, TTK m.18/3’deki tacirler arasındaki bildirim usulleri geçerlilik şartı değil ispat şartı olması ve ayıp ihbarının TTK 18. maddesinde sayılan işlemlerden olmaması nedeniyle davalı satış sorumlusu ile davacı şirket yetkilisi arasında yapılan whatsap mesaj içeriklerine göre ayıp ihbarının usulüne uygun yapıldığı, davalı yanın, malların teslimi öncesinde oluştuğu tespit edilen ayıplara ilişkin olarak davacıya karşı sorumlu olduğu, ürünlerin kabul edilemeyecek derecede kusurlu ve ayıplı olması nedeniyle davacı/alıcının seçimlik haklarını kullanma koşullarının oluştuğu, davacı yanında sözleşmeden dönme ve bedel iadesini talep ettiği anlaşılmakla davaya konu malların davalı yana iadesi ile ödenen 100.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte...
Yine davalı ayıp bulunmadığını iddia etmiş olup, bilirkişiler aracın km'si ve kullanım yılı nazara alındığında kullanıcı hatası olmasının mümkün olmadığını, üretim hatası olduğunu belirtmişlerdir. Kaldı ki aracın motorunun garanti kapsamında değiştirilmesi için üretim hatası olması gerektiği açıktır. Dava konusu araç motoru garanti kapsamında değiştirilmekle; ayıbın kullanıcı hatası olmadığı da esasen belirlenmiştir. Davacı sözleşmeden dönme ve araç bedelinin iadesini talep etmiş olup, TBK 227. Madde uyarınca alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Dava tarihinden önce aracın motoru garanti kapsamında değiştirilmekle ayıbın giderildiği nazara alınarak sözleşmeden dönme şartlarının mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki davacı vekili ----- tarihli duruşmada aracın teslim alındığını ve kullanıldığını belirmiş bu itibarla da şartları oluşmamıştır....
Davalı ayıp ihbarının süresinde olmadığını iddia etmiş olup, son raporda bilirkişi heyetince servis işlemlerinin ayıp ihbarı yerine geçmesi gerektiği belirtilmiş ve ayıp ihbarının süresinde olduğu tespit edilmiştir. Aksi halde dahi davacının delil tespiti raporunu ---- tarihinde davalıya ihtarname gönderdiği açıktır. Tüm ayıpları ---- tarihinde öğrendiği kabul edilirse süresinde ayıp ihbarı yapmış sayılmaktadır. Hal böyle olunca davalı --- olunanın rapora itirazları yerinde görülmemiştir. Davacı sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istemektedir. Bilindiği gibi alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir....