Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, araçtaki ayıp nedeniyle aracın yenisiyle değiştirilmesi ve uğranılan zararların tazmini istemine ilişkindir. Davalı ...... A.Ş.'nin Türk İthalatçısı diğer davalının satıcısı olduğu, ...... plakalı kamyonun davalı ...... tarafından davacıya satıldığı sabit olduğu, uyuşmazlığın araçta meydana gelen arızanın (ayıbın) niteliği (gizli veya açık ayıp ) bu niteliğine göre süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunulmadığı ile TBK.227. Maddesindeki düzenlenen ihtimallere göre ayrı ayrı davacının alacağının ne olduğu, mevcut arızanın giderilip giderilmeyeceği ve arızanın giderilerek aracın kullanılıp kullanılmayacağı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 227. Maddesine göre; “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3....

    Hukuk Dairesinin 22.01.2019 tarih, 2017/2463 E. ve 2019/362 K. sayılı kararıyla dava ayıptan doğan hakların kullanılmasına ilişkin olduğundan mahkemece yapılması gerekenin öncelikle ayıbın açık veya gizli olup olmadığı tespit edilerek süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının belirlenmesi, süresinde ayıp ihbarında bulunulmuş ve zamanaşımı süresi de dolmamışsa (zamanaşımı definde bulunulduğundan) sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının dosya kapsamına ve duruma göre hakkaniyete uygun olup olmadığının değerlendirilmesi, durum sözleşmeden dönmeyi haklı kılıyorsa bu talebe göre durum sözleşmeden dönmeyi haklı kılmıyorsa satış bedelinden indirime gidilerek sonucuna göre bir karar vermekten ibaretken yazılı gerekçeyle ve eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle kararın davalılar yararına bozulmasına karar verilmiştir. C....

      Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; Davacının 01/07/2018 tarihinde aldığı TV'de 10/09/2020'de ayıp çıkması nedeniyle davacının sözleşmeden dönerek ürün bedelini talep edip edemeyeceğinden ibaret olduğu görülmüştür. DELİLLER; ... ... ... Ticaret Limited Şirketi ... Kurumlara müzekkere yazılarak davaya konu olaya ilişkin müşteri hizmetleri telefon kayıtları celp edilmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Davacı Şirket'in ... ... İstanbul mağazasından 8.000,00 TL tutarında ... marka televizyon ve 849,99 TL tutarında G+ ... paketini 01/07/2018 tarihinde satın aldığı, 10/09/2020 tarihinde satın alınılan TV de ayıp çıkması üzerine davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanarak ürünün bedelini talep ettiği anlaşılmıştır....

        CEVAP : Davalı vekili yanıt dilekçesinde özetle; Davanın görevli mahkemede açılamadığını, zamanaşımı itirazını ileri sürdüklerini, davacının ayıp ihtarını süresinde yerine getirmediğini, dolabın arızalı olduğu iddiasının da doğru olmadığını, davacının tamir için gönderilen ustalara dolabı göstermediğini, davacının ürünün tamiri ve eksikliklerin giderilmesini talep etmeksizin akitten dönme isteminin hukuka uygun olmadığını ayrıca arabuluculuğa yetkisiz yerde başvurulduğunu, davacı talebinin haksız olduğunu ve davanın reddini istemiştir. GEREKÇE : Dava; gizli ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Ayıp, eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir....

          Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etm... sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. 6098 sayılı TBK.’ nun 223. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz....

            Ayıp, imal edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imal edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun 360. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def'i olarak ileri sürebilir. 360. maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır....

              Dava, ayıp nedeni ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı tarafından devalı Teknosa ...A.Ş.'den satın aldığı televizyonun 4K yayınının çekmediği, bu nedenle ayıplı olduğunu, iade talebinin de davalı tarafından kabul edilmediği gerekçesi ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili ise üründe üretimden kaynaklı ayıp bulunmadığını, 4K yayınlarının henüz test aşamasında olduğunu, bu yayının çekmemesinin TRT'nin teknik çalışmalarından ve kodlamalarından kaynaklandığını, ürünün satışı sırasında tüketiciye gerekli bilgilendirmelerin yapıldığını belirterek davanın reddine karara verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş bu karara karşı davalı Teknosa A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

              Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. 6502 sayılı yasa 11/3. maddesinde “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” düzenlemesi mevcuttur....

              Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Açıklandığı şekilde tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Öğretide ve uygulamada da kabul edildiği üzere tüketicinin seçimlik haklarını tek yanlı ve varması gereken bir irade açıklamasıyla kullanması gerekmektedir. Tüketici bu haklardan hangisini seçtiğini, bir kez bildirmekle, seçim hakkını kullanmış olur ve artık tercihini değiştiremez. Çünkü, satıcı kayıtsız şartsız, bildirilen tercihi yerine getirmek zorundadır. Bu nedenle tüketicinin seçim hakkı, bir kez kullanılmakla sona ermekte ve onun yerine tercih ettiği hak geçmektedir. Bu özelliği nedeniyle, tüketicinin seçimlik hakkının yenilik doğrucu (inşai) haklardan olduğunu söyleyebiliriz. 4....

                Davalılar, davaya konu aracın satılması dolayısıyla davanın konusuz kalması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir. Mahkemece, davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Davacı eldeki davada, davalılardan satın almış olduğu aracın ayıplı olması nedeniyle öncelikle araç bedelinin iadesini istemiş, yargılama aşamasında da ıslah ile ayıp nedeniyle doğan değer kaybının hesaplanarak davalılardan tahsilini talep etmiştir . Mahkemece, dava sırasında davacının aracı satması nedeniyle malik olma sıfatını kaybetmiş olduğundan davaya devam etmesinde hukuki yararının bulunmadığı kabul edilerek davacının husumet ehliyeti olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4077 sayılı yasanın 4. maddesinin 2.fıkrası gereğince; Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür....

                  UYAP Entegrasyonu