Buna göre arıza ve ayıp nedeniyle araçtan beklenen faydanın sağlanamadığı, bu şekilde aracın kullanılmasının tehlikeli olması ve araçtaki arızanın giderilememesi nedeniyle davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasında haklı olduğu kabul edilerek mahkemece TBK 227 maddesi uyarınca sözleşmeden dönme ile bedele iadesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak ;TBK 227/1- 1 madde fıkrasın "satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme" şeklindeki düzenleme karşısında da; ilk derece mahkemesince hüküm tesis edilirken bedel iadesine karar verilmesine rağmen dava konusu aracın davalıya iadesine ilişkin hüküm kurulmamış olması ve davacı tarafın faiz talebinin aracın iadesi tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken faize hükmedilmemiş olması ise isabetli olmamıştır. HMK'nın 355....
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, araçtaki ayıbın üretim hatasından kaynaklı gizli ayıp niteliğinde olduğu ve davacının söz konusu ayıp ortaya çıkar çıkmaz aracı yetkili servise götürmek ve bilahare davalıya gönderdiği ihbar mektubu ile üzerine düşen ihbar külfetini yerine getirdiği, söz konusu ayıbın ancak üretimi yapan fabrika mühendislerince iyileştirilmesi gerektiği, bu hususta yetkili servisin üreteceği çözümün orjinal ve kalıcı olmayacak nitelikte olması, ayrıca ayıbın niteliği gereği davacı ve onun mesleki faaliyeti sırasında araca binecek yolcular için güvenli problemi doğurma tehlikesi taşıması karşısında davacının sözleşmeden dönme hakkının kullanmasının haklı olduğu, davacının talebinin davaya konu aracın fatura bedelinden fazla olmasına göre de fazlaya dair talebin reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle...
Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Açıklandığı şekilde tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu dairenin ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 8, 9, 10 ve 11 inci maddeleri. 3....
Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” düzenlemesi yapıldığı gibi yine Türk Borçlar Kanunu’nun 227/4. maddesi hükmü ile de “Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.” düzenlemesi kanun koyucu tarafından öngörülmüş olup, birbirini tamamlayan bu iki hüküm ile yasa koyucu temel hukuk prensibi olarak iyiniyet kurallarının hayata geçirilmesini hedeflemekte ve her ne kadar seçimlik hakları yasa ile sayılmış ve bu seçimlik hakların içerisinde herhangi birini tercih etme bakımından tüketici serbest bırakılmış ise de, bunun sınırı olarak iyiniyet kuralları ve tarafların hak ve menfaatler dengesi nazara alınmak suretiyle sözleşmenin ayakta tutulması sağlanırken varlığı tespit ve kabul edilen ayıp nedeniyle tüketicinin bir kayıp veya zarara...
Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. " şeklinde düzenleme yapılmış olup, davacı ücretsiz onarım ve misliyle değişim seçimlik hakkını kullanma talebinde bulunmadığından, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkının davalı üretici Doğtaş Mobilya... A.Ş ye yöneltilemeyeceği ve bu davalıya yöneltilen davanın husumetten reddi kararında bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmıştır....
Davalı T1 A.Ş. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davaya konu aracın trafiğe çıkış tarihinin 24.12.2016 olduğu ve son servise giriş tarihi olan 19.02.2020 kadar 26.212 km yol kat etmiş olduğunu, garanti süresinin 24.12.2018 tarihinde sona erdiğini, iş bu davanın ise 02.03.2020 tarihinde ikame edildiğini, iş bu davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, tüketici mevzuatına göre 2 yıl önce zamanaşımına uğradığını, davacıların her ne kadar araçta ayıp bulunduğu iddiasında bulunmasa da süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, ayıp ihbarının 30 gün içerisinde yapılması gerektiğini ve usulüne uygun ayıp ihbarı olmadığını, davacı yan adına kayıtlı araçta davaya konu olacak nitelik arz eden bir ayıp/gizli ayıp söz konusu olmayıp ayıpsız misli ile değişim veya maddi değer kaybı talebi için gerekli teknik ve yasal koşulların oluşmadığını, aracın garanti süresinin yaklaşık 1 yıl önce bitmiş olmasına rağmen kavrama mekanizması ve volan, garanti ve garanti plus kapsamında...
Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki, tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. 6502 sayılı Yasa 11/3. maddesinde "Ücretsiz onarım veya ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır." düzenlemesi mevcuttur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; öncelikle tüketici işlemi söz konusu olmayıp görev ve yetki hususundaki itirazları yinelediklerini, davacı, alım satım ilişkisine dayanan hukuki işlemin tüketici işlemi olduğu gerekçesi ile sözleşmeden dönerek ödediği 90.000.00 TL nin kendisine ödenmesi talebi ile dava açtığını, yani seçimlik haklarından sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istediğini, dava aşamasında muvafakatleri olmadan talebini değiştirip ayıp oranında bedel istenmesi iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında olduğunu, mahkeme taleple bağlı olup ancak sözleşmeden dönme yönünde bir karar verebileceğini, mahkeme kararı bu yönü ile kanuna aykırı olduğunu, talebin değiştirilmesi hususunda ıslah, talebin arttırılması ile birlikte yapıldığını, talep ve kabul olmadan mahkemenin yargılama yapması hukuka aykırı olduğunu, davacı aracı satın alırken kilometresinin düşürüldüğünü bildiğini, bu anlamı ile gizli bir ayıptan bahsedilemeyeceğini...
Başka bir ifade ile, her iki düzenlemede de esas olarak, kullanılan seçimlik hakkın ortaya çıkaracağı sonucun karşı taraf için orantısızlık yaratması ve durumun bunu haklı göstermemesi gibi özünde Türk Hukuk sisteminin temelini oluşturan hakkaniyet ilkesine dayanmakta olup; somut olayın yapısı ve bu ilkenin uygulanırlığı noktasında takdir hakkını da hakime yüklemiştir. Somut olayda da iadesine hükmedilen araç bedeli ile ayıp nedeniyle doğan değer kaybı dikkate alındığında Mahkemece,davacının seçimlik haklarından bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının TMK’nin 2 ve TBK’nin 227/4 maddeleri gözetilerek hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesinin gözetilmesi gerekir. Davacı 24/02/2013 tarihinde 219.853,25TL'ye davalı Mengerler Tic. A.Ş'den satın aldığı otomobille 24/02/2016 tarihinde seyir halinde iken aracın tehlike yaratacak şekilde durduğunu, oluşan aksaklık nedeniyle oto kurtarıcı çağrıldığını, davalı Mengerler Tic....