Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir."...
Eldeki davada davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanması nedeniyle, ayıbın niteliğine göre sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının tarafların hak ve menfaatleri gözetilerek aşırı bir dengesizliğe neden olup olmayacağının, bunun yerine ücretsiz onarım veya satış bedelinden indirim yapılmasının taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesine daha uygun olup olmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir....
Bilirkişiler tarafından davaya konu malzemenin gizli ayıplı olduğu tespit edildiğinden, davada TBK 223 maddesi uygulanacaktır. 6102 Sayılı TTK'nın 18/3 maddesi uyarınca, tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbar ve ihtarların noter arcılığı ile, taahhütlü mektupla, telgrafla veya elektronik imza kullanılarak elektronik posta ile yapılması gerekip, davacı taraf satılandaki gizli ayıp sebebiyle, sözleşmeden dönme ve satılan malın bedeli ile satışa konu çeliğin işlenerek kalıp haline gelmesi için sarf ettiğini iddia ettiği giderlerden dolayı uğradığı dolaylı zararına ilişkin tazminat talebinde bulunduğundan, gizli ayıp sebebi ile sözleşmeden dönme ihbar ve ihtarının yapıldığını kanıtlamak davacı tarafa ait olduğundan, öncelikle TBK 223 maddesindeki sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbar ve ihtarların noter arcılığı ile taahhütlü mektupla, telgrafla veya elektronik imza kullanılarak elektronik posta ile yaptığını kanıtlaması gerekir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; satım sözleşmesinden kaynaklanın ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Öncelikle mahkemece hüküm altına alınan değer davalı yönünden kesin nitelikte olduğundan davalı vekilinin istinaf talebinin usulden reddine karar verilmelidir....
Yine davalı ayıp bulunmadığını iddia etmiş olup, bilirkişiler aracın km'si ve kullanım yılı nazara alındığında kullanıcı hatası olmasının mümkün olmadığını, üretim hatası olduğunu belirtmişlerdir. Kaldı ki aracın motorunun garanti kapsamında değiştirilmesi için üretim hatası olması gerektiği açıktır. Dava konusu araç motoru garanti kapsamında değiştirilmekle; ayıbın kullanıcı hatası olmadığı da esasen belirlenmiştir. Davacı sözleşmeden dönme ve araç bedelinin iadesini talep etmiş olup, TBK 227. Madde uyarınca alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Dava tarihinden önce aracın motoru garanti kapsamında değiştirilmekle ayıbın giderildiği nazara alınarak sözleşmeden dönme şartlarının mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki davacı vekili ----- tarihli duruşmada aracın teslim alındığını ve kullanıldığını belirmiş bu itibarla da şartları oluşmamıştır....
Yine TBK 474.maddesinde ayıbın belirlenmesi ve 475.maddesinde eserdeki ayıp nedeniyle iş sahibinin seçilmiş hakları yazılmıştır. Buna göre iş sahibi ayıp sebebiyle bu haklardan birini kullanabilir. Mahkememizce aldırılan raporlarda makinenin üretiminden kaynaklı ayıp olduğu belirlenmiştir. Davacı yan davalıya gönderdiği ihtarlarında verilen süre sonrasında satıma konu makinelerin devreye alma işleminin tamamlanmasını, aksi halde sözleşmeden dönme hakkını kullanacağını bildirmiştir. Sözleşmeye konu makinenin ayıplı olduğu ve verilen süreye rağmen ayıbın giderilmediği kabul edildiğinden davacı iş sahibininde verdiğini sözleşmeden dönme karşılığında iadesini isteyebileceği kabul edilmelidir. Davacı iş sahibinin ayıplı olan sözleşme konusu makineyi teslime zorlanması mümkün değildir....
CEVAP: Davalı vekili, davaya konu aracın 15/01/2009 tarihinde trafiğe çıktığını, ayıp iddiasının kabulü anlamına gelmemek kaydıyla davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, aracın garanti süresini aştığını, garanti kapsamında olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla araç üzerinde bir arıza var ise de bu arızanın dava konusu aracın kullanılması sonucu zaman içerisinde oluşabilecek bir olay olduğunu, davacının garanti ve zamanaşımı süresi sona erdikten yaklaşık 6 yıl sonra 05/10/2016 tarihinde davayı ikame ettiğini, araçta ayıp/gizli ayıp veya üretim hatası bulunmadığını, dayanıksız maddi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, terditli talebin usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle usulden aksi halde davanın esastan reddini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, ayıplı satış nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. 6502 sayılı Yasa'nın "Tüketicinin seçimlik hakları" başlıklı 11. maddesinde ayıp nedeniyle tüketicinin seçimlik hakları tek tek sayılmıştır. Buna göre; " (1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir....
Ayıp nedeniyle satıcının sorumluluğuna başvurmanın maddi koşularının gerçekleşmesi halinde tüketicinin sahip olduğu seçimlik haklar 6502 sayılı Kanunun 11.maddesinde belirtilmiştir. Tüketici hükümde belirtilen sözleşmeden dönme, satış bedelinin indirilmesi, aşırı masraflı olmadıkça ücretsiz onarım ya da mümkün ise misli ile değişim haklarından dilediğini kullanabilir. 6502 sayılı Kanunun m.83/1 hükmü uyarınca bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır. Genel hüküm niteliğindeki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun m.227/4 hükmüne göre alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Özellikle sözleşmeden dönme halinde tüketicinin bundan elde edeceği yarar ile bunun satıcıya getireceği zarar arasında bir oransızlık varsa ve ayıplı mal çok az giderle onarılabiliyorsa artık sözleşmeden dönmenin amaca aykırı olduğu kabul edilmektedir....
Dava ayıptan doğan hakların kullanılmasına ilişkin olduğundan mahkemece yapılması gereken öncelikle ayıbın açık veya gizli olup olmadığı tespit edilerek süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının belirlenmesi, süresinde ayıp ihbarında bulunulmuş ve zamanaşımı süresi de dolmamışsa (zamanaşımı definde bulunulduğundan) sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının dosya kapsamına ve duruma göre hakkaniyete uygun olup olmadığının değerlendirilmesi, durum sözleşmeden dönmeyi haklı kılıyorsa bu talebe göre, durum sözleşmeden dönmeyi haklı kılmıyorsa satış bedelinden indirime gidilerek, sonucuna göre bir karar vermekten ibaretken yazılı gerekçeyle ve eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmadığından bu husus her iki davalı yararına bozmayı gerektirmiştir. 3- Kabule göre de davanın görülmesi sırasında ve hüküm fıkrasında nisbi harcın davalılardan alınmasına dair karar verilmemiş olması doğru olmamıştır....