Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının kötü niyetli olup menfaat elde etme amacı güttüğünü, bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, araçta bir arıza veya ayıp bulunmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, ayıp sebebiyle misli ile değişim olmadığı takdirde bedelde indirim istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacının davalıdan aldığı aracın ayıplı olduğu iddiasıyla misli ile değişim veya bedelde indirim talep ettiği, mahkemece davanın bedelde indirim olarak kabulüne karar verildiği, tarafların karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Yukarıda ayrıntılı şekilde açılandığı üzere, davacı vekilinin araç onarım bedeline yönelik istinaf başvurusunun reddine, araç onarım bedeli dışındaki dışındaki diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen ayıp nedeniyle bedelde indirim ve araç mahrumiyet bedeline ilişkin anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.2 maddesi gereğince hükmün bu nedenle kaldırılarak, davacının ıslah talebi doğrultusunda davanın kabulü ile 7.287,60- TL. ayıp sebebiyle bedelde indirim ve 2.000,00- TL. araç mahrumiyet(ikame araç) bedeli olmak üzere toplam 9.287,60- TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine yönelik düzelterek yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalı Özön Petrol, Petrol Ürün. ve Oto. Tic. Paz. Turz. Nak. ve Taah. İnş. Özel Sağlık. Hizm....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; satılandaki ayıp nedeniyle bedelde indirim ve maddi ve manevi tazminat istemine ilişkidir. Taraflar arasındaki satış sözleşmesinde davacı tüketici vasfında olmadığından, davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmış olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde de 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun satım sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun'da satılandaki ayıp nedeniyle üreticiyi sorumlu tutan bir hükümbulunmamaktaır. Satılandaki ayıp nedeniyle üreticinin sorumluluğu 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunla kabul edilmiş olup, bu sorumlulukta ücretsiz onarım ve malın ayıpsız misli ile değişim talebi ile sınırlandırılmıştır....
Dava, ayıp nedeniyle bedelde indirim istemine ilişkindir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara, kararın dayandığı deliller ile gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davalı T3 vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda ise; davacının tazminat adı altında onarım giderini istediği gibi ayıp oranında indirim bedelini de talep ettiği görülmektedir. HMK 31.maddesindeki hakimin davayı aydınlatma ödevi uyarınca mahkemece davacıya bu yönde süre verilerek hangi seçimlik hakkını tercih ettiği hususu sorularak açıklattırılması gerekmekle birlikte davacı vekilinin 14/06/2021 tarihli ıslah dilekçesinde ayıp oranında indirim bedeli yönünden talebini ıslah ettiği görülmekle, artık davacının seçimlik haklarından ayıp oranında indirim bedelini tercih ettiği kabul edilmelidir....
Eldeki davada davacı dava dilekçesi ile taşınmazın ayıpsız misli ile değişimini talep etmiş, 27.10.2020 tarihli celsede ayıpsız misli ile değişimin mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedelde indirim talebi olduğunu vekili aracılığı ile belirtmiş, yine istinaf dilekçesinde seçimlik talebini bedelde indirim olarak bildirmiştir. Bu halde davacının seçimlik hakkını taşınmaz bedelinden ayıp oranında indirim olarak seçtiğinin kabulü gerekir. Ayıp nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nispi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından, öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Nisbi metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davacı şirketin davalıdan halı yıkama makinesi satın aldığını, satın alınan makinede ortaya çıkan gizli ayıp niteliğindeki eksik ve arızalar sebebiyle maldan yararlanmanın imkansız hale geldiğini ileri sürerek taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile makine bedeli olan 61.422,90 TL’ nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya konu makinedeki ayıp iddiasına ilişkin olarak davacı tarafından süresinde bir ayıp ihbarı yapılmadığını, davacının iddia ettiği arızanın kullanım hatasından kaynaklanmış olabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre; dava konusu imalatın ayıplı olduğunun sabit olduğu, ayıp tutarının 10.650,00 TL ilave KDV olarak tespit edildiği, ayıbın sözleşmenin 12. maddesi uyarınca garanti kapsamında olduğu, anılan ayıp oranında davacının bedelde indirim talep etmekte haklı olduğu anlaşıldığından, açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
Bu doğrultuda, araçta yapılan komple motor değişiminden sonra ayıp halinin ortadan kalktığı, aracın kullanım süresi ile km değerinin karşılaştırılmasından, araçtan faydalanamama halinin süreklilik kazandığının söylenemeyeceği, aracın değer kaybının 44.000 TL olduğu belirtilmiştir. davacının dava dilekçesinde aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde araç alım bedelinin iadesini talep etmişse de 22/06/2023 tarihli ıslah dilekçesinde aracı alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim talep ettiği anlaşılmakla davacının davalıya yönelik ayıp oranında bedelde indirim talepli davasının kabulüne, 44.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının maddi tazminat talebi yönünden dava dilekçesinde ileri sürülmeyen davanın sonradan ıslah yoluyla talebi mümkün olmadığından maddi tazminat talepli davası bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
nedeniyle satış bedelinde indirim yapılmasını ve indirim bedeli olarakta şimdilik 25.747,00 TL'nin satış tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, ayrıca aracın kullanılabilmesi kapsamında motor ve mekanik aksamı için yapılan masraflar için şimdilik 7.953,00 TL'nin de 28/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir....