aykırı olduğunu, bedel iadesi şeklinde değil de ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım yönünde karar verilmesinin hakkaniyete uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2....
arz ettiğini, ekran kararma sorununun halen devam ettiğini, davacının araca duyduğu güvenin sarsılması nedeniyle araçtan beklenen faydayı sağlayamadığını, anılan sorunlar için 21 kez aracın servise götürüldüğünü, Mahkemece bedel iadesi talepleri gözetilerek en azından ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....
Eserdeki ayıp, eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki fark demektir. Yüklenicinin ayıba karşı tekeffül borcu ise yüklenicinin eseri teslim borcunun tamamlayıcısı olarak meydana getirdiği eserde ortaya çıkan ayıp ve eksiklikleri üstlenme borcudur. Eserdeki ayıplar uygulamada çeşitli ayrımlara tabi tutulmaktadır. Bunlardan biri de açık ayıp- gizli ayıp ayrımıdır. Açık ayıplar; eserin iş sahibine teslimi halinde kolaylıkla görülecek ayıplardır. Gizli ayıp ise; eserin tesliminden sonra ve genellikle de kullanma sonucu kendini gösteren eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki iş sahibi aleyhine meydana gelmiş farklılıklardır. Bunlar çoğunlukla eserin kullanılmasına mani olan bozukluklardır. Yüklenicinin ayıba karşı tekeffül borcu nedeniyle iş sahibinin kullanabileceği bazı haklar bulunmaktadır....
GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışından kaynaklı misli ile değişim ya da bedel iadesi isteğine ilişkindir. Dosya kapsamına göre davacının 29.04.2016 tarihinde dava konusu aracı 62.716.00 TL bedelle davalı Erel Otomotiv'den satın aldığı, araçtaki şanzıman ve balata arızası nedeniyle "misli ile değişim ya da bedel iadesi isteğiyle" eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu araçta imalattan kaynaklı ayıp olup olmadığının 6502 sayılı Yasa kapsamında açıklığa kavuşturulması gerekir. 6502 sayılı TKHK'nun 8....
Davalı vekili, 6102 sayılı Kanun’un 23. maddesine göre davalıya ayıp nedeniyle yapılmış bir ihbarın bulunmadığı, davacının ücretsiz onarım hakkından yararlandığını ve bedel talep etme hakkının bulunmadığı, ... Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14. maddesi uyarınca tüketicinin bedel talep edebilmesi için gerekli yasal şartların yerine getirilmediği savunmasıyla davanın reddini talep etmiştir....
Davalı, koltuk takımında ayıp bulunmadığını, yakınmanın özensiz ve hor kullanmadan kaynaklandığını, savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayıp iddiasıyla tüketicinin açtığı mal bedelinin iadesi istemine ilişkindir....
Mahkememizce görevlendirilen makine mühendisi bilirkişi ... ile ... ve Nitelikli Hesap Uzmanı ... hazırladığı 20.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu araçta mevcut haliyle gizli veya açık ayıp niteliğinde bir imalat hatasının bulunmadığı, davacının bedel iadesi veya yenisiyle değiştirme koşullarının oluşmadığını, araçtaki eski arıza niteliğindeki motor arızasının garanti kapsamında ücretsiz onarım yoluyla giderildiğini, tamir süresinin de makul olduğunu, bu nedenle davacının bu arıza nedeniyle davalı şirketten zarar başlığı dâhil talep edebileceği bir maddi zararının Olmadığını, araçtaki egzoz sistemi arızalarının kullanıcı kaynaklı olduğunu bu nedenle davacı şirketin bu arızalar için de davalı şirketten talep edebileceğini, zarar başlığı dâhil bir maddi zararının olmadığını, satılanda ilk aşamada ortaya çıkan ayıbın davalı tarafından giderilmiş olduğunu, aynı ayıp nedeniyle davacının başkaca bir ayıba bağlı hak kullanmasının mümkün olmadığını, sonradan ortaya çıkan...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 Sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, tüketici tarafından açılan ayıplı mal nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile manevi tazminat istemine ilişkindir....
Davalı T5 vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacı tarafın bedel iadesi talebinde bulunduğunu, TKHK. md.11 açık hükümlerinden de anlaşılacağı üzere "bedel iadesi" talebinin ancak satıcıya yöneltilebileceğini, 6100 sayılı Kanun ve ilgili Yargıtay kararları gözetilerek müvekkili şirkete bedel iadesi talebi yönünden husumet yöneltilmesinin mümkün olmaması sonucu davanın taraf sıfatı yokluğu nedeni ile reddini talep ettiklerini, davacının iddia ettiği problemlere ilişkin kendi yasal yükümlülüğü olan süresinde ayıp bildiriminde bulunmadığını, araçta üretim kaynaklı hiçbir problem bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için araçta ayıp olduğu kabul edilse dahi, davacı 6098 sayılı ve 6502 sayılı Kanunlar uyarınca, ancak malın ayıplı olduğunu müvekkili şirkete ve bayisine süresinde bildirmesi halinde 6502 sayılı Kanun’da yer alan seçimlik haklarını kullanabileceğini, şikayetine ilişkin davalıya süresinde ayıp bildiriminde...
Keşfen düzenlenen 30.11.2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, araçta tavanda hasar, sol ön ve sağ arka çamurlukta çizik, sağ arka kapıda çizik, ön ve arka tamponlarda çizik şeklinde, daha sonra meydana gelmiş ve kullanımdan kaynaklanan kaporta ve boya hasarlarının tespit edildiği, ayrıca aracın sağ ve sol bagaj oluğundaki punta bölgelerinde boya kalitesinden kaynaklanan imalat hatası niteliğinde hafif paslanmanın tespit edildiği, bu paslanmanın onarılabilecek nitelikte olduğu, oluşacak değer kaybının 1.000TL olduğu bildirilmiştir.Araçta oluşan korozyonun imalat hatasından kaynaklı gizli ayıp olduğu anlaşılmış ise de, araçta tespit olunan bütün ayıplar gözetildiğinde davacı, daha kusurludur.Bu olgular dikkate alındığında, somut olaydaki gizli ayıp nedeniyle sözleşmenin feshi ve bedel iadesine hükmedilmesinin hakkaniyet ilkesine aykırı olacağı muhakkaktır.Öyle olunca mahkemece bilirkişi raporu ile tespit edilen 1.000TL değer kaybı miktarına hükmedilmesi gerekirken yanlış değerlendirme...