Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı seçimlik haklarından araçtaki ayıp oranında bedelden indirim hakkını kullandığı anlaşılmaktadır. Davaya konu araçta yer alan ayıp miktarının davalı ----- ayıplı malın satımından kaynaklanan borcu nedeni ile diğer davalı --- alınan hizmetin ayıplı olması nedeni ile her iki davalının ayıplı maldan birlikte sorumlu oldukları anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Ayıp ihbarının yapılması ise şekle bağlı olmadığından şahit ifadeleriyle de ayıp ihbarının yapıldığı ispatlanabilir. Herne kadar mahkemece ayıp ihbarının yapılmadığı kabul edilmiş ise de dinlenen şahitlerin ifadelerinden süresinde ayıp ihbarının yapıldığı anlaşıldığı gibi sözleşmenin garanti başlığı altında, makinaların imalât hatalarına karşı 1 yıl süreyle garantili olduğu belirtildiğinden ve dava da garanti süresi dolmadan açıldığından olayda ayıp ihbarının yapıldığının kabulü gereklidir. Yani davalının ayıp ihbarının yapılmadığına ilişkin savunmasına itibar olunamaz. Bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek eserin kabul edildiği gözetilip, bedelden indirilmesi gereken miktar ve buna bağlı olarak geç teslim ve sözleşmedeki kapasitenin sağlanamamasından dolayı oluşan zarar ve ziyan BK’nın 360/2.maddesi doğrultusunda değerlendirilip karara bağlanmalıdır....

      Somut olaya gelince; davacı bedelde muvaaza iddiasında bulunarak önalım hakkı nedeniyle payın iptali ve adına tescilini talep etmiştir. Resmi senette hisse devrinin 87.500,00 TL olduğu belirtilmiş ve paranın davalı tarafından ödendiğine ilişkin banka dekontu dosyaya ibraz edilmiştir. Satış bedelinin satış aktinde gösterilen miktardan farklı olduğunu gösteren dosya içerisinde geçerli bir delil yoktur. Bu nedenle önalım bedeli, tapu harç ve masrafları depo edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, farklı gerekçelerle, bedelde muvaaza iddiasının kabulü ile 50.920,00 TL bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

        Müdürü ... tarafından, davalı ... aleyhine 26/11/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın bundan mahsubuna 01/07/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava haksız eylem nedenine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir....

          Bu nedenle eksik incelemeye dayalı hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıdaki açıklanan nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalı ...'dan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahallesi, 580 Ada, 301 Parsel sayılı taşınmazın satış bedeli olan 320.000,00 TL'den ayıp oranında 22.154,80 TL indirim yapılmasına, satış bedeli ödenmiş olduğundan yapılan indirimin davacıya iadesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK.’nın “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1. maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır. Davacı, dava dilekçesi ile ayıp nedeniyle satış bedelinden indirim yapılmasını talep etmiştir. 19/06/2015 havale tarihli dava dilekçesinde söz konusu ayıpların neler olduğunu açık açık belirtilmiş olup bunlar; çatı izolasyonunun yapılmadığı, binanın önünde bulunan telefon ve elektik direğinin kaldırılmadığı, yan bina ile arada boşluk olduğu ve ısı yalıtımının yapılmadığı, bahçe duvarının yapılmadığı, mutfak için walsvagen kapı yapılmadığı, zemin kata bahçe kapısı yapılmadığıdır....

              Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır." denmektedir. 6098 Sayılı TBK.227 maddesinde ise de, ayıp halinde alıcının seçimlik haklarını "satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme, alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. " şeklinde tanımlamıştır....

              Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır." denmektedir. 6098 Sayılı TBK.227 maddesinde ise de, ayıp halinde alıcının seçimlik haklarını "satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme, alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. " şeklinde tanımlamıştır....

                Davalı vekili, müvekkilinin ayıp iddiasını kabul etmediğini, işi eksiksiz tamamladığını, müvekkiline yasal sürede bir ayıp ihbarı da yapılmadığını, davacı tarafça gönderilen ihtarnamenin de ayıp ihbarı niteliğinde olmadığını, ayıp ihbarına ilişkin herhangi bir e-postanın da gönderilmediğini, ayrıca müvekkilince fatura düzenlenmemiş olmasının sözleşmenin geçerliliğine bir etkisinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini ve %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir....

                  Dava, ticari satımda ayıptan kaynaklı bedelde indirim hakkına dayalı alacak davasıdır. Taraflar arasında dava konusu ikinci el aracın noterde yapılan 27/05/2014 tarihli araç satış sözleşmesiyle 100.000,00-TL bedelle davalı tarafça davacıya satıldığı, aracın satış öncesi hasar kaydının mevcut olduğu noktalarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davacının ayıbı bilip bilmediği, bilmesinin gerekip gerekmediği, ihbar ve muayene külfetine uyup uymadığı noktasında toplanmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu