Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yerel mahkeme ile Yüksek Özel Daire arasında, gerek maddi olgunun gerçekleşme biçimi ve gerekse davanın ayıplı çıkan araç nedeni ile satım sözleşmesinin feshi olduğu, aracın davalı/satıcıya iadesi (tescil ve fiili teslimle) ve satım bedelinin ise, davacı/alıcıya aynı anda verilmesi, yani karşılıklı edimlerin aynı anda ifası gerektiği konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu'nun önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda mahkeme kararında esas alınan (23.02.2007) temerrüt tarihinin ve bu tarihten itibaren temerrüt faizi hesaplanmasının yerinde olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır. Öncelikle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği, temerrüt olgusu ve faiz kavramları ile bunların birbirleriyle olan ilişkilerinin açıklanmasında yarar vardır. Satım sözleşmesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (B.K.) 182 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....

    K A R A R Davacı, davalıdan satın aldığı aracın pert olduğunun anlaşıldığını ileri sürerek, ödediği bedel olan 23.500 TL ile noter ve sigorta masrafı olan 405 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının, davalıdan satın aldığı aracın pert olduğu anlaşılmış olup, davacı ödediği bedel ile yaptığı masrafların tahsili talepli bu davayı açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup; sözleşmenin feshi ile davacıda bulunan aracın iadesi konusunda karar verilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

      , makinenin tamiri ve ayıpları ile eksikliklerin giderilmesi için bir çok sefer makinenin bakımına gelinmiş ise de giderilemediği ve verimli olarak çalıştırılmasının sağlanamadığını, bu sebeple dava konusu makinenin davacıda kalması halinde ayıp oranında indirim yapılmasının bir yararı olmayacağını, makinenin verimli çalışması nedeniyle davacının makineden menfaat ve faydalanma olmayacağından bir indirim hesabı yapılmadığını, dava konusu makinenin onarımı ve çalışır hale getirilmesi ile tam kapasiteli çalışmasının makinenin yeniden dizayn edilmesi ve parçaların değiştirilmesi ile mümkün olacağını, ancak bu halde tam kapasiteli çalışıp çalışmayacağının tespitinin mümkün olmayacağını, çıkan arızaların garanti kapsamında giderilmesinin mümkün olmasının ayıp hükümlerine müracaat etmeye engel olmayacağını, garanti süresi içerisinde davalı şirket tarafından arızaların ve eksikliklerin giderilmeye çalışıldığı ancak giderilmediği ve makinenin çalıştırılmadığını, bu sebeple ayıbın tespitive yükleniciye...

        , makinenin tamiri ve ayıpları ile eksikliklerin giderilmesi için bir çok sefer makinenin bakımına gelinmiş ise de giderilemediği ve verimli olarak çalıştırılmasının sağlanamadığını, bu sebeple dava konusu makinenin davacıda kalması halinde ayıp oranında indirim yapılmasının bir yararı olmayacağını, makinenin verimli çalışması nedeniyle davacının makineden menfaat ve faydalanma olmayacağından bir indirim hesabı yapılmadığını, dava konusu makinenin onarımı ve çalışır hale getirilmesi ile tam kapasiteli çalışmasının makinenin yeniden dizayn edilmesi ve parçaların değiştirilmesi ile mümkün olacağını, ancak bu halde tam kapasiteli çalışıp çalışmayacağının tespitinin mümkün olmayacağını, çıkan arızaların garanti kapsamında giderilmesinin mümkün olmasının ayıp hükümlerine müracaat etmeye engel olmayacağını, garanti süresi içerisinde davalı şirket tarafından arızaların ve eksikliklerin giderilmeye çalışıldığı ancak giderilmediği ve makinenin çalıştırılmadığını, bu sebeple ayıbın tespitive yükleniciye...

          DELİLLER: Tanık anlatımları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İş bu dava, 11.08.2017 tarihli eser sözleşmesi mahiyetindeki adi yazılı sözleşmenin feshi ile, sözleşme kapsamında verilen bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti, ödenen bedellerin iadesi ve sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir. Somut olayda davacı (iş sahibi) ... ile davalı (yüklenici) ... arasında bir kısım inşaat işlerinin yapımı konusunda eser sözleşmesi mahiyetinde olan 11.08.2017 tarihli adi yazılı sözleşmenin akdedildiği, sözleşmede yapılacak işlerin tek tek belirlendiği, işin bitim süresinin 30.09.2017 tarihi olarak kararlaştırıldığı ve sözleşme bedelinin götürü olarak toplam 325.000 TL + KDV olarak karalaştırıldığı anlaşılmıştır....

            Davalı, yüzüğün sertifikalı olduğunu, yüzükte ayıp bulunmadığını ve davacının ihbar sürelerine uymadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile taraflar arasındaki 19/02/2013 tarihli sözleşmenin feshine, 1.500 Euronun dava tarihindeki kur üzerinden yasal faiziyle birlikte hesaplanarak davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki dava ile davalıdan 5.500 Euro bedel ile satın aldığı yüzüğün gerçek fiyatının tespiti bakımından ülkesinde yaptırdığı inceleme neticesinde taşların düşük kalitede ve yüzüğün en fazla 2.840 Euro değerinde olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle sözleşmenin iptalini ve ödediği 1.500 Euronun tahsilini istemiştir. Davalı, yüzükte ayıp bulunmadığını savunmuş, mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir....

              Taraflar arasında düzenlenen sözleşme, düzenlendiği ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Uyuşmazlığın, eser sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirilip çözülmesi gerekli ve zorunludur. Davacı iş sahibi davalı yüklenici tarafından yapılan imalâtın ayıplı olduğundan bahisle ödediği bedel olan 20.000,00 TL'nin iadesi ile hatalı imalâtın kaldırılması bedeli olarak 100,00 TL ve bu işin yapılmamasından kaynaklanan zarar bedeli olarak 100,00 TL talepte bulunmuştur. Bu hali ile davacı tarafın davada üç ayrı talebi bulunmaktadır. Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır....

                Her ne kadar davacı tarafından davalı aleyhine Manevi Tazminat davası açılmış ise de davacının kişilik haklarının saldırıya uğramaması nedeni ile iş bu davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde belirtilen gerekçeler ile Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Manevi Tazminat davasının davacının kişilik haklarının saldırıya uğramaması nedeni ile Reddine, Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Sözleşmeden Dönerek Bedel İadesi Talepli Davanın Reddi ile çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince davacının Bedel İndirim talebinin Kabulüne, 29.482,76- TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından davalı aleyhine açılan tespit masrafları talepli davanın Kabulüne, 1.062,00- TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiştir....

                Tüketici ile Yalova 4. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Dava, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi istemine ilişkindir. İstanbul 5....

                  Mahallesi tapunun ada no 4032 parsel no 17’de kayıtlı taşınmazın kooperatife devredilen 54/1440 hissesinin vefa hakkı gereğince bedeli mahkeme veznesine bloke edilerek tapusunun iptâli ile eski hissedarları adına ve hisseleri oranında tapularının iptâli ile tescili, vefa hakkının kabul edilmemesi halinde 26.06.1998 tarihli sözleşmenin 3. maddesi uyarınca sözleşmenin feshi nedeniyle devrin hukuki dayanağı ortadan kalktığından tapuların iptâli ile hissedarlar adına hisseleri oranında tesciline, birleşen dava, yapılan imâlat bedeli ile ilgili alacak istemine ilişkindir. Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda, 2009/79 Esas sayılı asıl davada davanın kısmen kabulü ile taraflar arasında görülen 26.06.1998 tarihli sözleşmenin feshine, ancak dava konusu taşınmaz olan ... İlçesi ......

                    UYAP Entegrasyonu