Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bunun dışında sıra cetvelinde imtiyazlı alacakları düzenleyen İİK.nun 206.maddesinde de nafaka alacaklarının imtiyaz tanınan alacaklardan olduğu yasada açıkça yer almış, aynı yasanın 344.maddesinde cari nafaka alacağının ödenmemesi tazyik hapsi ile yaptırıma bağlanmıştır. Yasa koyucunun gerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu gerekse İcra İflas Yasasında yer verdiği bu düzenlemeler ile diğer aile hukukuna ilişkin ilamlardan farklı olarak nafaka alacağının takibe konabilmesi için kararın kesinleşmesi şartını aramadığı, aksine nafaka kaynaklı ilamlara karşı icranın geri bırakılması usulünün de uygulanamayacağını açıkça hükme bağlamak ve nafaka alacağının tahsilini pek çok uygulamadan istisna tutmak suretiyle ayrıcalık tanıdığı, buna göre kanun koyucunun amacının nafaka alacağının niteliği itibariyle nafaka alacaklısı yönünden zaman açısından mağduriyet yaratmamaya yönelik olduğu anlaşılmaktadır....

yapılan takip sonrasında müvekkilinin icra dosyasına 6.360,00 TL ödeme yaptığını, bu ödeme sonrasında aylık nafaka miktarının davalı tarafından şahsi hesabına aktarıldığını, davalı vekili tarafından 08/09/2018 tarihinde icra dosyasında "mahkeme ilamı gereği nafaka bedeli 2018 yılı nafaka döneminin ÜFE oranında arttırılması" talebinde bulunduğu, Fatsa İcra Müdürlüğünün 14/09/2018 tarihli kararıyla "alacaklı vekilinin talebi ve ilam gereğince karar tarihi Ağustos ayı olması sebebi ile TÜİK 2018 Ağustos ayı yıllık ÜFE oranının 32,13 olduğu anlaşılmakla ayrı ayrı nafaka 350,00 TL' sı olup 112,45 TL artışla 462,34 XX 599/08/2018 tarihi itibari ile arttırılmasına" şeklinde karar verildiği, müvekkili tarafından yapılan bu işleme karşı Fatsa 2....

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/481 Esas 2018/333 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, anlaşma protokolüne göre, müvekkilinin davalı için aylık 1.125,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk için aylık 375,00 TL iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiğini, boşanma kararının 12/06/2018 tarihinde kesinleştiğini, davalı tarafça Ödemiş İcra Müdürlüğünün 2020/4271 Esas sayılı dosyası ile birikmiş nafaka alacağının tahsili için takip başlatıldığını, davalının boşanma kesinleştikten sonra bankada kendi adına hesap açtığını, müvekkilinin nafaka bedellerini bu hesaba yatırmasını istediğini, müvekkilinin ilk nafaka ödemesini 06/07/2018 tarihinde yaptığını, müvekkilinin her ay düzenli olarak nafaka borcunu ödediğini, 27/09/2019 tarihinde taraflar arasında bir anlaşma protokolü imzalandığını ve davalının kendisine ödenen aylık nafaka miktarından vazgeçtiğini kabul ettiğini, müvekkilinin bundan sonra müşterek çocuk için 2019 yılı Ekim ayından itibaren nafaka yatırdığını, ödenmemiş nafaka...

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, birleşen TMK 197. maddesine dayalı nafaka davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkeğin tedbir nafaka davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 Esas - 2005/235 Karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....

    Mahkemece, nafaka artırım dosyasının 28.09.2011 tarihi itibari ile kesinleştiği, geçen zaman içerisinde davalının ve davacının sosyal ekonomik durumunda bir değişiklik olduğunun ispat edilemediği, nafaka artırım talebinin kesinleşmiş mahkeme ilamından bir yıl sonra öne sürülmesinin haklı ve geçerli bir nedeninin bulunmadığı gerekçesi ile reddedilmiş. hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğinden; taraflar arasında görülen nafaka artırım davasının 02.03.2011 tarihinde açıldığı, iş bu davanın ise 25.09.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Artırılması istenen nafaka 02.03.2011 tarihindeki koşullara göre verilmiş olup, işbu davanın açıldığı 25.09.2012 tarihine kadar geçen süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik koşullarında değişme ve gelişme olduğu açıktır....

      İcra Müdürlüğü'nün 2012/2126 sayılı dosyasında başlattıkları takip neticesinde icra müdürlüğü tarafından kesinleşen alacak nedeniyle 29/01/2014 tarihinde bir sıra cetveli düzenlendiğini, sıra cetvelinin birinci sırasında yer almaları gerekirken, nafaka alacağının öncelikli olduğundan bahisle davalının nafaka alacağının birinci sıraya yerleştirildiğini, oysa söz konusu nafaka alacağının birikmiş nafaka alacağı olduğunu, bu nedenle İİK.'nun 206. madde anlamında önceliğinin olmadığını ileri sürerek icra müdürlüğü işleminin iptali ile yeniden sıra cetveli düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan, nafaka alacağından dolayı alacaklarının 1. sıraya konularak düzenlenen sıra cetvelinin usule uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

        Yargılama aşamasında, mahkemece, Dairemizin önceki içtihatları doğrultusunda inceleme yapılarak, ödeme belgelerinde "nafakaya ilişkindir" kaydı bulunmadığından bu ödemelerin nafaka borcuna ait olmadığı sonucunu doğuracak şekilde değerlendirme yapıldığı görülmektedir. Ancak Dairemizce, borçlunun birbirini takip eden tarihlerde, tüm nafaka borcunu kapsamasa dahi bir takım ödemeler yapması ve yapılan bu ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklamanın bulunmaması halinde dahi ödenen miktar nispetinde borçlunun nafaka borcundan kurtulacağı kabul edilerek, bu yönde içtihad değişikliğine gidilmiştir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun, yaptığı ödemelerin, bu borç dışında, ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olmaktadır. Kaldı ki, zorunlu da olsa, nafaka borcu da nitelik itibariyle temelde ahlaki bir görevin yerine getirilmesi amacına yönelik ödemedir....

          İcra Müdürlüğünün 2016/1151 sayılı takip dosyası ile toplu yoksulluk nafakası ve 07/10/2015-07/05/2016 tarihleri arasında birikmiş yoksulluk nafakası borcunu ödenmediğinden dolayı şikayette bulunulduğu, takip talebinde cari nafaka alacağı talep edilmeyip adi alacak niteliğindeki geçmiş dönem nafaka borçlarının tahsilinin talep edildiği, işleyecek aylık nafaka talebinin bulunmadığı, müştekinin 2018 yılı Haziran, Temmuz ve ağustos aylarına ilişkin nafaka bedellerinin ödenmediği gerekçesiyle şikâyette bulunması neticesinde anılan Mahkemesince sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği...

            - K A R A R - Şikayetçi vekili, şikayet konusu sıra cetvelinde sadece işlemiş 1 aylık nafaka ile tahsil harcının öncelikli olarak ihale bedelinden tahsiline karar verildiğini, geri kalan miktarın şikayet olunan kurum alacağı ile kendi alacakları arasında garameten paylaştırılması yönünde karar verildiğini, fakat alacaklarının nafaka alacağı olması ve bu alacakların rüçhanlı alacaklardan bulunması nedeniyle birikmiş tüm nafaka alacakları bakımından öncelikli olarak kendilerine ödeme yapılması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline, yeniden sıra cetveli düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, yazılı cevap dilekçesi sunmamış ancak aşamalarda şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

              Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; şikayetçinin alacağı ilama dayalı nafaka alacağı olup takibi ..... esas sayılı dosyasında 23.01.2013 tarihinde başlatmıştır. Şikayete konu sıra cetvelinde davacının takip dosyasına 9. sırada yer verilmiş ve kendisine pay ayrılmamıştır. Nafaka alacağı İcra ve İflas Kanunu’nun 101. maddesi uyarınca her zaman ilk hacze iştirak şartlarını haizdir. Bu nedenle şikayetin kabulü ile yasaya aykırı düzenlenen sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan ... vekili temyiz etmiştir. Uyuşmazlık sıra cetveline yönelik şikayete ilişkindir. Şikayetçi nafaka alacağının rüçhanlı olduğundan bahisle sıra cetveline ilişkin şikayette bulunmuştur. Mahkemece bu talep İİK'nın 140/2 maddesi uyarınca hacizde rüçhanı düzenleyen İİK'nın 206. maddesinde belirtildiği şekilde değerlendirilmelidir....

                UYAP Entegrasyonu