Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ve aylık nafaka miktarının alacaklı vekilinin talebi ve icra müdürünün eksik inceleme ve araştırma sonucu vermiş olduğu hukuka aykırı karar ile müvekkili aleyhine hükmedilen aylık nafaka miktarı 2.152,98 TL olarak belirlendiğini, nafaka miktarının artırılması konusunda TÜİK’in yayınladığı yıllık ÜFE oranında, gerekçeli kararın kesinleştiği tarih esas alınarak artırılmasının esas olduğunu, şikayet olunan tarafça ÜFE artış oranının yanlış hesaplandığını, icra müdürlüğü tarafınca da eksik inceleme ile karar verilmesi suretiyle müvekkilinden fazladan para tahsil edilmesine sebebiyet verildiğini, icra müdürlüğü tarafınca düzenlenen nafaka hesap raporları incelendiğinde müvekkilinin ödemesi gereken aylık nafaka miktarının haksız ve hukuka açıkça aykırı bir şekilde her ay 2.258,23 TL olarak belirlendiğini, Bu nedenlerle alacaklı vekilinin 03/02/2021 tarihli talebine istinaden icra müdürlüğü tarafınca 09/02/2021 tarihli tensip tutanağının ve düzenlenen haksız nafaka hesap raporlarının iptaline...

Davacı tarafından yapılan 04/02/2021 tarihli 1.000,00TL'lik ödemenin borçlunun yeğeni tarafından yapıldığı, üzerine nafaka açıklamasının yer almadığı, yine 04/02/2021 tarihli 1.500,00 TL'lik ödemenin Orçun Ünver tarafından yapıldığı, herhangi bir nafaka ödemesi olduğu belirtilmediği, bir kısım ödemelerde Çagil Eylül ayı, Çagil Kasım ayı, Çagil Ekim ayı, Çagil, Şubat ayı, Çagil Aralık ayı şerhi ile yapılan ödemelerin açıklamalarında nafaka ödemesi yazmadığı gözetildiğinde ameliyat parası için yapılan ödemenin nafaka ödemesinden düşülemeyeceğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesi hukuken yerindedir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca Esastan Reddine dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

yasal sürede olduğu gözetilmeksizin şikayet konusu Ekim ayı nafaka alacağına ilişkin mahkemece değerlendirme yapılmamış olması, c.... 6....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, bilirkişi raporunda bakiye borç muhtarısında birikmiş nafaka alacağının “ 11.253,80- TL”, her ay işler nafaka alacağının “ 988,87- TL” (tahsil harcı hariç) olarak talep edilebileceğinin bildirildiği, Osmaniye 2.İcra Müdürlüğünün 26.09.2019 tarihli bakiye borç muhtırasında birikmiş nafaka alacak tutarının 50.231,46 TL, her ay işler nafaka alacak tutarının 53,13 TL fazla talep edildiği belirtilerek, şikayetin kabulü ile Osmaniye 2. İcra Müdürlüğünün 2009/1856 esas sayılı dosyasından düzenlenen 26/09/2019 tarihli bakiye borç muhtırasında belirtilen "61.485,26 TL" birikmiş nafaka alacak tutarının "11.253,80- TL", " 1.042,00 TL" aylık işler nafaka alacak tutarının" "988,87 TL" olarak (tahsil harçları hariç) düzeltilmesine ve 28/11/2019 tarihli müdürlük kararının iptaline karar verilmiştir....

    geçmiş dönem nafaka alacaklarına ve işlemiş faizlerine mahsup ettiğini, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararının hukuka aykırı olduğunu, icra takibine konu borcun 2010 yılı ve sonrası doğan nafaka ve faizlerine ilişkin olduğunu, davacının Aralık 2010 tarihi sonrası işlemiş nafaka ve faizlerinden kaynaklı toplam borcunun 66.554,51 TL olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve takibin devamına karar verilmesini istemiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka #Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairenin * 2.11.2007 gün ve 11459-14813 sayılı ilamiyle * onanmasına karar verilmişti. Sözü geçen Dairemiz kararının birleşen nafaka davası yönünden düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 5219 ve 5236 sayılı Kanun ile değişik 440/III-1.maddesi ile taşınır mal ve alacak davalarında karar düzeltme sınırı 1.1.2006 tarihinden itibaren 6.580 YTL.’ye çıkarılmıştır. Hukuk Genel Kurulunun 30.3.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında açıklanan gerekçelerle karar düzeltmede bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceği açıklanmıştır. Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda karar düzeltmede üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir. Karar tarihi itibariyle belirlenen yıllık nafaka miktarına göre karar düzeltmesinin istenemeyeceği anlaşılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm nafaka tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren 1.820 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 E-235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu uyarınca Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir....

        , ancak müvekkilemin alacağı nafaka alacağı olduğunu, alacakların nitelikleri aynı olmayıp, nafaka alacağı adi alacaktan mahsup edilemeyeceğini, bu sebeple davacı yanın mahsup talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbiren Velayet Düzenlemesi-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, reddedilen nafaka isteği ve çocuk için verilen nafaka miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, müşterek çocuk için takdir edilen nafaka miktarına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı erkek tarafından açılan ve reddedilen ... 1. Aile Mahkemesinin 2011/704 esas 2012/1500 karar sayılı boşanma davasında, davacı kadının kusuru olmadığı gibi fiili ayrılık süresince de kadına isnad edilen bir kusurun varlığının ispatlanamadığı, davalı erkeğin kadın ile birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşılmaktadır....

          Nafaka yükümlülüğüne ilişkin yabancı mahkeme kararının Türkiye’de icra olunabilmesi, Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. (5718s. MÖHUK md.50/1) Tenfiz kararı ise, şartlarının varlığı halinde verilebilir. (5718 s. MÖHUK. md.54) Nafaka yükümlüsünün yurtdışında olması halinde, nafakanın tahsili için tenfiz kararı almış olmak da yetmez, tenfiz kararının yanında buna mahsus tahsil prosedürünün (Nafaka Alacaklarının Yabancı Memleketlerde Tahsiline İlişkin Sözleşme) işletilmesi de gerekir. Dolayısıyla, davacının, “tenfiz davası açma” olanağına sahip olması, burada açılacak nafaka davasının sağlayacağı yararı, aynı güvenle ve daha basit bir yolla sağlamaya elverişli değildir. O halde, davacının tenfiz yolunu kullanmayıp ayrı nafaka davası açmasında dürüstlük kuralına aykırı davrandığından söz edilemez. Çocukların fiilen davacının yanında oldukları ve onun tarafından bakıldıkları gerçekleşmiştir....

            UYAP Entegrasyonu