AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/586 ESAS DAVA KONUSU : Ayrılık KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/586 ESAS DAVA KONUSU : Ayrılık KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Davalı vekili, ayrılık sözleşmesinin 8. maddesinde ayrılık sözleşmesinden doğan anlaşmazlıkların tahkim yoluyla çözüleceğininin hüküm altına alındığını belirterek tahkim ilk itirazında bulunmuş, esas yönünden de davanın reddini ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince, davalı tarafından süresi içerisinde uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği yönünde itirazda bulunulduğu, taraflar arasında düzenlenen ve tahkim konusu alacağı da içerisine alan 23.02.2016 tarihli sözleşmenin 4. maddesinde taraflar arasında imzalanan ayrılma sözleşmesinden veya ona bağlı olarak doğacak anlaşmazlıklar hakkında Alman Hakem Kurulu tarafından e.V (DIS) sayılı tahkim yönetmeliğine göre kesin karar vereceğinin düzenlendiği, bu nedenle davalının tahkim itirazının yerinde görüldüğü gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan ...’e ait 2004 yılında çıkarmış olduğu “Ses ve Ayrılık” isimli albüme ait kaset ve CD’lerin dağıtımını üstlendiğini, stoklarda kalan kaset ve CD’lerin ...’in yeni çıkaracağı albüme ait kaset ve CD’ler ile bilabedel değiştirileceğinin taraflar arasında yapılan 25.05.2005 tarihli sözleşme ile kararlaştırıldığını, davalı ...’in 2007 yılı Mayıs ayında “HEDİYE” isimli albüm çıkardığını, ancak davalıların taraflar arasında yapılan sözleşmeye aykırı olarak anılan albüme ait kaset ve CD’lerin ellerinde kalan “Ses ve Ayrılık” isimli albüme ait kaset ve CD’ler ile değiştirilmesine yanaşmadıklarını, Ses ve Ayrılık isimli albümün artık satılmasının mümkün bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin stoklardaki kaset ve CD’lerin bedeli olan 133.133,80 TL zarar ettiğini...
"Türk Medeni Kanununun 168. maddesinde "boşanma ve ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesi" olduğu açıklanmıştır. Kanunun açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere boşanma ve ayrılık davalarının kadının yerleşim yeri mahkemesinde de açılması olanaklıdır. 6100 sayılı Yasa'nın 6/2. maddesindeki yerleşim yerinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanun Hükümlerine göre belirleneceği düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu uyarınca kişinin sürekli yerleşmek niyetiyle oturduğu yer onun yerleşim yerine karinedir. 29/04/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 7/g maddesine göre kişilerin yerleşim yeri adreslerinin nüfus aile kütüklerinde bulunması zorunludur. Bu kanununa dayanılarak çıkarılan ve 15/08/2007 tarihinde yürürlüğe giren Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliğine göre, yerleşim yeri adreslerinin tutulmasında kişilerin yazılı beyanı esas alınır....
Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır” şeklindedir. Bu düzenleme karşısında boşanma veya ayrılık davası açılmakla, eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar ve istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden ( re’sen) alınması gereklidir. Mahkemece bu kapsamda 19.03.2009 tarihli ara karar ile kadın ve ortak çocuklar için tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Geçici tedbir nafakası kural olarak boşanma ve ayrılık davasının açıldığı tarihten itibaren hükmedilir ve boşanma ya da ret hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devam eder....
b-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı-davalı kadın ve müşterek çocuk Nazlı yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). Yine boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK. M. 182). Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir. Dosya kapsamından davalı erkeğin cezaevinde hükümlü olduğu anlaşılmaktadır. Davalının cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması, tedbir ve iştirak nafakası ile sorumlu tutulmamasını gerektirmez....
nin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, B- Mala zarar verme, konut dokunulmazlığını ihlal ve 4320 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince; 1- Mala zarar verme suçu bakımından, TCK'nın 167/1-a maddesine göre, "haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin zararına suçun işlenmesi halinde ilgili akraba hakkında ceza verilmeyeceği" hükmü ile aynı Kanun maddesinin 2. fıkrasındaki; haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin zararına olarak bu suçun işlenmesi halinde ilgili akraba hakkında verilecek ceza yarısı oranında indirilir "hükmü de gözetilerek, sanık ve katılan hakkında ayrılık kararı verilip verilmediği araştırılıp, şahsi cezasızlık ve cezada indirim düzenleyen TCK'nın 167. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle hüküm...
Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar"....