Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar davacı tarafça tanıklarının dinlenmediği ve davalının sözleşme tarihi itibariyle ayrılık kararı verildiği ya da ayrı yaşayıp yaşamadığı konusunda bir araştırma yapılmadığını ileri sürse de, alacağın miktarı itibariyle tanık dinlenmesinin mümkün olmadığı gibi davalının evli olup olmadığının veya davalı hakkında ayrılık kararı verilip verilmediğinin tanıkla ispat edilebilecek bir hususlar olmadığı, esasen davacı tarafından da sözleşme tarihi itibariyle davalı hakkında verilmiş bir ayrılık kararı olduğunu veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı bulunduğunun da iddia edilmediği, yalnızca bu hususta inceleme yapılmadığının belirtildiği, davalıya ait nüfus kaydında, davalı hakkında verilmiş bir ayrılık kararının da bulunmadığı, aksinin de davacı tarafından iddia ve ispat edilmediğinden davacı tarafın istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....

Hukuk Dairesinin 09/11/2022 tarih, 2022/6216 E., 2022/9000 K.sayılı ilamı ile 1. bentte; davalının sair temyiz taleplerinin reddine karar verildikten sonra ; 2. bentte "...Dosyanın tetkikinden, tarafların bölge adliye mahkemesi tarafından kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında; kadının fiili ayrılık döneminde hastanede yatan eşinin tedavisi ile ilgilenmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, ortak çocuğa şiddet uygulayarak evi terk eden ve fiili ayrılık döneminde birlik görevlerini yerine getirmeyen erkek eş ile eve dönen eşine hakaret ederek onu istemediğini söyleyen ve fiili ayrılık döneminde hastanede yatan eşinin tedavisi ile ilgilenmeyen kadın eş eşit kusurludur....

Boşanma sebebi gerçekleşmemiş ise, ayrılık talebinin de reddine karar verilmelidir. Toplanan delillerden; davacının kusurlu davranışların dolayı davalı kadının evi terk ettiği, kadının evi terk etmekte haklı olduğu, ayrıca kadının ispatlanmış herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulü ile ayrılık kararı verilmesi doğru görülmemiş, mahkememizce davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

(Muhalif) (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Mahkemece, kocanın Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesindeki fiili ayrılık sebebine dayanan boşanma davasının kabulüne, davalı tarafından açılan karşı boşanma davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı (kadın) tarafından temyiz edilmiştir. Sayın çoğunluk, davalı tarafından açılan karşı boşanma davasının, hem Türk Medeni Kanununun 166'ncı maddesinin (1.) fıkrasında yer alan sebebe, hem de aynı maddenin (4.) fıkrasındaki fiili ayrılık sebebine dayandığını kabul ederek, bu ikinci sebebe dayanan boşanma talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmü bozmuş, bozma sebebine göre diğer yönleri incelememiştir. Karşı boşanma davasındaki boşanma talebi “evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması” sebebine dayanmaktadır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ayrılık - Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. İncelenmesine gerek görülen tarafların delil listesinde göstermiş oldukları; ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/619 esas sayılı dava dosyası veya onanmış bir örneğinin eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 12.05.2008...

      SONUÇ:İade kararında açıklandığı üzere davacının dava dilekçesindeki açıklamasına göre; ayrılık kararı hakkındaki mahkeme dosyası belirlenip gönderilmesi için dosyanın GERİÇEVRİLMESİNE karar verildi. 08.11.2006...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın 03.11.2017 tarihli dilekçesi ile temyiz isteğinden feragat ettiğini bildirdiğinden temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz dilekçesinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 16.11.2017...

          "İçtihat Metni"Mahkeme : GÜLŞEHİR Asliye Ceza Mahkemesi Suçlar : 1- Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma 2- 6136 sayılı Yasaya ayrılık Hükümler : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 6136 sayılı Yasaya ayrılık suçu yönünden mahkûmiyet Dosya incelendi....

            Mahkemece ayrılık davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmiştir. Davacı-karşı davalı kadın dava açılmasına sebep olduğuna göre davalı-karşı davacı erkek yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücreti takdiri gerekirken bu yön gözetilmeden davalı-karşı davacı erkek lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.09.2018 (Çrş.)...

              Ayrılık ilkesi gereğince TÜZEL KİŞİLİK kendisini meydana getiren kişilerle tüzel kişilik ile hukuki ilişki kuran üçüncü kişiler arasında bir nevi PERDE oluşturmaktadır. Kişiler hukukundaki ayrılık prensibi, ekonomik varlıklarının tamamını riske atmak istemeyen kişilerin mali kaynaklarının bir kısmıyla iktisadi faaliyette bulunmalarına imkan vermesi bakımından zaman içerisinde geliştirilmiş ve vazgeçilmesi çok zor bir prensiptir. Ancak tüzel kişilik perdesinin tüzel kişiyi oluşturan kişiler tarafından kötüye kullanıldığı takdirde ne olacaktır? Esas itibariyle ayrılık ilkesi genel kural olup, bundan basit ve kolay bir şekilde uzaklaşılması mümkün değildir. Fakat ayrılık ilkesinin uygulanması adalet ve hakkaniyet duygularını zedeleyecek sonuçlar doğuruyorsa, tüzel kişi ile onu oluşturan kişiler arasındaki ayrılık ilkesi hakkın kötüye kullanımı niteliğinde ise bu durumda artık ayrılık ilkesinde ısrar edilmemeli ve tüzel kişilik perdesi kaldırılmalıdır....

                UYAP Entegrasyonu