Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut uyuşmazlıkta davacı şirket,şirket ortağına ait taşınmazın şirkete ayni sermaye olarak konulacağından bahisle huzurdaki davayı açmış ise de,şirkete ayni sermaye olarak konulması için değer tespiti istenilen taşınmazın şirket adına kayıtlı olmadığı,bu nedenle davacının aktif husumetinin bulunmadığı anlaşıldığından davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur....

    Doğru sonuca varılabilmesi için davacı ... ile davalı Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi köy muhtarının aynı kişi olup olmadığı belirlenmeli, aynı kişi olduğunun saptanması halinde taraflar arasında menfaat çatışması bulunduğu dikkate alınarak 442 sayılı Köy Kanunu'nun 33/b maddesi gereğince "köy derneğince bir temsilci seçilerek" davada Köy Tüzel Kişiliğinin temsil edilmesi sağlanmalıdır. Tespit maliki ... Köyünün yasal Temsilcisinin davaya katılımı sağlanmadan savunma hakkı kısıtlanarak yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 07.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Parsel numarasında kayıtlı işyeri nitelikli .... numaralı bağımsız bölümlerde kayıtlı taşınmazların TTK m. 343 gereğince şirket bünyesine ayni sermaye olarak konulacak olan işbu taşınmazların değer tespiti talebinde bulundukları anlaşılmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayni sermaye tespiti isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK 127 maddesinde ticari şirketlere sermaye olarak konabilecek malvarlğı unsurların neler olduğunu düzenlemiştir. Buna göre kanunda aksine hüküm bulunmadıkça maddede sayılan unsurlar dışında başkaca bir unsurun sermaye olarak kabulü mümkün değildir....

        DAVA : Ayni Sermaye Değeri Tespiti İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 09/04/2021 YAZIM TARİHİ :12/04/02021 Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye .... Ticaret Mahkemesi'nin ..../.... Esas sayılı dosyası ile açılan ayni sermaye değeri tespiti davasında 11/01/2021 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ileride Konya ilinde kurulacak bir şirkete ortak sıfatıyla hamili olduğu ve .... miktarında para ödeyerek davalıdan edindiği davalı şirkete ait 92 adet hisse senedini ayni sermaye olarak koyacağından bahisle müvekkilinin davalı şirket uhdesindeki hisselerin ayni sermaye değerlerinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

          Oysa, Türk Medeni Kanunu, iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı yolsuz tescilin düzetilmesini isteme hakkını, taşınmaz üzerinde ayni hakkı zedelenen kişiye tanımıştır (TMK. m. 1024/3) Şu halde taşınmaz üzerinde ayni veya sınırlı ayni hak sahibi bulunmayan şahsi hak sahiplerinin tescilin yolsuzluğunu ileri sürerek düzeltme davası açma hakları yoktur. Davacının taşınmaz üzerinde ayni bir hakkı bulunmamaktadır. O sadece, ilk devir işlemine rızası gereken eş olup, rızanın yokluğu, bu devir işlemini geçersiz kılar ise de, sonraki devirler üzerinde etkili değildir. İlk devir için aranan “açık rıza” “eş tasarrufu” niteliğinde olmayan sonraki devirler için aranmaz. Olayda, davacının eşi davalı ..., “aile konutunu” davacının açık rızası olmadan 9.11.2011 tarihinde kızkardeşi davalı ...'e devretmiş, Deniz de taşınmazı 5.3.2012 tarihinde üçüncü kişi (davalı) ...'e satmıştır. Dava ise, 15.3.2012 tarihinde açılmıştır....

            Bu raporda; Bedelli intifaya satış, bedelsiz intifaya bağış hükümlerinin uygulandığı, intifa hakkı tesisinde; ilgili belediyece bildirilen emlak beyan değerinden az olmamak üzere bildirilen bedel üzerinden binde 20 oranında harç tahsil edildiği, sermaye değer tespiti için açılan davada yapılan inceleme ile talep edilen taşınmazların (10) yıllık intifa hakkının ayni sermaye değerinin hesaplamasında; Taşınmaz malikinin taşınmazının çıplak mülkiyeti ile intifa (kullanma) hakkını ayrı tutarak, aynı işlemde çıplak mülkiyetini farklı kişi ya da kişilere satması, intifa (kullanma) hakkını da başka kişi ya da kişilere tanınabileceğini, intifa hakkı bedelli tesis edilecek ise değerin 2/...ü üzerinden lehine intifa hakkı tesis edilenden her yıl belirlenen oranla tapu harcı tahsil edileceğini bildirmiştir. Buna göre; Sıra No Ada / Parsel Rayiç Değeri İntifa Hakkı Değeri (2/3) 1 ... Ada / ... Parsel 16.512.000,00 11.008.000,00 2 ... Ada /... Parsel 20.447.592,00 13.631.728,00 3 ......

              Bu raporda; Bedelli intifaya satış, bedelsiz intifaya bağış hükümlerinin uygulandığı, intifa hakkı tesisinde; ilgili belediyece bildirilen emlak beyan değerinden az olmamak üzere bildirilen bedel üzerinden binde 20 oranında harç tahsil edildiği, sermaye değer tespiti için açılan davada yapılan inceleme ile talep edilen taşınmazların (10) yıllık intifa hakkının ayni sermaye değerinin hesaplamasında; Taşınmaz malikinin taşınmazının çıplak mülkiyeti ile intifa (kullanma) hakkını ayrı tutarak, aynı işlemde çıplak mülkiyetini farklı kişi ya da kişilere satması, intifa (kullanma) hakkını da başka kişi ya da kişilere tanınabileceğini, intifa hakkı bedelli tesis edilecek ise değerin 2/...ü üzerinden lehine intifa hakkı tesis edilenden her yıl belirlenen oranla tapu harcı tahsil edileceğini bildirmiştir. Buna göre; Sıra No Ada / Parsel Rayiç Değeri İntifa Hakkı Değeri (2/3) 1 ... Ada / ... Parsel 16.512.000,00 11.008.000,00 2 ... Ada /... Parsel 20.447.592,00 13.631.728,00 3 ......

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.5.2003 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 5.6.2003 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin terkini istemi ile açılmıştır. Mahkemece, ipotek bedeli olan 250.000.000 TL.nin depo edilmesi koşuluyla ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir. İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacı güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdünü yerine getirmezse taşınmazın maliki olan kişi ipoteğin kaldırılmasını dava yolu ile isteyebilir....

                  Belirtilen ilke, TMK'nın 1023. maddesinde "tapu kütüğündeki sicile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur” şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki TMK’nın 1024. maddesinde de “bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz” biçiminde vurgulanmıştır. Ne var ki, tapulu taşınmazların intikallerinde huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin iyiniyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Kayıt malikinin mülkiyeti kötüniyetle kazandığı ileri sürülmüşse, üçüncü kişinin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken şahıs olup olmadığına bakılması gerekir....

                    Ayrıca, her ne kadar davacı önce mirasbırakanı ile kayıt malikinin aynı kişi olduğunun tespiti istemi ile dava açmış ve dava reddedilmiş ise de 6100 sayılı HMK'nun 382. vd. maddeleri gereğince çekişmesiz yargı kararlarının kesin hüküm teşkil etmeyeceği açıktır. O halde, davacının mirasbırakanı ... ... kızı ... Giray ile kayıt maliki ... kızı ... Giray'ın aynı kişi olduğunun kanıtlandığı gözetilerek tepit karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken ayrıca tescile ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru değil ise de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1. bendindeki “ ve tapuya bu şekilde tesciline” ibaresinin hükümden çıkarılmasına davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu