tebliğ edildiğini, ihtarname ile verilen sürenin dolmasına rağmen eksik işin tamamlanmadığını, davalının temerrüde düştüğünü belirtmiş, işin eksik yapılmasının mahkemece tespit edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Eksik iş ise; sözleşme ekleri ile fen ve tekniğine göre, ya da varsa proje ve şartnamesinde belirtilip yapılması gerektiği halde kısmen ya da tamamen yapılmayan, fakat mevcut halini iş sahibinin kabul ettiği eser olarak ifade edilmektedir. Ayıbın varlığı halinde, sözleşme ve işin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 359. maddesi uyarınca açık ayıplarda makul süre içerisinde, gizli ayıplarda aynı Yasanın 362/III. maddesi gereğince, öğrenilir öğrenilemez derhal ihbarda bulunmak suretiyle iş sahibi Borçlar Kanunu'nun 360. maddesinde sayılan seçimlik haklarını kullanabilir. Eksik işlerin varlığı halinde iş sahibi ihtirâzi kayıt ileri sürmek ve ihbara gerek olmaksızın zamanaşımı süresi içerisinde eksik işlerin giderilme bedelini, işin eksik yapılması sebebiyle fazla ödenen bedelin iadesini isteyebileceği gibi eserin eksik bırakılan kısmının bedelini ödemekten kaçınabilir....
Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek açık ayıp, gizli ayıp ve eksik ifa ayrımı yapılması, eksik ifa nedeniyle ihbar şartı aranmaksızın davacıların 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceğinin kabul edilmesi, açık ayıplar için teslimden itibaren 30 günlük süre içinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığının araştırılması, gizli ayıpların ise ortaya çıkması sonrası davacıların oyalanmış olmaları karşısında davacıların daireleri ve ortak yerlerdeki payları gözetilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. " şeklindeki ilamlarında da belirtildiği üzere; ayıp ihbarı süresinde olmasa dahi satıcı ihbar süresi geçtikten sonra alıcının bildirdiği ayıpların varlığını kabul etmiş ve bunların giderilmesi taahhüdünde bulunmuş ise, artık bu ayıplardan dolayı tekeffül altında bulunmaktadır....
Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek açık ayıp, gizli ayıp ve eksik ifa ayrımı yapılması, eksik ifa nedeniyle ihbar şartı aranmaksızın davacıların 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceğinin kabul edilmesi, açık ayıplar için teslimden itibaren 30 günlük süre içinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığının araştırılması, gizli ayıpların ise ortaya çıkması sonrası davacıların oyalanmış olmaları karşısında davacıların daireleri ve ortak yerlerdeki payları gözetilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. " şeklindeki ilamlarında da belirtildiği üzere; ayıp ihbarı süresinde olmasa dahi satıcı ihbar süresi geçtikten sonra alıcının bildirdiği ayıpların varlığını kabul etmiş ve bunların giderilmesi taahhüdünde bulunmuş ise, artık bu ayıplardan dolayı tekeffül altında bulunmaktadır....
Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek açık ayıp, gizli ayıp ve eksik ifa ayrımı yapılması, eksik ifa nedeniyle ihbar şartı aranmaksızın davacıların 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceğinin kabul edilmesi, açık ayıplar için teslimden itibaren 30 günlük süre içinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığının araştırılması, gizli ayıpların ise ortaya çıkması sonrası davacıların oyalanmış olmaları karşısında davacıların daireleri ve ortak yerlerdeki payları gözetilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. " şeklindeki ilamlarında da belirtildiği üzere; ayıp ihbarı süresinde olmasa dahi satıcı ihbar süresi geçtikten sonra alıcının bildirdiği ayıpların varlığını kabul etmiş ve bunların giderilmesi taahhüdünde bulunmuş ise, artık bu ayıplardan dolayı tekeffül altında bulunmaktadır....
Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek açık ayıp, gizli ayıp ve eksik ifa ayrımı yapılması, eksik ifa nedeniyle ihbar şartı aranmaksızın davacıların 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceğinin kabul edilmesi, açık ayıplar için teslimden itibaren 30 günlük süre içinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığının araştırılması, gizli ayıpların ise ortaya çıkması sonrası davacıların oyalanmış olmaları karşısında davacıların daireleri ve ortak yerlerdeki payları gözetilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. " şeklindeki ilamlarında da belirtildiği üzere; ayıp ihbarı süresinde olmasa dahi satıcı ihbar süresi geçtikten sonra alıcının bildirdiği ayıpların varlığını kabul etmiş ve bunların giderilmesi taahhüdünde bulunmuş ise, artık bu ayıplardan dolayı tekeffül altında bulunmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/496 Esas, 2018/420 Karar sayılı ve 12/12/2018 tarihli kararı ile; "Davanın KABULÜ ile dava konusu ayıplı mal olan XEROX marka WORKCENTRE7225 model yazıcının aynı marka ve modelli bir yazıcı ile değişiminin davalı tarafından sağlanmasına, " şeklinde karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiş, Dairemizin 2019/421 Esas, 2019/1111 Karar sayılı ve 05/07/2019 tarihli kararı ile; "Mahkemece, makine mühendisi bilirkişiden alınan 27/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu yazıcının dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden mekaniksel bir hatanın olmadığı ancak yazıcının servis fişlerinin bilgisayar mühendisi ile elektrik ve elektronik mühendisi bilirkişiler aracılığı ile teknik inceleme yapılarak dava konusu yazıcının gizli ayıplı olup olmadığı ancak bu kişilerin incelenmesinden sonra tespit edilebileceği belirtilmiştir....
Maddesi gereğince 8 yaş ve 160.000 km. üzerindeki garanti kapsamı dışında bulunduğunu beyanla hukuka aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355/1 maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin olarak yapılan incelemede; Dava, satışa konu aracın ayıplı olmasından kaynaklanan onarım bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 10/02/2021 NUMARASI : 2019/455 ESAS-2021/89 KARAR DAVA KONUSU : AYIPLI ARAÇ ONARIM BEDELİNDEN KAYNAKLANAN ALACAK KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA :Davacı tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; davalıdan 29/06/2019 tarihinde 2011 model Renault Fluence marka 34 XX 900 plakalı aracı kendi aracı olan 34 XX 663 plakalı 2005 model BMW marka aracını takas ederek ve üzerine de 7.000,00- TL ödeyerek 48.000,00- TL'ye satın aldığını, davacının dava konusu aracı satın alındıktan 1 hafta sonra arıza ikaz lambasının yanması ve sorunlar çıkmaya başlaması üzerine aracı aldığı yere geri iade etmek istediğini fakat davalı tarafın aracın masrafının ve diğer giderlerinin ödenmesi gerektiğini söyleyerek geri iade almadığını, aracın tamamen arızalanması...
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından 17/10/2020 tarihinde sunulan istinaf başvuru dilekçesi ile; davacının, satışa konu ürünlerin teslim alınmasından 8 ay sonra dava açtığını, ayıpların kullanım hatasından kaynaklandığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu ve bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini belirterek; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 11.maddesi uyarınca ayıplı mal satışı nedeniyle sözleşmeden dönülerek bedel iadesi istemlidir....