Eş anlatımla, taraflar geçmişe etkili bir biçimde edinilmiş mallara katılma rejimi dışında Kanunun tanıdığı başka seçimlik bir mal rejimini (mal ortaklığı, mal ayrılığı ya da paylaşmalı mal ayrılığı rejimlerinden birini) evlenme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere seçemez ve belirleyemezler. Dolayısıyla, böyle bir seçim hükümsüz olup, kamu düzenine ilişkin bu yasal sınırlama sözleşme serbestisi kurallarına dayanılarak aşılamaz. Edinilmiş mallara katılma rejimi dışındaki diğer mal rejimlerinin benimsenmesine ilişkin sonradan yapılan sözleşmeler; ancak ileriye etkili olarak geçerli olur ve yapıldığı tarihten sonraki dönem için sonuç doğurur. Mal Ortaklığı Rejimi, seyrek uygulanabilen bir mal rejimi türüdür. Bu rejimde, eşlerin kişisel malları birleşerek müşterek (ortak) bir mallar grubu haline gelmektedir. Ortaklık mallarında eşler arasında elbirliği mülkiyet esası geçerli olmaktadır....
Mal bildiriminde bulunmayı sağlayarak rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele etmek amacıyla yürürlüğe konulan 3628 sayılı Kanun'da; mal bildiriminde bulunacaklar, bildirimlerin konusu, zamanı, birden fazla mal bildiriminde bulunulması, bildirimin yenilenmesi, bildirimin verileceği merciler ve bildirimlerin gizliliğine ilişkin hususlara yer verilerek, mal bildirimine ilişkin esaslar belirlenmiş ise de, belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunulmaması hali için herhangi bir yaptırım öngörülmemiştir. Anılan Kanun'da; gerçeğe aykırı bildirimde bulunma ve haksız mal edinme gibi, suçun manevi unsurları dikkate alınarak, hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüş; ayrıca, Kanun'la belirlenen sürelerde mal bildiriminde bulunmayanlara, bildirimde bulunması için ihtar edilmesine rağmen mal bildirimde bulunulmaması halinde de hapis cezası verileceği öngörülmüştür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : UŞAK İCRA MAHKEMESİ Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ...’ın beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: İİK’nun 74.maddesindeki “Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, sanığın 27.08.2007 tarihli mal bildiriminde borca yetecek kadar mal bildiriminde bulunmasının sadece sanığın başka mal, kazanç ve haklarını bildirme zorunluluğunu ortadan kaldırmakla birlikte mal beyanının...
Mahkemece, edinilmiş mal rejiminden mal ayrılığına geçiş sözleşmesinin taraflar açısından özgürce yapılabilmesi mümkün ise de bu sözleşme ile taraf dışındaki kişilerin hukukunu olumsuz etkileyen veya ortadan kaldıran sözleşmelerin hiçbir şekilde yapılamacağı gerekçesiyle davalı eşler arasında yapılan mal ayrılığı sözleşmesi davacıların hukukunu etkiler nitelikte olduğundan söz konusu mal ayrılığı sözleşmesinin geçersizliğine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalılar 24.09.1984 tarihinde evlenmiş olup, 21.03.2014 tarihinde Üsküdar 6.Noterliğinde mal ayrılığı sözleşmesi yapmışlardır. Edinilmiş mallara katılma rejimi dışındaki diğer mal rejimlerinin benimsenmesine ilişkin sonradan yapılan sözleşmeler ancak ileriye etkili olarak yapıldığı tarihten sonraki dönem için sonuç doğurur. Dolayısıyla davalılar arasında yapılan mal ayrılığı sözleşmesi yapıldığı tarihten sonrası için geçerlidir....
Buna göre her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri edinilmiş mal olarak nitelendirilmelidir. Kişisel mallar ise 220. maddede açıkça sayılmış olup; (1) eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, (2) mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, (3) manevi tazminat alacakları, (4) kişisel mallar yerine geçen değerler kişisel mallardır. TMK'nun 225. maddesine göre mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer. Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı(743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1. m). Tasfiyeye konu 169 ada 1 parseldeki 2 nolu bağımsız bölüm, 25.06.1996 tarihinde yapılan sözleşme ile TOKİ'den vadeli olarak satın alınıp ödemelerin tamamlanması üzerine 03.02.2006 tarihinde davalı eş adına tapuya tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m). Mal rejiminin sona erdiği 22.07.2008 tarihinde, tasfiyeye konu bağımsız bölüm davalı eşin mülkiyetinde olup tasfiyesi gereken malvarlığıdır....
E.. aleyhine icra takibine başlandığı, Antalya Kriminal Laboratuvarınca yapılan inceleme sonucunda, söz konusu icra takibine konu mal teslim fişlerindeki imzanın 2 tanesinin sanığın yeğenine, bir kısmının da sanığın yanında çalışan işçilerine ait olduğu tespit edildiği, bu durumun sanığın zaman zaman güven ilişkisi içerisinde işlerini yürüttüğünü, basiretli tacirden beklenen özen ve gayreti göstermeksizin mal teslimi yaptığı, yine yapılan inceleme sonucunda, suça konu toplam 5 adet mal teslim fişindeki imzaya ilişkin düzenlenen raporda, mal teslim fişleri üzerindeki imzaların gerek katılanın gerekse de sanığın eli ürünü olduğunun tespit edilememiş olması ile sanık ile katılan arasındaki ticari ilişkiye ait mal teslim fişlerinin birçoğunun davaya konu edilmeyip, taraflar arasındaki ticari ilişkinin geçmişe dayanıyor olması birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu edilen 5 adet mal teslim fişinin , gerçek bir mal teslimine dayanıp dayanmadığı hususunun açık ve net olarak tespit edilemediği...
Asliye Ticaret Mahkemesine verilmiş rapordaki görüşlere uyulduğu, iş makinesindeki akünün arızalı olduğunu ve bunun zamanında bildirilmemiş olduğu görüşünü savunan İTÜ raporunun, yukarıdaki gerekçeler doğrultusunda isabetsiz bulunduğu, mevcut durumda, dava konusu iş makinesinde çıkan yangın olayının motor bölmesinde şarj sistemindeki (alternatör-regülatör) kısa devre sonucu meydana gelmiş olduğu, olayda bir operatör kusuru yada ihmali bulunmadığı, alternatördeki arızanın üretim kaynaklı olduğu, iş makinesinin satın alımı esnasında yada sonrasında makul süre incelemesi ile anlaşılması mümkün olmadığı, belirli bir kullanım süresi sonrası ortaya çıkan şarj sistemi arızası nedeniyle dava konusu iş makinesinin AYIPLI (GİZLİ) mal niteliğinde olduğu kanaatine varıldığı, davacı ... tarafından Leasing Uzun vadeli sigorta poliçesi ile sigortalısı ... A.Ş’ye ait ... marka İş makinasının sigorta teminatı altına alındığı, dava konusu iş makinasının ......
… tarih ve … sayılı Kamu İhale Kurulu (Kurul) kararı ile güneş enerjisi üretimi için mal alımı ile jeotermal enerji üretimi için hizmet alımının 4734 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (g) bendi uyarınca istisna kapsamında olduğuna, jeotermal enerji üretimi için mal alımının ise "mal alımının kapsamı ve niteliği anlaşılamadığı" ve "genel nitelikteki mal alımı talep edildiği"nden bahisle söz konusu hüküm uyarınca istisna kapsamında olmadığına karar verilmiştir. Bunun üzerine davaya konu Kurul kararının jeotermal enerji üretimi için mal alımının istisna kapsamında olmadığına ilişkin kısmının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır....
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalıya ait kişisel mal niteliğindeki başka bir meskenin satışından gelen gelir ile alındığını, bu nedenle edinilmiş mal değil kişisel mal olduğunu, davacının alacak hakkı olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 25.02.2002 tarihinde evlenmiş, 20.03.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 01.04.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Dava konusu 3654 parselde 1.kat 176 numaralı bağımsız mesken 05.06.2006 tarihinde taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınarak davalı adına tapuya tescil edilmiştir....