Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK mad.222). 4721 Sayılı TMK'nin "kişisel malları" düzenleyen 220. maddesinin 2. bendine göre mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan mal varlığı değerleri kişisel mal kabul edilir. Aynı maddenin 4. bendine göre de, kişisel mallar yerine geçen değerler de kişisel mal sayılır (ikame kuralı). Bu kanuni düzenlemelere göre, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan malvarlığı, bunun satışından elde edilen gelir ve bu gelir kullanılarak edinilen mal varlığı da kişisel mal sayılır. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan malvarlığından elde edilen gelirin, aile birliğine ait başka malın edinilmesine katkı olarak kullanılmasında, katkı oranında kişisel mal kabul edilerek, mal rejiminin tasfiyesinde göz önünde bulundurulur....
Türk Medeni Kanunu’nun 219. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir” şeklindeki tanıma göre edinilmiş mal kavramının üç unsurdan oluştuğunun kabulü gerekir. Bunlardan ilki; edinilmiş mal, mal rejiminin devamı süresince diğer bir ifadeyle yasal mal rejiminin başlangıcından sonuna kadar olan süreç içinde edinilmiş olmalıdır. Bu unsur gereğince eşler arasında yasal mal rejiminin başladığı tarihten önce edinilmiş olanlar ile mal rejiminin sona ermesinden sonra edinilmiş olan malvarlıkları diğer unsurlara bakılmaksızın, o eşin kişisel malı sayılır. İkincisi “karşılığı verilerek edinilmiş” olmalıdır, kaldı ki bu unsur esasen “edinilmiş mal” tanımının başlıca koşuludur, zira bir malın yasal mal rejimi kapsamında edinilmiş mal sayılması, bu malın ivazlı şekilde elde edilmiş olmasına bağlıdır....
Mahkemece, taraflar arasında henüz boşanma gerçekleşmemiş olduğundan dava şartı yokluğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir. Bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir....
Mahkemece, taraflar arasındaki boşanma davası halen devam ettiğinden eldeki dava yönünden dava şartı gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın dava ön şartı yokluğundan reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir. Bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....
Mal rejiminden kaynaklanan istekler boşanmanın eki niteliğinde istekler olmadığından anlaşma ya da protokol, mal rejimlerini de kapsıyor ise bu taktirde taşınır ve taşınmaz mal niteliğinde bulunan katkı payı ya da artık değere konu olan bu tür eşyaların açık bir biçimde tek tek, bentler halinde protokolde yer alması gerekir. Somut olayda, herhangi bir açık ibare bulunmamaktadır. Sadece, "mal talepleri yoktur" ibaresi yer almaktadır. Mal tabirinin tüm taşınır ve taşınmazları kapsadığını kabul etmek mal rejimi davalarının mantığına ve hakkın özüne aykırı düşer. Mal tabiri oldukça dar bir kavramdır. Bu nedenle bu tabirin katkı payı ya da edinilmiş mallardan kaynaklanan taşınmaz ya da taşınır niteliğindeki eşyaları da kapsadığının kabulüne olanak bulunmamaktadır....
Açıklanan bu nedenlerle davalının söz konusu bağımsız bölümü edinmesine ve ödemelere ilişkin tüm belgelerin eksiksiz olarak dosya içerisine getirtilip mal rejiminin devamı süresince edinilip edinilmediği, mal rejiminin sona ermesinden sonra edinildiğinin anlaşılması durumunda mal rejimi sona erdiği anda mevcut olmadığından bu bağımsız bölüme ilişkin davanın reddine, aksi durumda ise kooperatife üye olunan tarihe, ödenen peşinat ve aidatların tarih ve miktarlarına, Yargıtay'ın ve Dairemi'zin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin yukarıda belirtilen ilke ve esaslarına göre mal rejiminin tasfiyesine ilişkin alacak miktarının belirlenip hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Mal bildiriminde bulunmayı sağlayarak rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele etmek amacıyla yürürlüğe konulan 3628 sayılı Kanun'da; mal bildiriminde bulunacaklar, bildirimlerin konusu, zamanı, birden fazla mal bildiriminde bulunulması, bildirimin yenilenmesi, bildirimin verileceği merciler ve bildirimlerin gizliliğine ilişkin hususlara yer verilerek, mal bildirimine ilişkin esaslar belirlenmiş ise de, belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunulmaması hali için herhangi bir yaptırım öngörülmemiştir. Anılan Kanun'da; gerçeğe aykırı bildirimde bulunma ve haksız mal edinme gibi, suçun manevi unsurları dikkate alınarak, hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüş; ayrıca, Kanun'la belirlenen sürelerde mal bildiriminde bulunmayanlara, bildirimde bulunması için ihtar edilmesine rağmen mal bildirimde bulunulmaması halinde de hapis cezası verileceği öngörülmüştür....
Dava boşanma davası ile birlikte mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olarak açılmış olup, kişisel mal niteliğindeki ineklerin bedelinin tahsiline dair olan davanın tefrikinden sonra görevsizlik kararı verilerek dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Eşlerin evlendiği tarihte taraflar arasında mal ayrılığı rejimi geçerlidir. Ancak TMK'nın yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihinden sonra taraflar arasında başka bir mal rejimi seçilmediği için yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olacaktır. TMK'nın 218 maddesine göre edinilmiş malara katılma rejimi kişisel mallar ile edinilmiş malları birlikte kapsar. TMK'nın 220/2 maddesine göre; mal rejiminin başlangıcından eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri kişisel maldır....
Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 Sayılı TMK mad.179). Kişisel mal niteliğindeki şirket üzerinde davacı eşin mal rejiminin tasfiyesi sonucu oluşacak alacak hakkı bulunmamaktadır. Ne var ki; aksi kararlaştırılmadığından şirket geliri edinilmiş mal olduğundan, mevcut ise tasfiye davasının konusu olabilir. Mahkemece yapılacak iş; evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği 07.01.2013 tarihine kadar, dava konusu şirketin kar edip etmediğinin, kar etmişse davalı eşe şirket kar payı (temettü=kazanç) ödenip ödenmediğinin, ödenmişse mevcut olup olmadığının ya da her hangi bir yatırıma dönüştürülüp dönüştürülmediğinin, kar payı ödemesi yapılmamışsa karın şirkete yatırım olarak kullanılıp kullanılmadığının araştırılıp belirlenmesidir....