Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARŞI OY (X): Bir maddi zararın giderilmesine yönelik açılan tam yargı davalarında, tazminat kişinin mal varlığındaki zararın oluştuğu an itibariyle karşılanması gerektiğinden, istenilecek olan tazminatın gecikerek ödenmesi nedeniyle para değerinde enflasyondan dolayı meydana gelebilecek azalmayı karşılamaya yönelik olarak faize hükmedilmelidir. Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır....

    KARŞI OY (X): Bir maddi zararın giderilmesine yönelik açılan tam yargı davalarında, tazminat kişinin mal varlığındaki zararın oluştuğu an itibariyle karşılanması gerektiğinden, istenilecek olan tazminatın gecikerek ödenmesi nedeniyle para değerinde enflasyondan dolayı meydana gelebilecek azalmayı karşılamaya yönelik olarak faize hükmedilmelidir. Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır....

      Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili hakkında başlatılan ilamsız icra takibi sırasında alacak tahsil edilmesine rağmen, takip sırasında “taksit teminatı” adı altında alınan muhtelif meblağ ve tarihli bonolara dayanılarak başlatılan takiplerde davacının tüm mal varlığına haciz konulması nedeni ile yapılan ikinci takip ve haczin haksız olduğunu belirterek, istirdat ve maddi, manevi zararların tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; istirdata konu alacaklar açısından davanın kabulüne, maddi ve manevi tazminat istemleri açısından ise haksız haciz nedeniyle davacının uğramış olduğu maddi zararlar davacı tarafça somutlaştırılmamış ve kanıtlanamamış olduğundan, ayrıca ......

        Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalının işlettiği otoparka bıraktığı aracında yapılan hırsızlık nedeniyle zarar uğradığını belirterek tazminat istemiyle eldeki davayı açmıştır. 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK.nun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra, kapsam başlıklı 2.maddesinde "Bu Kanun birinci maddesinde belirtilen amaçlar ile mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakan ... 'in yakalandığı hastalık nedeniyle sağlıklı olmadığı dönemde davalıların, diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla murise ait 101 ada 310 , 104 ada 69, 104 ada 71, 110 ada 89, 111 ada 74, 131 ada 11, 101 ada 412 parsel sayılı taşınmazları adlarına tescil ettirdiklerini, işlemlerin mal kaçırmak amacıyla gerçekleştirildiğini ileri sürüp, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescile, olmazsa tazminata karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....

            Mahkemece, yargılamaya “genel mahkeme” sıfatıyla devam edilirken, verilen ara kararla “Tüketici Mahkemesi” sıfatıyla davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalı yönünden manevi tazminat talebinin reddine, maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir....

              Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olayda davacılar, murislerinin ... A.Ş.'den konut kredisi kullandığını, bu esnada murisleri adına hayat sigortası poliçesi tanzim edildiğini, murislerinin vefat etmesi nedeniyle davalıya başvuruda bulunmalarına rağmen kendilerine ödeme yapılmadığını ileri sürerek, tazminat bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini, aksi takdirde ödenen sigorta primlerinin iadesini talep etmektedirler....

                Dosya kapsamından, davacının (tüketici), davalı firmanın imal ettiği şohbeni evine taktırıp kullandığını, bu kullanım sırasında şohbenin emniyet mekanizmasındaki bir arıza nedeniyle patladığı, eşyaları ile binanın zarar gördüğünü, bu zarar nedeniyle dairesini kiraya vermediğini belirtip fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 700.000.000 .- TL. maddi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa ile tüketiciler ile satıcı ve üretici firma arasındaki mal ve hizmet alım satımından kaynaklanan anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması görevi tüketici mahkemelerine verilmiştir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’nın 1. maddesinde Yasa’nın amacı; “... ekonominin gereklerine ve kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olarak açılan davada ... 1. Tüketici ve ... 3. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle uğranılan zarar bedelinin ödenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. HUMK’.nun 25. maddesinde, Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına fiili veya hukuki bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargısal sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddüt edildiği takdirde, yetkili mahkemenin tayini için Yargıtay’a başvururlar. İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar temyiz edilmeksizin kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme Yargıtay’ca belirlenir hükmüne yer verilmiştir....

                    Mahkemece davalı T4'un satış sözleşmesinin tarafı olmaması nedeniyle bu davalı yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş ise de; yukarıda açıklandığı üzere davalı T4'un tüketiciye mal satan kişi adına ve hesabına hareket eden, ticari veya mesleki amaçlarla oto alım satım işiyle uğraşan kişi olması nedeniyle 6502 Sayılı yasanın 3/1- i maddesi gereğince satıcı sıfatına haiz olduğu, satıcı sıfatına haiz olan davalı T4'un 6502 sayılı yasanın 8 ve 11.maddeleri gereğince ayıplı maldan dolayı davacı alıcıya karşı sorumlu olduğu kabul olunarak bir karar verilmesi gerekirken, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olmamış ise de; davacı tarafın istinaf talebi bulunmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu