16.763,55-TL'lik kısmının kabulü, 8.236,45-TL'lik kısmının reddi, manevi tazminat isteminin reddi, kabul edilen tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce kusurları oranında ödenmesi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 09/04/2019 tarih ve E:2019/2647, K:2019/2332 sayılı kararıyla maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmının onanması, manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmı ile reddedilen maddi tazminat miktarı için davalı idareler lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin kısmının bozulması üzerine bozma kararına uyularak, manevi tazminat isteminin 10.000,00 TL'lik kısmının kabulü ile reddedilen maddi tazminat için davalı idareler lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir....
Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Bu itibarla, ilk defa yargı kararıyla para olarak değerlendirilebilen bir manevi tazminatın önceden davalı idarece belirlenmesi ve de ödenmesinin mümkün olmaması nedeniyle, ödemede gecikmeden bahsedilemeyeceği gibi, manevi tazminat, esasen bütün hususlar dikkate alınarak "takdiren" belirlendiğinden manevi tazminata faiz uygulanmaması gerektiği oyuyla kararın bu kısmına katılmıyorum....
Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Bu itibarla, ilk defa yargı kararıyla para olarak değerlendirilebilen bir manevi tazminatın önceden davalı idarece belirlenmesi ve de ödenmesinin mümkün olmaması nedeniyle, ödemede gecikmeden bahsedilemeyeceği gibi, manevi tazminat, esasen bütün hususlar dikkate alınarak "takdiren" belirlendiğinden manevi tazminata faiz uygulanmaması gerektiği oyuyla kararın bu kısmına katılmıyorum....
KARŞI OY (X): Bir maddi zararın giderilmesine yönelik açılan tam yargı davalarında, tazminat kişinin mal varlığındaki zararın oluştuğu an itibariyle karşılanması gerektiğinden, istenilecek olan tazminatın gecikerek ödenmesi nedeniyle para değerinde enflasyondan dolayı meydana gelebilecek azalmayı karşılamaya yönelik olarak faize hükmedilmelidir. Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır....
Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Bu itibarla, ilk defa yargı kararıyla para olarak değerlendirilebilen bir manevi tazminatın önceden davalı idarece belirlenmesi ve de ödenmesinin mümkün olmaması nedeniyle, ödemede gecikmeden bahsedilemeyeceği gibi, manevi tazminat, esasen bütün hususlar dikkate alınarak "takdiren" belirlendiğinden manevi tazminata faiz uygulanmaması gerektiği oyuyla kararın bu kısmına katılmıyorum....
Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğinden; mahkemece verilen 18/02/2014 tarihli ilk hükümde; tüm davalılar yönünden maddi ve manevi tazminat istemin kısmen kabulüne karar verildiği, kararın davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 07/10/2015 gün, 2015/12116 esas ve 2015/10899 karar sayılı ilamı ile, kural olarak, mala verilen zararlar nedeniyle manevi tazminat istenilemeyeceği, gerek BK’nun 49....
nın maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 2. maddesinde “Bu kanunun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş, yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya 2012/4951-8997 tüzel kişileri kapsar....
TMK 174/1- 2.maddeler kapsamında boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru bulunmayan, boşanmakla evlilikten beklenen maddi menfaatleri zarar görecek olan ve erkeğin eyleminin kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu anlaşıldığından, kadın lehine maddi-manevi tazminat verilmesi yerindedir. Ancak tarafların ekonomik sosyal durumları, hakkaniyet ve BK 50- 51.maddeler kapsamında belirlenen maddi tazminat miktarı azdır. Bu haliyle erkeğin, kadına maddi manevi tazminat verilmesi ve miktarlarına yönelik istinaf talebinin reddine, kadının, maddi tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının maddi tazminata ilişkin 2 nolu bendinin kaldırılmasına, davacı kadının maddi tazminat talebinin kabulü ile, 20.000,00 TL maddi tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:TÜKETİCİ MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 2.000 TL bedelli senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile 2.000 TL manevi 1.00 TL maddi tazminatın, faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 25.10.2006 vadeli 2.000 TL bedelli senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti maddi ve manevi tazminat talebinin reddi cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, eser sözleşmesi nedeniyle 2.000 TL borçlu olmadığının tespiti ile 100 TL maddi, 2.000 TL manevi tazminatın tahsili istenilmiştir....
faiz olarak belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla bilirkişilerce yapılan hesaplamalar üzerinden kar kaybı alacağı, ayıplı olarak teslim edilen ve hiç teslim edilmeyen mal bedeli alacağı taleplerinin kısmen kabulüne,( dava açıldığı tarihteki ve ıslah tarihindeki kurlar ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle hesaplama yapılmıştır.) bilirkişi raporları sonrasında arttırılan kısımlara ıslahtan itibaren faiz işletilmesine, kar kaybında zaten hesaplanmış olması nedeniyle masraf ve zarar bedeline ilişkin mükerrer talebin reddine, davacının yapılan ticarette zarar etmesi nedeniyle doğrudan kişilik haklarının zedelendiği kabul edilemeyeceğinden şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....